Batı, egemen-küresel güçler, ABD ve onun şimarık çocuğu olan israil ( i' sini bilerek küçük yazıyorum) yaşadığımız ve halkı müslüman olan coğrafyamızda 60 yıldır kan döküyor, acı ve gözyaşı yaşatıyor.
60 yılda bölgemizde 3 milyon insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan sakat kaldı, milyonlarca insan zaman zaman mülteci durumuna düştüler.
Batılılar bölgemizade adeta 2. Dünya savaşının öcünü alıyor, rövanşını yapıyor.
israil, tarihte İspanya'da, Almanya'da yapılan Yahudi, Müsevi soykırımına karşılık ilgili ülkelere ne yapabildi. Kendisine kucak açmış Osmanlı'nın torunlarına ve Filistin'lilere nankörlük yaptı, arkadan vurdu.
Müslümanların halkı hiristiyan, müsevi, yahudi olan ülkelerin halklarıyla bir sorunu yoktur. Müslüman insan öldürmez, cana kıymaz, haksızlık yapmaz. Müslümanların nefreti, eleştirisi, kızgınlığı, kendileri müslüman olmayan devlet başkanları, devlet yöneticileri, cumhurbaşkanları, başbakanları ve askerlerinedir.
Batı, egemen-küresel güçler, ABD ve israil, bölgemizde 60 yıldır yalan söylüyor ve operasyon yapıyorlar. 60 yılda bölgemizde hangi ülkede savaş acı, gözyaşı yaşandıysa, bunların herbiri puzzle'in-büyük resmin küçük parçalarıdır. Büyük resim, puzzlenin parçalar birleştirildiğinde net olarak görülmektedir.
Kuzey Afrika, Arap ülkeleri, İran, Irak, Afganistan ve Pakistan'ı hedef ülke olarak seçen ve bunların yeniden yapılandırılmasını amaçlayan müdahalelerin genel olarak nedeni:
1-israilin (bu ismi yazarken yazım kurallarına uymayacağım) güvenliğinin sağlanması, israilin tehdit olarak algıladığı Irak, Suriye, İran, Mısır, Filistin'i zayıflatmak. israilin operasyon yapma cesaretini artırmak ve genişlemesini sağlamak.
2-Dünya enerji kaynaklarının ve enerji nakil hatlarının kontrol altına alınması.
3-İslamın dönüştürülmesi, islami akımların bir alternatif olmaktan çıkarılması.
4-Bölgedeki ülkeleri dönüştürerek, ABD nin önderliğinde egemen- küresel sermayeye hizmet etmek için ulus devletleri ortadan kaldırmak.
Bölgede ki ülkelerde yaşayan 500 milyon insanın İran-Irak savaşı, Irak işgalleri, Suriye, Mısr, Libya'da yaşananlar, Filistin ve Gazzelilere 60 yıldır yaşatılan zulüm, işkence, acı gözyaşı ve abluka hepimizin içini sızlatmıyor mu? acı, ızdırap yaşatmıyor mu?
Bir mecliste, ortamda bulunan 100 kişiye, ''ne olacak biz müslümanların hali, bu acı ve göz yaşının bitmesi için acaba üzerimize düşen görevi layıkıyla bu coğrafyanın halkları yapıyor mu?'' diye sordum. Hemen cevap vermemelerini, uzun bir süre düşündükten sonra en az bir-iki öneri ile gelmelerini rica ettim. Çoğumuzun bu durumlarda cevabı; ''ne yapabilirim?'', ''ne yapabiliriz?'' oluyordu.
Çözüm ve çıkış yolu olacak önerileri ve cevaplardan bazılarını sizlerle paylaşıyorum:
1-Bölge dışında ki güçler bölge halkarını ve bazı yötecileri kandırıyor, müdahelelerine haklı bahaneler oluşturarak bizleri algı yanılgısına düşürüyor. Örneğin, Saddam Hüseyin'i '' diktatör'', ''Irak'ı özgürleştireceğiz.'' iddialarıyla halkları yanıttılar. Batılılara güvenmemek gerekir.
2-Bölgemizde ve ülkemizde yaşananları, olayları yakından takip etmiyor ve izlemiyoruz.Kitap dergi okumuyoruz, öğrenmiyoruz, aydınlanmıyoruz, uyanık değiliz.
3-Acılar paylaşıldıkca azalır, sevinçler paylaşıldıkca artar düşüncesini yaşatmadık.
4-Günümüzün büyük kısmı, bilgisayar ve telefonla, internette sosyal medyayı izleyerek, oyun oynayarak, chatlaşarak, yazışarak geçiyor. Bu tür yanlış alışkanlıklarımızdan kurulmalıyız.
5-Devletimize ve halkımıza karşı üzerimize düşen görevleri yapmıyoruz. Her şeyi devletimizden, hükümetlerimizden ve yöneticilerimizden bekliyoruz.
6-Alışverişimiz, tükettiğimiz ürün ve marka hassasiyetimiz yok, selektif ve seçici değiliz.
7-Kendi işimizde, çalıştığımız özel şirkette ve devlet kurumunda çalışırken düşük verim ve performansda çalışıyor, fazla üretmiyoruz. Müslüman zengin olmalıdır.
8-Akraba, arkadaş, komşu ve insanlarımızı umursamaz, vurdumduymaz olduk. Kardeşlik bağlarımız zayıfladı..
9-Peygamber efendimizin buyurduğu,'' Düşmanın silahı ile silahlanınız!'' emrine itaat etmedik. Müslümanlara zarar verenlerin karşısında caydırıcı tedbirler almadık.
10- Dini, milli ve kardeşlik bağlarımızı zayıflattık, bağları ve safları kuvvetli tutmadık.
11-Bölgenin halkları olarak, yaşananlar karşısında dertlenmedik, dertleşmedik.
12-Acı, zulme, işkenceye, haksızlığa mağdur kalmış ülkeye, topluma, kardeşlerimize yeterli yardım da bulunamadık, elimizi uzatmadık. 50 milyon kişinin herbiri 10 ar tl bağışlasa, 500 milyon tl değerinde bir yardım ortaya çıkar. Sigara içen 2 günlük sigaranın parasını, telefonla çok konuşanımız 1 hafta az konuşmanın karşılığını bağışlasa bir şey kaybetmiş olmayız.
13-İsraftan uzak kalınıp, tasarrufu elden bırakmamalıyız.
14-Birbirimize hasetlik, kıskançlık yapmamalı, vefa ve sadakattan ayrılmadan, enaniyet ve kibirden uzak kalmalıyız. Zengin ve varlıklı olandan zarar gelmez demedik.
15-Sunni, Alevi, Şii, Türk, Kürt,Çerkez, Arap olmamızı fırsat olarak değerlendiren dış güçlerin oyunlarına gelmemeliyiz.
16- Bölgemizde yapılan müdahaleler ve ülkeleri dönüştürme sorunu, ülkeler ve yöneticiler üstü bir sorundur. Milli yöneticilerin iş başına gelmesi ve halkların bu yöneticilerin arkasında olması gerekir.
17,18,19,20.............100 maddelik köklü çözüm listesiyle bir çıkış yolu bulunur, ''böyle geldi fakat böyle gitmeyecek!'' denilmiş olur. Aldığımız bu cevaplar, ''ne yapabilirim, ne yapabiliriz?'' sorularının cevaplarıdır.
Elimiz, kolumuz bağlı daha ne kadar duracağız. Daha ne kadar, 'ne yapabilirim ki?', 'ne yapabiliriz ki?' diyeceğiz.
Silkinmezsek,kendimize gelmezsek, çözüm bulmazsak,uygun strateji izlenmezse, daha çok ağlar, ahh çeker, eyvaaah deriz.
Bölge ülkelerinin, sadece yöneticilerinin üzerlerine düşen görevlerini yapmaları yeterli değil. Bölgede yaşayan tüm müslümanlara ve halklara büyük görev düşüyor. Görev ve sorumluluktan kaçmak gibi bir tercih içerisinde olmak yaşadıklarımıza razı olmak anlamına gelir.
Bölgemizde yaşanlar karşısında yöneticilerimiz her zaman olduğu gibi üzerine düşen görevi yapmıştır. Diğer ülkeler ve batı, yaşananları kınayamadılar, hiç sesleri çıkmadı.
Selçuklu Belediyesinin ,04-08-2014 günü Belediye Başkanımızın başkanlığında yapılan meclis toplantısında, israilin Filistin ve Gazze'de yaptığı katliam ve zulüm lanetlendi ve kınandı. Meclisde Filistin'e 250 bin TL yardım yapılmasına karar verildi. Selçuklu ile Beyt Hanun kardeş şehirdir.