Başbakan Ahmet Davutoğlu Hocamızın önceki gün Mersin’de yaptığı konuşma çok önemliydi. Seçim sürecine hızla yaklaşılırken bazı çevrelerin de kapalı kapılar ardında kumpaslar kurduğunu ifade ederek, “Aynen 30 Mart seçimlerinden önce olduğu gibi şimdiden koalisyon hesaplarına başladılar” dedi. Buna dikkat
***
Davutoğlu Hoca’nın Mersin’de hatırlattığı bir Arslanköy olayı var... Mersinlilere
“Sizin şahitliğiniz bizim için önemlidir. Çünkü Mersin demokrasi tarihinde Arslanköy ile yazılmıştır. 1947’de vesayet rejimi kurmak isteyenlere karşı, demokrasinin altın harflerle milletin gönlüne ve ruhuna yazılmasını Mersinli Aslanköylü analarımıza borçluyuz” sözlerinden yola çıkarak, bu hadiseyi biraz açalım...
***
Çok partili sisteme geçtikten bir yıl sonra 1947’de Türkiye genelinde muhtarlık seçimleri yapılır... Bu seçimler sonucunda 32 bin 298 muhtarlığı CHP, bin 289 muhtarlığı DP, 467 muhtarlığı ise bağımsız adaylar kazanır. (Çeşitli kaynaklarda bu sayılarda farklılıklar var.)
Birçok yerde seçimlerde baskı yapıldığıyla ilgili haberler yapılır. DP birçok yerdeki seçime itiraz eder.
***
Eski adı Efrenk olan Aslanköy, 1947 yılında Mersin’e 18 saat mesafede ve 2 bin 700 nüfuslu büyük bir köydür. Arslanköylüler 12 yıl boyunca köyü yönetmiş olan Tahir Şahin’den memnun değildir. 26 Şubat 1947 günü geldiğinde bu düşüncelerini sandığa yansıtmak isterler...
Seçim tamamlanır, oylar sayılır... Demokrat Parti adayı Harun Yedigöz 565, 12 yıl muhtarlık yapmış olan CHP adayı Tahir Şahin 53, diğer CHP’li aday Hasan Dönertaş 153 oy almıştır.
***
Sıra oyların tasnif işlemine gelmiştir ama yürürlükteki köy kanununa göre tasnif işlemi sırasında görevde olan muhtar ve altı azanın tasnifte hazır bulunması gerekmektedir. Seçimi kaybettiğini öğrenen muhtar ve 3 aza ise köyü terk etmiştir. Köylüler muhtarın dönmesini beklerken muhtar da Mersine gitmiş ve Vali Tevfik Sırrı Gür’e seçim sonuçlarını iletmiştir. Sonucun kendisi ve CHP adına “yıkıcı” olduğunu ve yeniden seçim yapılması isteğini valiye iletmiştir. Bu istek üzerine vali, bir yüzbaşı ve birkaç askeri, seçimlerin yenilmesi amacıyla köye gönderir. Köye gelen yüzbaşı, yeni bir seçim için hazırlıklarını başlatır. Köylüler yüzbaşıya seçimlerin kurallara uygun bir şekilde gerçekleştiğini anlatmaya çalışmışlarsa da bu konuda başarılı olamazlar... Yüzbaşının, içinde kullanılmış oy pusulalarının olduğu yedieminde bulunan seçim sandığını istemesi üzerine ise gerginlik baş göstermeye başlar... Köylüler seçim sandığını yalnızca Cumhuriyet savcısına verebileceklerini, bunun dışında kimseye verilmeyeceğini ifade ederler... Sandığın zorla alınma ihtimaline karşı köyün kadınları seçim sandığının bulunduğu evin etrafını çevirirler...
***
Yüzbaşı ise seçim sandığını almakta kararlıdır; kapıyı kırması için onbaşıya emir vermesi üzerine kadınlar onbaşının üzerine atlar ve yere düşürür. Jandarmalar ve yüzbaşı havaya ateş ederken bir çoğu kadın olan köylü de ellerindeki sopalarla ve taşlarla jandarmaya karşı koyar. Olayların bu şekilde büyümesi üzerine Vali Tevfik Sırrı Gür yüz seksen beş jandarma, bir üsteğmen ve iki yüzbaşıyı olayların bastırılması için köye gönderir. Köyün etrafı askerler tarafından çevrilir, halkın evlerinden dışarı çıkması yasaklanır.
***
Yapılan tahkikatın ardından onlarca kişi tutuklanır... Köy meydanına konulan yeni sandıkta gerçekleşen seçimlerin sonucu oy pusulalarını kimseye göstermeden ilan eden Yüzbaşının dilediği şekilde neticelenir. Önceki seçimin iki adayı da bu seçimde kazanan değildir. Demokrat Parti adayı Tahir Şahin’e bir oy bile çıkmamıştır. Muhtarlık seçimini kazanan Yüzbaşının köye geldiğinden beri iyi ilişkiler kurduğu yeni aday olan Ahmet Doğan’dır. Tasnif sırasında oy pusulasında her ne isim yazarsa yazsın Yüzbaşı, Ahmet Doğan’ın ismini okur. Bu sonuca kimse itiraz etme gereği bile duymaz.
***
Evet; Arslanköylüler demokrasiye olan inançlarının cezasını ağır öderler. Fakat seçim sandığına sahip çıkmalarındaki kararlılık ve direnişle Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde de önemli bir yerde dururlar.
***
AK Parti İl Başkanı Musa Arat da takdir edecektir ki; Davutoğlu Hocamızın, kapalı kapılar ardında kurulan kumpaslara işaret ettikten sonra bu hadiseyi hatırlatması çok önemli... AK Parti Teşkilatları’nın şimdiden seçime odaklanarak, bu türlü oyunları bertaraf edecek tedbirler almasında yarar var. Türkiye’nin geleceğini Arslanköy’deki gibi kumpasçıların eline bırakamayız. Çünkü yeni bir Türkiye özlemimiz var. Çünkü Davutoğlu Hocamızın deyişiyle: Tarih bizi Selçuklu ile yazacak, Osmanlı ile yazacak ve küresel güç olan Türkiye Cumhuriyeti ile yazacak.