Can Dündar’ın “Mustafa” belgeseli üzerine bitmez tükenmez bir tartışma sürüp gidiyor.
Film kimi çevrelerce çok beğenildi, kimilerince ise “bu döneme uygun” bulundu.
Döneme uygunluktan kasıt “Atatürk” ün sıradan insanlık halleriyle ilgili görüntülerdi sanırım…
Belgeselde ;
Mustafa, aşık oluyordu, senin benim gibi…
Mustafa, içki içiyordu zaman zaman kafası bozulunca, sevinince senin benim gibi…
Mustafa, bugünkü gibi sigara yasağı olmadığı için, elinde sigarasıyla görüntüleniyordu sıklıkla..
Mustafa, arkadaşlarıyla kimi zaman ihtilâfa düşüyor, kimi zamanda onları sindiriyordu, senin benim gibi..
Ve bütün bunlar filmi “döneme uygun” bulanlar tarafından.bir zafiyet olarak algılanıyor.
Aslında Atatürk’ün hayatından gerçek kesitlerle alınan bu filmin bir zafiyet gibi algılanmasının haklı gerekçeleri de olabilir.
“Atatürk düşmanı” diye adlandırılanlar tarafından hoyratça kullanılabilir bu görüntüler…
Filmi izledikten sonra, bakın “o da sizin bizim gibi insan” cümlesinin yerine, pekala Atatürk için; kadın, sigara, ve içkiden başka bir şey düşünmeyen insan imajını kolaylıkla çizebilirler bu art niyetliler…
Filme yönelik yapılan eleştirilere bu açıdan haklılık payı verilebilir.
Çünkü Mustafa’nın bu “insanlık halleri” o kişiler için önemli bir karalama kampanyasına dönüşebilir rahatlıkla.
Ayrıca zaman zaman bu tip hadiselere de rastladık.
İzleyenler açısından, resmi olmayan tarihteki Atatürk imajının yalnızca bu görüntülerden ibaret olduğu izlenimi doğurabilir söz konusu belgesel.
Ama bu durum, sıradan “insanlık halleri”ni bir zafiyet gibi algılayan ve Can Dündar’a “bu döneme uygun” bir film çekmiş diyenlerin de haklı olduğunu göstermez.
Çünkü bu çevrelerce yıllarca Atatürk’ün bu “insanlık halleri” yokmuş sayıldığı için; Atatürk hakkında olmayacak şeyler uyduran, pek çok karalama kampanyasının önünü açan, çocuk ve genç dimağların aklın bulandıran Atatürk karşıtlarının ekmeğine yağ sürülmüştür.
Bu zihniyet yüzünden pek çok körpe dimağ bu ülkede Atatürk karşıtı, hatta Atatürk düşmanı olmuştur.
Bu yüzden “Mustafa” filmi büyük patırtı koparmaktadır.
Bu nedenledir ki, Atatürk’ü bir türlü yeryüzüne indirmeyen ve sonraki nesille arasında insani bir ilişki kurdurmayan bu zihniyet yüzünden Mustafa hakkında her şey, abartılı bir şekilde merak edilmekte, çoğu zamanda maniple edilmektedir.
Bu yüzden sinema açısından sıradan sayılabilecek bir film bile neredeyse tarih komisyonlarının yeniden kurulmasına neden olacak bir ilgi çekmektedir.
Can Dündar’ın filminde eksiklikler şüphesiz vardır.
Mustafa belgeseli çoğu kişinin söylediği gibi, sadece içki, kadın ve sigara merkezine oturtulmuş bir film görüntüsündedir.
Atatürk’ün zaferleri, mücadelesi filmde fulü görüntülerden ibarettir…
Can Dündar bu imajı verirken öyle bilinçsiz bir şekilde de vermemiştir şüphesiz.
Kim bilir arkasında bizim bilmediğimiz pek çok neden vardır!
Belgeselin arkasında, Orhan Pamuk gibi dış çevreler tarafından takdir toplayan Nobelli yazar olma şansını yakalama arzusundan tutun da, yeni döneme uygun film yapma ve yeni bir tartışma yaratmaya kadar her şey olabilir.
Ama bildiğimiz bir şey var ki, 20 yüzyıl Türk siyasi ve askeri tarihinin en önemli şahsiyeti Atatürk, bu ülkede hem karşıtları hem yandaşları tarafından siyasi rant meselesi yapılmakta, bu iki kesim tarafından Mustafa hakkında her şey değil, yalnızca kendi işlerine yarayan bir şey ön plana çıkarılmaktadır…
Bu yıllardır böyledir.
Ve sanatçısından akademisyenine, siyasetçisinden bürokratına herkes bu durumdan şimdiye kadar ekmek yemektedir.
Mustafa belgeseli ve belgesel üzerine tartışmalar da bu minvalde değerlendirilmelidir.