Mısır ve Suriye başta olmak üzere İslâm dünyasının birçok bölgesinde yaşanan dram ve katliamlar, bugüne kadar bana spor yazısı yazma imkânı tanımadı. Daha doğrusu spor yazısı yazmaya elim varmadı.
Ancak ligin başlamasından bu yana 3 hafta geçtikten sonra kendimde bu konuda birazcık da olsa cesaret bulabildim.
Torku Konyaspor’un ligdeki 3 haftalık performansının kısa özeti yazı başlığı olarak kullandığım bu cümle olsa gerek.
Fenerbahçe galibiyeti ile başlayan, Sivas ve Kasımpaşa mağlubiyetleri ile devam eden 3 haftalık süper lig performansı, genel olarak bakıldığı zaman Torku Konyaspor açısından iyi bir gelecek vadetmiyor.
Futbolcularımızın bu 3 hafta içinde ortaya koydukları mücadele azmine diyecek bir şeyimiz olamaz ama süper ligde tutunabilmek için sadece iyi niyetle mücadele etmek yetmiyor. Buna ilaveten olumlu sonuç alınacak bir oyun ortaya konulması gerekiyor.
Uğur Tütüneker’in takımı iyi motive ettiğine şüphe yok. Ortaya konulan mücadele bunu gösteriyor. Futbolcularımızın tamamı maç boyunca gayret ediyorlar, koşuyorlar, formalarının hakkını veriyorlar ancak şu bir gerçek ki, bu takım süper ligde tutunmak için yeterli bir takım görüntüsünde değil.
Üç haftada ortaya konulan oyun ve alınan sonuçlardan sonra, bende takımın kapasitesinin bu kadar olduğu kanaati hâkim oldu.
Lig başlamadan önce spor kamuoyunda da hâkim olan bu düşünce, Fenerbahçe galibiyeti ile bir anda iyimserliğe dönüştü ve bu iyimserlik maalesef beklenen olumlu neticeyi hâsıl etmedi. Zira arka arkaya 2 mağlubiyet geldi.
Gerek Fenerbahçe galibiyeti gerekse Sivas ve Kasımpaşa mağlubiyetlerinde ortaya konan futbol anlayışında büyük bir fark yoktu. Genel olarak her 3 maçta da sahada 4-3-3 düzeniyle oynayan, iyi mücadele eden, pas hataları yüksek olsa da rakipten top çalabilen ve zaman zaman orta sahası aksayan, ileriye çıkmakta zorlanan bir Konyaspor vardı.
Fenerbahçe’nin 2-0 lık avantajı koruma düşüncesi ile geriye çekilmesi sonucu, Konyaspor’un ikinci yarıya çok iyi başlayan, hücum eden ve eline geçirdiği fırsatları iyi değerlendiren bir takım görüntüsü vermesi, ilk maçın galibiyetle sonuçlanmasına yol açtı. Ancak bu galibiyet aslında takımda var olan eksikliklerin görülmesini engellemesine sebep oldu.
Sivas maçında alınan mağlubiyet ise deplasmanda alınan normal bir sonuç olarak görüldü.
Kasımpaşa mağlubiyeti ile ancak 3 hafta sonra bu takımın gerçek görüntüsü anlaşıldı ve gecikmeli olarak da olsa yeni arayışlara girildi.
Sivas ve Kasımpaşa maçlarında aslında rakiplerle başa baş bir mücadele sergilense de, iyi sonuç alınacak bir oyun ortaya konulamadı.
Henüz ligin başındayız. Daha 3. haftada başlayan teknik direktör tartışmalarına katılmıyorum. Bu tartışmalar takıma yarar değil zarar verir. Hocaya ve futbolculara biraz fırsat vermek gerekir.
Umarım yeni yapılan transferler takıma olumlu bir katkı sağlar. Ancak Konyaspor’un güçlü bir orta saha oyuncusu ile iyi bir golcüye olan eksikliği hissediliyor.
Milli maç nedeniyle verilen aradan sonra Elazığ deplasmanına çıkılacak. Bu arayı iyi değerlendirip, verilen iyi mücadeleye, iyi oyun anlayışı sonunda alınacak güzel sonuçlar da eklenirse Konyaspor açısından olumlu ve istenilen bir hava yakalanabilir.