ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - ABD'li bilim insanları tarafından gerçekleştirilen ve sonuçları Kaliforniya'da düzenlenen kongrede açıklanan araştırmayla, leke, yara, akne ve kırışıklık izlerinin, kişinin kendi kök hücrelerinin cerrahi uygulanmadan artırılmasıyla büyük ölçüde ortadan kaldırılabileceği gösterildi.
Kadın Sağlığı Derneği Başkanı Dr. Buğra Buyrukçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güneşe maruziyet, beslenme alışkanlığı, yanlış kozmetik ürün kullanımı gibi çevresel etkenlerin yanı sıra yaşlanmaya bağlı cilt yapısının bozulduğunu, çabuk hasar gördüğünü ve lekelenme oranlarının arttığını söyledi.
Cildin yaşlanmasında, genetik faktörlerin yanı sıra uykusuzluk, az su içme ve yanlış beslenmenin etkili olduğunu vurgulayan Buyrukçu, yoğun şeker tüketimi ve işlenmiş gıdaların da cildin bozulmasında önem taşıdığını ifade etti. Buyrukçu, "Cildin kolajen yapısını etkileyen bu ürünlere glikojen ürün deniliyor. Bunlar vücuda girdiğinde, cildi canlı, esnek ve gergin tutmayı sağlayan kolajen yapıya tutunuyor. Katı bir hale gelen kolajen yapı ciltte hasara yol açıyor. Aşırı makyaj, sigara ve alkol kullanımı da bu süreci hızlandırıyor." diye konuştu.
Leke, kırışıklık, derin iz gibi cilt sorunlarında botoks, dolgu ya da çeşitli kimyasal uygulamaların yapıldığını ancak bunların kalıcı değil geçici çözüm sağladığını dile getiren Buyrukçu, "Bu uygulamaların sonuçları 3-6 ay gidiyor. Kalıcı çözüm için formül kişinin kendi kök hücrelerinde saklı. Çünkü cildin yenilenmesi sağlayan ana faktör fibroblasti denilen kök hücreler. Bu kök hücreler, kolajen, elasti ve hyalüronik asit sentezliyor. Bunlar cildi sağlıklı ve gergin tutuyor. Bu nedenle, kök hücre miktarı azalmaya başladığında lekelenme ve hasar seviyesi artıyor." açıklamasında bulundu.
Yurt dışında bu konuda önemli bilimsel çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Buyrukçu, tıbbın artık kimyasallar yerine vücudun kendi kendini onarması esasına dayanan immünolojik işlemleri araştırdığını söyledi.
Buyrukçu, ciltte zamanla azalan kök hücre sayısının artırılarak daha uzun süreli ve hatta kalıcı çözüm bulunabilmesi için son olarak ABD'de "Cosmetic Acupuncture Academy" doktorları tarafından yeni bir araştırmaya imza atıldığını belirtti.
"Ciltte sorunlu bölgede kök hücre artışıyla kolajen ve elastin sentezi sağlanması" konulu bir araştırma yapıldığını ve sonuçların ABD'nin Kaliforniya eyaletinde, immünoloji, dermatoloji, plastik cerrahi hekimlerinin katıldığı doğal uygulamaların ele alındığı bilimsel kongrede paylaşıldığını aktaran Buyrukçu, "Kişinin kendi hücreleriyle ciltteki leke, iz ve kırışıklığın tamir edilmesine olanak sağlayan, Natutoks diye isimlendirilen ve 'doğal botoks' şeklinde ifade edilen bir yöntem geliştirildi. Bu yöntemde hiçbir şekilde bir cerrahi işlem uygulanmıyor." dedi.
Üç aşamadan oluşan ve ciltteki kan dolaşımı artırılarak kök hücrelerin uyarılmasıyla, bölgedeki hücre miktarının artırılması esasına dayanan yöntemle, kolajen ve elastin seviyesinin yükseltildiğini kaydeden Buyrukçu, bu şekilde dokunun yeniden kendini tamir ederek leke ve kırışıklıkları yok ettiğini anlattı. Buyrukçu, araştırmaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"Çalışma, özellikle kontrollü gruplar üzerinde gerçekleştirildi. Gruplardan bir kısmına Natutoks bir kısmına sadece kolajen artırımı, bir kısmına ışık tedavisi bir diğer kısmına sadece güneş kremi uygulandı. Araştırma sonucunda, Natutoks yöntemiyle yüzde 76 oranında başarı elde edildi, kırışıklıkların büyük ölçüde azaldığı, lekelerin yok olduğu ortaya konuldu.
Türkiye'de de uyguladığımız tedavinin, kesinlikle bir yan etkisi bulunmuyor. Kişinin ilaç kullanıyor olması, kalp, şeker gibi hastalıklarının bulunması bir engel teşkil etmiyor."
- Uygulama nasıl yapılıyor?
Tedaviye başlamadan önce ilk olarak cildin derinlemesine temizlenerek, gözenek ve toksinlerden arındırıldığını belirten Buyrukçu, leke, iz ya da kırışıklığın belirlenerek, bu kısımların altında ciltte azalmış olan kolajen ve elastin miktarının artırılmasının hedeflendiğini söyledi.
Buyrukçu, bunun için kişinin kendi kök hücrelerinin sorunlu olan bölgeye daha yoğun aktive olabilmesi amacıyla ciltte kanlanmanın artırılmaya çalışıldığını ifade etti. Kanlanmanın sağlanması için özel üretilmiş küçük iğnelerin sorunlu bölgeye batırıldığını dile getiren Buyrukçu, "Cilt altında kanlanma artışı sağlandıktan sonra yapılanmadan sorumlu kök hücreler de sorunlu bölgede daha yoğun çalışmaya başlıyor. Yani, söz konusu yöntemle, ciltteki sorunlu bölgeye özel iğneler batırılarak kanın bölgeye hücum etmesi sağlanıyor ve yaratılan hasarın artırılarak kök hücrelerin bölgeye ulaşmasıyla yeniden onarım yapılmasına imkan veriliyor." diye konuştu.
Bu aşamalardan sonra cildin yeniden onarılmasıyla ciltteki lekelerin tamamına yakın bir şekilde yok olduğunu anlatan Buyrukçu, "Derin akne izleri ya da kırışıklığın da belirgin bir şekilde azalması sağlanıyor. Çünkü, onarımla birlikte cilt altındaki izlerin yarattığı boşluk hücrelerin aktive olmasıyla doluyor. Buna bağlı olarak da yara, akne ya da kırışıklığa bağlı derin izler büyük ölçüde, küçük izler ise tamamen yok oluyor." bilgisini verdi.
İğnelerin uygulanmasının ardından cilde bitkisel aroma terapi uygulandığını belirten Buyrukçu, sözlerine şöyle devam etti:
"Yaklaşık 5 dakika boyunca solüsyonun cilde nüfus etmesi bekleniyor. Bu uygulamayla da kök hücrenin salınımı ve miktarı artırılıyor. Daha sonrasında ise kırmızı ışık terapisiyle bu hücrelerin kolajen ve elastin sentezinin artması için kök hücrenin uyarılması sağlanarak cildin kendi kendini tamir etmesi bekleniyor.
Uygulama 30 yaş sonrasında ihtiyaç duyulan herkese yapılabiliyor, toplam 16 seans sürüyor ve bittikten sonra yılda bir kez uygulama yeterli oluyor. Beş yıl sonra uygulamanın tekrar edilmesi gerekiyor. Bu uygulama sonrasında cilt lekeleri, akne ve kırışıklık izleri büyük ölçüde yok oluyor ve diğer dermokozmetik uygulamalara gerek duyulmuyor."