Fatiha duasıyla başlayıp, Felak ve Nas sureleriyle sona eren ve yüzlerce dua örnekleri sunan bir kitabımız var. Kur’ân’ın duaları, makbul dualardır. Çünkü onları duanın asıl ve yegane mercii olan Yüce Rabbimiz bize sunmuştur. Bu dualar, başta peygamberler olmak üzere sâlihlerin mübarek ağızlarından dökülen ve ancak sâlih müminlerin ağızlarına yakışan dualardır. Yüce Yaratıcı, bidat-hurafe ve şirk şaibelerinden uzak bir şekilde doğru dua edelim diye bu makbul duaları bizlere öğretmiştir. Müminlere düşen öncelikle bu duaları ganimet olarak görmek onları vird edinmek ve onlarla Yüce Allah’a iltica edip yalnızca O’ndan istemektir. İşte Kur’ân’ın o kutlu dualarından biri de şudur:
Onlardan sonra gelenler şöyle derler:
Rabbimiz!
Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla!
Kalbimizde müminlere karşı kin bırakma!
Rabbimiz! Şüphesiz Sen şefkatlisin, merhametlisin. (59 Haşr 10)
Ayet, ensâr ve muhacir müminlerin peşinden gelen ve onların yolunu izleyen kıyamete kadar gelecek tüm müminleri kapsamaktadır.
Dua, pek çok Kur’ân duası gibi çoğul kalıpla gelmiş ve tüm müminler duaya ortak edilmiştir. Ümmet bilincini diri tutan bu kutlu dua yine İslam toplumunun tüm fertlerini içerisine alan kapsamlı bir duadır. Özellikle imanda öne geçmiş, iman öncüleri için bağışlanma dileği, ardından iman edenler için gönüllerde herhangi bir kin izinin kalmaması için dua.
İnsan, hemcinsleri ile birlikte yaşayan sosyal bir varlıktır. Bu birliktelikte zaman zaman tatsızlıklar olabilir. Önemli olan bu tatsızlıkları sürdürmemek, affetmek ve onlardan geçmesini bilmektir. Zira bağışlamak, Yüce Allah’ın ahlakıdır.
Kur’ân, müttakîleri tanımlarken şöyle buyurur: Onlar öfkelerini yutanlar, insanları affedenlerdir. Elbette Allah, iyilik güzellik yapanları sever. (3 Âlu Imran 134) Ayette geçen öfkeyi yutma ifadesi, kızgınlıkla o an için yahut daha sonra karşı tarafa tepki vermemeyi içine alır. Ardından gelen bağışlama ve iyilik yapma ifadesi ise, asla kin tutmamayı içerir. Dahası mümin, sürekli olarak mümin kardeşlerine dua eder. Diliyle dua ettiği kardeşlerine kin beslemek, kötülük yapmak, onları kıskanmak ise bu dualarla çelişmek demektir.
Elbette yanlış yapanları bağışlamak, onlara kin tutmamak ve onlara dua etmek zorlu bir iştir. Bunun için Yüce Allah’tan yardım istemeliyiz. Erdemli kişiler ise, nefislerine ağır gelse de zoru başarabilen kimselerdir.
Hele mümin, beş vakit namazın sonunda sürekli okuduğu Rabbena duasında, Rabbim, hesabın görüleceği günde beni bağışla, anamı babamı bağışla ve müminleri bağışla (14 İbrahim 41) diye dua eder. Namazda defalarca bağışlanması için dua ettiğimiz mümin kardeşlerimiz, namaz dışındaki hayatımızda da bizden kardeşlik bekliyor, düşmanlık değil!