Muhafazakâr Müslüman

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

İslam sözkonusu olduğunda niteleme babında muhafazakâr mı yoksa mazbut kavramını kullanmak mı daha doğrudur? 

Türkiye’nin toplumsal yapısını ifade etmede belki muhafazakârlıktan ziyade, mazbut oluştan söz edilebilir. Temel sebep,  muhafazakârlığın, mazbutluğa göre daha belirsiz oluşudur. Çünkü muhafazakârlığa yüklenen anlam, değişkendir; toplumdan topluma, ülkeden ülkeye değişir. Gelişmeye ve geliştirilmeye açık bir kavram olup geleneksel muhafazakârlık, yeni muhafazakârlık, devrimci muhafazakârlık, liberal muhafazakârlık, kültürel muhafazakârlık, İslam muhafazakârlığı gibi birçok türleri vardır.

Yaşadığımız yüzyılda yukarıda değindiğimiz çeşitlerden ayrı olarak siyaset literatürüne bir de muhafazakâr Müslüman tabiri eklenmiştir. Aslında, sadece mazbutluğun değil, aynı zamanda her ne kadar göreceli ve yeni bir kavramsallaştırma olsa da bütün çeşitleriyle muhafazakârlığın din, ahlak, gelenek ve aile gibi değer ve kurumları önemsediği bilinmektedir.   Zaten “muhafazakâr Müslümanlık” şeklinde sınırlar belirlendiği zaman, ‘din ve dini yaşamın ürettiği değerlerlere’ bağlılık ön plana çıkar.

Bilindiği gibi muhafazakârlık, Batı toplumlarında Aydınlanma düşüncesinin getirdiği krizi aşmak için icat edilmiştir. Eleştirilecek birçok noktası olmasına rağmen bu felsefi düşünce, teolojik köklerden soyutlanmış bir rasyonalizm, duyu-ötesi alanı dışlayan bir bilimcilik, gerçekliğin ölçüsünün insan olduğunu savunan hümanizm, seküler etik gibi görüşlere tepkisel olarak ortaya çıkmıştır. Bir başka deyimle muhafazakârlık Aydınlanma düşüncesinin küçümsediği değerlere nefes alma ve yaşama alanı açmıştır.

Muhafazakâr kavramından dolayı, “Muhafazakâr Müslüman” tabirine karşı çıkmak anlamsızdır. Geçmişte, aydın mı yoksa münevver kavramını mı kullanalım tartışmaları yapılmış, münevver kavramının referansı din, (hâlbuki aydın’ın Arapçası) aydınlanma kavramının referansı din-dışılık olduğu için Müslüman sözcüğünün başına ‘aydın’ kavramı getirilerek ‘müslüman aydın’ tabirinin kullanılması reddedilmişti.  Bugün bizim realiteye bakmamız gerekir. Doğrudur,  ‘aydın’ kavramının Aydınlanma düşüncesiyle çok yakın bir ilişkisi vardır. Aydınlanma düşüncesiyle ortaya çıkan ve ilk dönemlerde bu kavrama yüklenen anlam elbette mensup olduğu dünya görüşünün özüyle uyuşmaktadır. Ama zaman içerisinde bu kavram bir anlam değişikliği ve genişlemesi yaşadı ve ‘müslüman aydın’ tabiri kullanılmaya başladı. Bence muhafazakâr kavramının kaderi de buna benzemektedir.

Müslüman çevrelerde muhafazakâr kavramını mı yoksa mazbut kavramını mı kullanalım? tartışması gittikçe anlamını yitirecektir. Artık muhafazakâr Müslüman kavramı halkın dilinde tedavüle çıkmıştır. Günümüzde nasıl ki aydın kavramına sadece Aydınlanma düşüncesinin bir sözcüsü ya da misyoneri olarak bakılmıyorsa, muhafazakâr Müslüman kavramına da kapitalizmin sözcüsü ya da misyoneri şeklinde bakılmayacaktır. Zaten zihniyet planında halk ve aydınlar ‘muhafazakâr Müslüman’ kavramına ayırt edici bir anlam yüklemişlerdir. Yaşadığımız yüzyılda ulusal ve uluslararası basın-yayın organlarında çokça kullanılan bu kavram mütedeyyin, dindar, aile, ahlak, örf ve geleneklerine bağlı, milletinin değerlerini seven, yeri geldiği zaman bu değerlerin korunması uğruna her türlü özveride bulunmaktan çekinmeyen kimseler hakkında kullanılmaktadır.

O halde Allah merkezli (teocentric) bir zihniyetin adı olarak kullanılan ‘muhafazakâr Müslüman’ tabiri yerindedir diye düşünüyorum.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.