Necmettin Erbakan Üniversitenin 2015-2016 Eğitim Öğretim yılı 2 gün önce yapılan basın toplantısıyla değerlendirildi. Toplantıda akademisyenlerden, gazetecilere, kurum yöneticilerinden köşe yazarlarına kadar pek çok önemli isim vardı.
Ben de oradaydım.
Hem içinde bulunduğum kurumun ev sahipliğini yaptığı bir gazeteci, hem bir köşe yazarı olarak.
Ev sahibi olarak baktığımda gördüklerim beni de çalışma arkadaşlarımı da ziyadesiyle mutlu etti. Uzun zamandır hummalı bir şekilde “O gün” için hazırlanıyorduk. Belli endişelerimiz de yok değildi. Basın toplantısının ardından gördük ki ekip çalışması denilen şey gerçekten önemli.
Misafirleri uğurlarken duyduğumuz olumlu yorumlar da ziyadesiyle mutlu etti bizi. Ortada iyi bir iş olunca takdir de edilince gerçekten keyifli oluyor.
Rektör Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in basından gelen soruları yanıtladığı bölüm, basın toplantısı boyunca dikkatimi en çok çeken şey oldu. Öğretim Üyesi alımlarında gösterdikleri hassasiyetler, Türkiye’nin her bölgesinden öğrenci alımı, uluslararası alanda yapılan konferanslar ve diğer çalışmalar hakkında oldukça doyurucu bilgiler verdi.
Rektör Hocanın Necmettin Erbakan Üniversitesinin Türkiye’nin bir üniversitesi olduğunu ve uzaydan gelmediğini vurguladığı cümlesi de hem çok anlamlıydı hem de altında bir dolu mesajı barındırıyordu. Hocanın da dediği gibi Necmettin Erbakan Üniversitesi uzaydan gelmemişti. 81 ilden öğrenci alan bir eğitim kurumunun çeşitli sorunlarla pek tabii karşılaştığını da söyledi ve ekledi: “Önemli olan nitelikli insan yetiştirmek.”
Ben bu noktayı da çok önemsiyorum. Bir şeylerin sayısal olarak artması o şeyin kaliteli olduğunu göstermiyor. “Çok üniversite var evet, her şey yolunda!” diyebilir miyiz? Asla diyemeyiz. Hatta büyük hata ederiz dersek.
Her yıl binlerce niteliksiz adam mezun etmenin anlamı yok. Bu yüzden de “Nitelikli insan” vurgusu önemli. Altını kırmızı kalemle çizmek gerek.
Yüzlerce üniversiteniz olmuş ancak dünya çapında isim yapmış, önemli işlere imza atmış bir tane bilim adamınız olmamış neye yarar? Şu kadar yere şu kadar üniversite diktik diye övünmeyin artık. Şu kadar uluslararası yere şu kadar öğrenci gönderdik, şu sayıda da ödül topladık deyin. Biz de takdirle karşılayalım.
Toplantıdan sonra gördüm ki, evet hala umut var. Geleceğe güvenle bakacak gençleri yetiştirecek hocalar, geleceğe güvenle bakacak bir üniversite var.
O halde hepimiz için hala umut var!