"Amaç, PKK terör örgütü kontrolünde bir devlet yapılanmasıydı. Her şey Ortadoğu’da tezgahlanan Büyük İsrail projesi içindi. Nitekim, Türkiye’nin harekatına en çok İsrail ve onun ABD’de etkilediği uzantıları tepki gösterdi. Ama Barış Pınarı Harekatı tüm bu planlara ciddi bir darbe vurdu" diyen gazeteci Nedim Şener Posta gazetesindeki köşesine yaşananlar, teröristle, terörle mücadele edilmeyeceğini tüm dünyaya gösterdi sanırım" ifadelerini kullandı. Barış Pınarı Harekatını köşesine taşıyan Nedim Şener, "Teröristle ‘terör mücadelesi’ buraya kadar..." başlıklı yazısından çarpıcı tespitlerde buşundu. Şener yazısında şu ifadeleri kullandı:
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere tüm Avrupa’da, PKK’nın Suriye kolu PYD/SDG ile ilgili temel görüşü, “terör örgütü DEAŞ ile mücadele ediyor” cümlesiydi. Hatta, terör örgütü PKK’ya desteği “DEAŞ’ı tamamen bitirmesine” bağlayan açıklamalar yapıldı, adeta kahramanlaştırıldı.
Bu nedenle Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı’na karşı çıkan batı dünyası, “Operasyon DEAŞ ile mücadeleyi engelleyecek” yalanına sığındı. Peki gerçek ne?
Gerçek PKK/PYD/SDG’nin terör örgütü olduğu ve terör örgütü PKK ile bir başka terör örgütü olan DEAŞ’a karşı mücadele edilemeyeceğiydi. Nitekim bu düşünce önceki gün bir kez daha teyit edildi. Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nın kapsamı içinde olan bir hapishanede tutulan 859 DEAŞ üyesi PKK/YPG’liler tarafından serbest bırakıldı.
Hatta bu durum bizzat Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump tarafından da şöyle kabul edildi; “…. 200 yıldır savaşan halklar arasında yeni bir savaşa girmiyoruz. Avrupa’nın kendi DEAŞ tutuklularını geri alma şansı vardı ama bedelini ödemek istemediler, ‘ABD ödesin’ dediler.
Kürtler bizi savaşa dahil etmek için bazılarını (DEAŞ mensuplarını) serbest bırakıyor olabilir. Türkiye ve Avrupa onları kolayca yakalayabilir ama ellerini çabuk tutmalı. Türkiye’ye büyük yaptırımlar geliyor.
İnsanlar gerçekten NATO ülkesi Türkiye ile savaşa gireceğimizi mi düşünüyor? Sonu gelmeyen savaşlar bitecek. Bizi Ortadoğu batağına çekenler şimdi orada kalmamızı en çok isteyenler.”
YENİ PATRON
ABD Başkanı Trump, PKK’nın DEAŞ’lıları serbest bırakarak ABD’yi çatışmaya çekmeye çalıştığını söylerken, “Bizi Ortadoğu bataklığına çekenler şimdi burada kalmamızı istiyor” diye tarif ettiği ise elbette İsrail devleti ve Amerika’daki Yahudi lobileriyle onlarla işbirliği yapan güç odakları olsa gerek.
ABD askerinin Suriye topraklarına gelmesinde etkili olan güçler de bunlardı. Amaç, PKK terör örgütü kontrolünde bir devlet yapılanmasıydı. Her şey Ortadoğu’da tezgahlanan Büyük İsrail projesi içindi.
Nitekim, Türkiye’nin harekatına en çok İsrail ve onun ABD’de etkilediği uzantıları tepki gösterdi. Ama Barış Pınarı Harekatı tüm bu planlara ciddi bir darbe vurdu. PKK kontrolünde bir terör devleti yapılanması fikrinin ABD ordusunda da uzantıları vardı.
Nitekim ABD’nin Suriye’deki temsilcilerinden McGurk, amacını ve hayal kırıklığını attığı bir tweet ile şöyle paylaştı; “Ortaklarınızı kendi kaderlerine ve merhamet ve de beraberindeki hasım aktörlerin düşüncesiz, plansız bıraktıkları için utanç vericidir.
Dilerim ki eski SDF meslektaşların yeni patronlarını bulmaları konusunda en iyi dileklerde bulunuyorum…” PKK bu kendisini kullandıracağı bir patron bulmakla zorlanmaz. Ama bu yaşanan, teröristle, terörle mücadele edilmeyeceğini tüm dünyaya gösterdi sanırım.