Dün MHP ile CHP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir araya gelmesine milletin şaşırması; kuşkusuz MHP’yi kendisine daha yakın hissetmesinden kaynaklanıyor...
CHP’nin yeri belli...
CHP-MHP yakınlaşmasını doğallaştırmaya çalışanlar bilinsin ki en çok MHP’den tüketiyorlar...
***
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 4.Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü’nde “Dersim Kerbela’ydı” ifadeleri ile ilgili olarak “Davutoğlu İslam'a ve kutsal değerlerine iftira atmış, Türk milletinin tertemiz sicilini lekelemeye kalkışmıştır. Başbakan Davutoğlu maksadını ve haddini aşan sözlerinden dolayı derhal özür dilemeli, pişmanlığını göstermelidir” diyerek tepki gösteriyor.
Bu tepkiyi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu verse, anlamlı olabilir...
Zira Dersim’deki dramı bu milletin hafızasına kazıyan yapının adresinde oturuyor kendileri...
***
Öncelikle şu bilinmelidir:
Nerede bir mazlumun kanı akıyorsa orada bir Kerbela vardır...
Nerede bir zalim varsa o Yezid’dir...
Hangi zalim, bir zulüm içindeyse elindeki kan Kerbela’nın kanıdır, Hz. Hüseyin’in kanıdır.
Ve Davutoğlu haklıdır: Dersim, Kerbela’dır...
***
Dün Başbakan Davutoğlu, İstanbullulara seslenirken, Bahçeli’ye de mesajlar verdi...
Tabutlukları hatırlattı ve bir de ‘Kazım Alöç’ten bahsetti.
Bahçeli diyor ki: Davutoğlu Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni Yezidle bir ve aynı görmüş; canileri, teröristleri, o devrin PKK'lılarını Efendimizin kutlu torunu Hz. Hüseyin ile eşdeğer tutmuştur.
***
Bahçeli’nin ‘devlet’ dediği yapı o zaman şudur:
1940’lı yıllar... İsmet İnönü’nün “Vatanımızı ırkçı ve Turancılar’ın fesatlarına karşı kudretle müdafaa edeceğiz” sözüyle düğmeye basılır... 23 ünlü isme ‘Turancılık’ davası açılır...
23 kişi arasında kimler yoktur ki: Başta MHP’nin merhum lideri Alparslan Türkeş olmak üzere altısı asker kökenli... Türk Tarihi Profesörü Zeki Velidi Togan... Cenap Şehabettin’in torunu İsmet Tümtürk, Hamza Sadi Özbek, şair Orhan Şaik Gökyay, Osman Yüksel Serdengeçti ve daha kimler... Hepsi örgüt üyesi muamelesi görür ve ‘Tabutluk’ denilen beton hücre odalarda günlerce işkence görürler...
***
Tabutluk’ta yaşananları yaşayanlar şöyle anlatıyor: Tabutluk... Beton içine bir tabut büyüklüğünde oyulmuş bir yer. İkibin voltluk bir ampül. O zamanın emniyet müdürü Nazi Almanya'sına gitmiş ve bu helozonlu işkence ampüllerini getirmiş. Bileklerimizden duvara asılıyoruz. Ayaklarımız yere değmiyor.
***
O zaman devletin başındaki İsmet İnönü’nün talimatıyla harekete geçen Savcı Kazım Alöç’ün, “Biz bunları huzurunuza vatan hainleri, caniler ve katiller olarak getirdik. Bunları Pera Palas Oteli’nde yatıracak değildik. Onlar müstahak oldukları muameleyi görmüşlerdir” sözünü de Bahçeli’nin devlet tahayyülüne bırakıyorum.
***
Dersim’deki ‘devlet’le, ülkücüleri tabutluklara tıkan ‘devlet’ arasında hiçbir fark yoktur ve cumhuriyet tarihimizdeki bu vakaları görmezden gelerek yok saymamız da maalesef mümkün değildir.
Bahçeli, Kazım Alöç gibi diyorsa ki “Onlar müstahak oldukları muameleyi görmüşlerdir”, o zaman bir şey diyemem.
***
Türk milletinin sicili kesinlikle Sayın Bahçeli’nin söylediği gibi tertemizdir.
Zaten, ne Dersim’de yaşananlarda ne de tabutluk hadisesinde milletin parmağı da yoktur.
Kendisini milletin üzerinde gören makûs bir idrakin sicilimize koyduğu bir necasettir Dersim hadisesi.
Devletin bugünkü özrü de, mümkünse necasetten taharet...
twitter: @malikoseoglu