MUSACA DUAYA DURMA ZAMANI! MUSA PEYGAMBERİN AĞZIYLA DUA
Kur’ân, pek çok peygamber gibi Hz. Musa peygamberin dualarına da yer verir. Tüm Kur’ân duaları gibi, Musa peygamberin duaları da ibret ve mesajla dopdoludur. İşte o dualardan bir kaçı:
Hz. Musa’nın Duaları:
28 Kasas 16-17 Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla.. Rabbim! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara (ve suça itenlere) asla arka çıkmayacağım.
28 Kasas 21Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar.
28 Kasas 24 Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım.
Yüce Allah ile aracısız konuşan ve bu yüzden de Kelîmullah ünvanının sahibi olan Hz. Musa aleyhisselam Kur’ân’da en çok anılan peygamberlerin başında gelir. Onun dualarında genellikle Rabbim diyerek tekil kalıp kullandığı dikkatimizi çeker. O bu dualarında, Allah’a doğrudan halini arz etmektedir. Onun Firavun ve avanesine karşı yaptığı duasında Rabbimiz kalıbını kullandığını görmekteyiz. Çünkü o duada toplumsal istekler yer almaktadır. Demek ki duada kul, içini doğrudan Rabbine dökerken tekil kalıp da kullanabilir, mümin kardeşlerini duasına katarak çoğul kalıp da kullanabilir.
Musa peygamber, dualarında istemeyerek kendinden sadır olan hatasından dolayı bağışlanma diliyor, zalimlerden uzak olmayı istiyor. Yaptığı yanlışını gözünde büyüterek itiraf ediyor ve Doğrusu kendime zulmettim diyor, bir daha yanlış yapmayacağına dair söz veriyor. Onun dualarında itiraf ettiği yanlışı, birbiriyle kavga eden iki kişinin arasını düzeltmek isterken birinin ölümüne sebebiyet vermiş olmasıydı. Bu iki kişiden biri Hz. Musa’nın kavminden, diğeri ise Firavun’un kavminden idi. Musa aleyhisselam kendisinden yardım isteyen kişinin yardımına koşmuş, hasmına bir tokat atmış, bunun sonucu adam oracıkta ölüvermişti. Musa peygamber, bir kişinin ölümüne sebep olduğu için üzülmüş, yaptığına pişman olmuş ve Rabbin’den bağışlanma dileğinde bulunmuştu. Ancak o, zalim yönetime itimat etmediğinden onlara teslim olmayıp şehri terk etmişti.
Hz. Musa, bulunduğu çevrenin kendisini yanlış yapmaya sürükleyebileceğinin bilincinde Rabbinden, kendisini zalimlerden kurtarmasını istiyor. Her zaman Yüce Rabbin indireceği hayırlara muhtaç olduğunu söyleyip acizliğini itiraf ederek dualarına devam ediyor.
Hz. Musa’nın bu dualarında dikkatimizi çeken bir husus da kâfirlerin helaki için onlara beddua etmesidir. Zira beddua, çarelerin tükendiği anda başvurulabilecek ve bunalan mümini rahatlatabilecek önemli bir çaredir. Yola gelmemekte direnen zalimlerin helaki, kangren olmuş bir organın kesilip atılması gibi, bedenin kalan kısmının hayrına olacaktır. Öte yandan beddua, mazlumlar için bir tesellidir.
5 Maide 25 Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hâkim olamıyorum; bizimle, bu yoldan çıkmış toplumun arasını ayır.
7 Araf 155 Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin!
Bu dualarında Hz. Musa, beyinsiz kimselerin arasında yaşamanın, kendi helakına da sebep olabileceği endişesinin dile getiriyor ve Rabbinden onların başına gelebilecek bela ve helaklere karşı koruma talebinde bulunuyor.
10 Yunus 88 Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında zinet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver (ki iman etsinler).
Nimet, Yüce Allah’a ibadet ve kulluğu artırmaya sebep olmalıdır. Nimetler, azgınlık ve sapkınlık sebebi olmamalıdır. İşte Hz. Musa, kendilerine nimet verilen Firavun ve yandaşlarının, bu nimetlerle iyice azdıklarını söyleyerek ve onlara nasihatin de fayda vermeyeceğini gördüğünden onlara beddua etmektedir. Hakikaten onun bu duasından sonra Firavun ve yandaşları kıtlık ve sıkıntılarla cezalandırıldılar. Çaresizlik içerisinde yine Hz. Musa’dan yardım istediler, ancak yine ona inanmamakta inat ettiler. Musa peygamberin bu bedduası, sebepsiz değildi. Onlar bunu hak etmişlerdi.
Bugün, Firavunvârî zalimlerin yaptıklarına tanık oldukça, Musa peygamberin dualarına daha bir muhtacız. Musa peygamber gibi kul olarak yapılması gerekenleri yaptıktan sonra, Musa peygamber ağzıyla dua etmeli. Elbette bu dua deryasında Firavun kafalılar boğulacak ve onların düzenleri yerle bir olacaktır. Çünkü Firavunların planı hep boşa çıkacaktır. Firavun'un hilesi elbette boşa gidecekti. (40 Mümin 37)