İşte Mahmut Övür'ün "CHP listelerinin şifreleri" başlıklı yazısı...
"Milletvekili listeleri için dün son gündü. AK Parti ve CHP'nin listeleri daha çok merak ediliyordu ve şaşırtma ihtimali yüksekti. Öyle de oldu.
AK Parti listeleri güçlü bakanların ilk sırayı alması ve yüzde 50'lik bir değişim olmasıyla, CHP listeleri ise parti içinde öne çıkan çok sayıda "sol ve ulusalcı" siyasi aktörü "tasfiye" etmesiyle dikkat çekti. Biri ne kadar beklenen ve doğalsa diğeri de o kadar şaşırtıcı ve sarsıcıydı. Çünkü beklenen, iktidarın değişimle kendisini yenilemesi, muhalefetin ise her kesimi içine alarak büyümeyi hedeflemesiydi.
İNCE'NİN TEZCAN'LA TARTIŞMASI
Ancak CHP yönetimi tam tersini yaptı ve partide yakın tarihinin en derin sarsıntısının yaşanmasına yol açtı. Önceki gece CHP'de yer yerinden oynadı. Gece yarısı CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin partiyi basması, Bülent Tezcan'la tartışması bile başlı başına bir skandaldı. Bu baskınla listelerde küçük bir iki değişim olabileceğini söylemekle yetinelim ve asıl meseleye geçelim.
BASİT BİR KADRO TASFİYESİ DEĞİL
CHP'de asıl mesele, basit bir kadro tasfiyesi değil, arka planda kirli bir siyaset mühendisliğinin olduğuydu. Önce gidenler ve gelenlere bakalım. Gidenleri ikiye ayırmak mümkün. Bir tarafta kendilerini "sol" olarak tanımlayan İlhan Cihaner, Fikri Sağlar, Mustafa Balbay, Zeynep Altıok gibi çok sayıda isim var. Diğer tarafta, "Ulusalcı" ve Muharrem İnce'ye yakınlığıyla bilinen Haluk Pekşen, Namık Havutçu gibi 10'u aşkın milletvekili var.
"SOL" VE "ULUSALCI" AKTÖRLER TEMİZLENDİ
Arada FETÖ yapılanmasıyla ilişkili olduğu bilinen, o nedenle yargılanan ve yurtdışı yasağı konulan Eren Erdem olsa da onun durumu farklı. Bu tablo şunu gösteriyor; büyük oranda "sol" ve "ulusalcı" aktörler temizlendi ve etkisiz kılındı. Geride Aykut Erdoğdu ve Tuncay Özkan gibi birkaç "sol ve ulusalcı"nın kalması sonucu değiştirmiyor. Bu tasfiyenin müsebbibi olarak Tekin Bingöl, Erdoğan Toprak ve Seyit Torun gibi Kılıçdaroğlu'na yakın isimler görünse de asıl dizayn edici isim Kılıçdaroğlu...
SON BÜYÜK SİYASET MÜHENDİSLİĞİ
Kılıçdaroğlu, belki de hayatının son büyük siyaset mühendisliğini yaparak CHP'yi bitişe götürecek yeni bir hamleye imza atıyor. Listeye koyduğu her isim tam anlamıyla bir siyaset mühendisliği ürünü. Sadece şunu söyleyelim, soldan onca adamı liste dışına atan Kılıçdaroğlu, yeni listeye toplumun dini ve milli değerlerine hakaret eden Sera Kadıgil'i koyabiliyor. Onun yanına da Abdüllatif Şener gibi AK Parti'den kopan birini. Tam bir çelişkiler yumağı.
CHP'NİN NE KADAR OY ALACAĞININ ARTIK ÖNEMİ YOK
Peki, bunu neden yapıyor? Daha önce de, Kılıçdaroğlu'nun izlediği siyasetin CHP'den çok Akşener'in İP'ini ve HDP'yi öne çıkartacağını yazdım. Bu gerçek listelerin açıklanmasıyla doğrulandı. Yukarıdaki tablo, CHP içinde "milli" kaygıları olan "ulusalcılar"ın ve Batı yakasında yaşayan eski merkez sağcıların Akşener'e, solcuların ise HDP'ye yönelmesini hedefliyor.
CHP'liler bunun farkında ki bir CHP'li şöyle diyor: "Kemal Bey'e göre CHP'nin yüzde 25 veya daha fazla oy almasının önemi yok. Önemli olan AK Parti'nin önünü kesmek. Bunu da kendisinin ve CHP'nin yapamayacağını biliyor. Bu yüzden CHP'yi feda edip, İyi Parti ve HDP'nin önünü açıyor."
YÜZDE 20'YE İNMESİ SÜRPRİZ OLMAYACAK
Bu plana, tasfiye edilenler nasıl tepki verir bilemem ama listelere bakıldığında CHP'nin mecliste yüzde 20'lerin altına inmesi sürpriz olmayacak.
Böylece daha önce yazdığım; "Akşener'in derinplanı" ile Kılıçdaroğlu'nun derin planı örtüşmüş oluyor.
Bu durumda Muharrem İnce'nin geleceği de pek parlak değil. Partideki gücü biteceği gibi onca nefes tüketmesi de sadece "genel başkan olamadı ama cumhurbaşkanı adayı oldu" diye tarihe yazılmak dışında bir işe yaramayacak."