Ortalama son yüzyılda gerçekleşen sanayileşme ve hızlı nüfus artışı dünyamızın yapısında geçmişindeki milyonlarca yılda yaşamadığı hasarı insan eliyle vermiştir. Her ne kadar sadece ormanlık alanların yok olması insanların geleceğine zarar vermesi olarak algılansa da; en büyük hasarı ise hassas bir ekolojik dengede yaşam mücadelesi veren doğa ve hayvanlar almaktadır. Yaşam alanları giderek daralan hayvanlar ile onların yaşam alanlarına doğru hızlı bir işgal gerçekleştiren insanoğlu arasındaki mesafe kapanmakta ve insanın ilkel korkuları gördüğü her vahşi hayvanı öldürme isteği oluşturarak bir zamanlar binler ile ifade edilen hayvan sayılarını tükenme kıyısına getirmektedir.
İnsana yapılan hizmeti Hakk’a yapılmış hizmet olarak kabul eden Karatay Belediyesi oluşturduğu hayvanat bahçesinde sadece Anadolu’daki soyu tehlikede olan hayvanları değil; dünya çapında yok olmanın eşiğindeki türleri de korumayı ve sayılarını çoğaltmayı kendisine amaç edinerek çalışmalarını sürdürmektedir. Bengal Kaplanları’nın çoğaltılması ve soylarının sürdürülmesi için verilen çaba bu duruma çok güzel bir örnektir. İki adet Bengal Kaplanı sayısı Karatay Belediyesi Hayvanat Bahçesi bünyesinde zamanla on dörde yükselmiştir. 20. Yüzyılın başlarında sayıları 40.000 civarında olan Bengal Kaplanları’nın sayısının günümüzde 4000-4500 civarında olması; yapılan çalışmanın önemini ortaya koyması açısından önemli bir istatistiktir. Dünya’da yaşanan bütün gelişmeyi hızla takip eden ülkemizde de durum çok farklı değildir. Bugün Anadolu’da yaşayan pek çok tür yok olmuştur. Öyle ki Anadolu’da sıkça görülmesine alışık olunan Kurt, bugün Anadolu’da soyu tehlikede olan hayvanlar kategorisinde yer almaktadır. Karatay Belediyesi Hayvanat Bahçesi’ndeki iki adet kurt sayısı, çoğalarak sayıları altıya ulaşmıştır. Kurt ve kaplanın yanı sıra geyik, deve, maymun ve şahin nüfusu da Karatay Hayvanat Bahçesi’nde çoğalarak; Bursa, Darıca, Gaziantep ve Kahraman Maraş Hayvanat Bahçelerine hibe edilmiştir.
Yapılan çalışmalar gelecek nesillerin vahşi doğayı sadece fotoğraflarda görmemesi, doğanın bir parçası olan insanın onunla uyum içerisinde yaşayıp her canlıya saygı göstermesi gerektiği
bilincini taşımaları için hız kesmeden devam edecektir.