Adnan Oktar'ın hakkımda açtığı bir dava daha sonuçlandı...
Oktar hakkında yazdığım bir kaç yazıda hakaret unsuru var denilerek
15 ay hapis cezası verdiler onu da 11 000 TL para cezasına çevirdiler... Daha önce de “Adnan Oktar Kim?” başlıklı yazımdan dolayı 4000 TL ceza verilmişti… Kur’an dilinde ceza aynı zamanda ödül anlamına gelir ben bu cezayı ahiret ödülü olarak kabul ediyorum….
Hakkımda bu kararı veren hakim, Polis kayıtlarında hakaret ettikleri sabit olduğu halde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretten mahkeme huzuruna çıkan sanıklara Sayın Erdoğan davacı olmasına rağmen beraat verip tüm mahkeme ve avukat masraflarını devlete ödetmişti... Suçları sabit bu kişilere beraat verip dinime ve değerlerime Programları ile fiili hakarette bulunan Oktar hakkında kullandığım ifadeleri hakaret sayıp bana ceza yağdırdı maalesef…
Eğer ifadelerim hakaret içeriyor idi ise bu ifadelerin Oktar’ın Müslümanların gözüne baka baka yaptığı tahrif ve fiili tahkirlerin sonucu olarak değerlendirilmesi gerekmiyor muydu? Ki Mahkemeye delillerimi sunmuştum lakin hiçbiri dikkate alınmadı… Avukatsız katıldığım mahkemeye Oktar iki avukat göndermişti… Avukatların biri müspet bir tablo çizerken diğer avukat ise sert görünmeye çalışıyordu…
Mahkemede hâkime “Oktar dini değerlerime fiili hakarette bulunuyor” dediğim de hakim; “rahatsızsan kanalı çevir” diyerek basit bir muhakeme yapıyordu… “Oktar’ın dini tahrif ettiğini ispat edebilirsiniz, bunun için ilim adamlarından oluşan bir komisyon kurulabilir, komisyon kurulmasını talep ediyorum” dediğimde hakim benimle alaycı bir şekilde “başka bir şey de ister misin” diyordu… Laik hukuk malesef kişilerin şahsiyetlerini korurken aynı şahısların din ile istihza etmelerine maalesef ses çıkarmıyor…
Yıllarca devam eden ve hala sonuçlanmamış binlerce dava dururken, mahkeme kapılarında yıllarca sürünen mazlum halkın davaları, islam erlerinin davaları dururken Adnan Oktar’ın açtığı bir hakaret davasının bu kadar erken sonuçlanması bizi düşündürmektedir…
Oktar’ın açtığı tüm davaların lehinde sonuçlanması Oktar’a güç vermekte ve karşıtlarını ise sindirmektedir… Maalesef bu ve benzeri davaların böyle sonuçlanması din düşmanlarını cesaretlendirmektedir… Oktar’ı böylesine güçlü kılan arkasındaki güçler değil Müslümanların sessizliğidir…
Malesef ne yazarlarımız, ne gazetelerimiz, ne televizyonlarımız ne islami camialarımız Oktar’ın tahrifine ve dini, fiilleri ile tahkir etmesine bir şey dememekte ve olan bitene sessiz, tepkisiz kalmaktadır… Müslüman bir hükümetimiz başta olmasına rağmen maalesef RTÜK halen uyarı cezası dışında bir müeyyide uygulamış değildir…
Oktar, hükümet aleyhinde olduğu zaman mı hükümet yaptırım uygulayacak? Bu kadar istihza yetmiyor mu? Devlet bakanlığı döneminde Sayın Arınç’ın tepkisi de hiçbir etki etmemişti… Bu gidiş nereye???
Cezalar beni yıldırmayacak, mücadeleme devam edeceğim… Mahkemelerin beni haksız bulması haksız olduğum anlamına gelmez… Hak bildiğim yolda yürümeye devam edeceğim… Ne pahasına olursa olsun hak bildiğim yolda sözümü söylemekten vazgeçmeyeceğim… Haksızların cesur oldukları bir ülke de haklıların susmasını zillete talip olmak olarak değerlendiriyorum…
İslami camia ve medyanın sessizliğini, sükutlarını Rabbime şikayet ediyorum…
15. 06. 2016