Âdeti bozmadan bu hafta da Uganda seyahati üzerine izlenimlerimi yazmaya devam edecektim. Ancak özür dileyerek bir haftalık ara vermek istiyorum.
Burkina Faso’da görev yaptığım dönemde çalıştığım okulda bir öğrencim vardı. Adı Yunus… Yunus'un onu çok rahatsız eden bir problemi var. Gözleri görmüyor. Bunun için sürekli göz doktoruna gönderiyoruz. Çok çalışkan ve dünyaya duyarlı bir genç… Ama ülkenin şartlarında bir türlü çözüm bulunamıyor. Sonra Yunus'tan raporlarını istedim. Meram tıp fakültesindeki bir doktor arkadaşıma gönderdim. O da bir göz doktor arkadaşına yönlendirdi. Sonuç; Yunus'un gözlerine Kornea nakli yapılması gerekir… Ama bunun Burkina Faso’da yapılması mümkün değil.
Konya’da yüreği sadece Asya ve Afrika kadar değil, dünya kadar geniş bir doktorla tanıştık. Yunusu Türkiye’ye getirdik. Kendisine Kornea nakli yaptı. Uzun süre kontrolünü sağladı. Ancak sorun bir gözde değil. İkinci göz için bir yıl sonra tekrar geldi yunus… Ama başka resmi sebeplerle onun ameliyatını gerçekleştiremedi. Yunus, bu defa başka bir hastanede ve ücretle ameliyat oldu. Dostların destekleriyle ameliyat masrafları ödendi. Yunus memleketine döndü.
Bir süre sonra Yunus'un gözlerinde katarakt başladı. Burkina Faso şartlarında ameliyatı mümkün olmayınca tekrar Konya’ya getirmeyi görüşürken, tıp fakültesinde kendisiyle tanışmaktan büyük bir onur duyduğum eski doktoru Refik Hoca aradı. “Hocam! Biz bir grup doktorla Nijer’e gideceğiz. Yunus'un göz kontrolü ve ameliyatın orada yapabilirim…” Bu haber çok güzeldi.
“Gönüllüler” adı verilen ve elli kadar gönlü güzel insandan oluşan ekip, TİKA’nın katkılarıyla Nijer’e uçtu. Yunus ise 48 saatlik bir kara yolu yolculuğuyla Burkina Faso’dan Nijerya ulaştı. Refik hoca özel olarak ilgilendi. Yeniden Yunus'un gözleri açıldı. Yunus'un Burkina Faso’dan gönderdiği duaların hepsini sizinle paylaşamayacağım. Yazıya dökülmemişleri, yetim kardeşlerinin ve dul annesinin gönlündeki dualar; âlemlerin rabbinin katına ulaştı.
Ancak beni daha çok duygulandıran başka görüntü ve güzellikler de vardı. İki gün önce sabah sosyal medyada Refik Hoca, Nijer’de yaptığı ameliyatlara ait iki görüntüyü paylaşmış. Gözleri doğuştan hiç görmeyen iki kız çocuğunu ameliyat etmişler. Elbette burada yüzlerce insan ameliyat edildi. Ama ben iki güzel manzaraya dikkat kesildim.
Ameliyatlar bitmiş ve heyecanla son anları bekliyorlar. Bunu bekleyenler sadece hastalar veya hasta yakınları değil. Asıl heyecan oradaki sağlık ekibinde. Bandajlar açılacak ve gözler ilk kez ışığı fark edecek, annesinin gözlerine bakacak, çiçeğin rengini ayırt edecek… Zamanı gelince gözlerindeki bandajları çıkarmaya başlıyorlar. Umut ve heyecanla…
Refik Hoca, çocukların bandajını çıkarıyor. Elinde eldiven bile yok… Gayet doğal. Sanki kendi evladının ameliyatını yapmış bir baba gibi davranıyor. Tekrar temizliyor. Çocukların elinden şefkatle tutup ayağa kaldırıyor. Ellerini bırakıp müşfik bir sesle çağırıyor. Bir başkası renkli bir topi top şekeri sallıyor. Diğeri balonu uzatıyor… Çocuklarının duygusuna ortak olmak için onların elinden büyük bir rikkatle öpüyor. Bir ara elleri bırakılıp nasıl yürüdüğüne bakılıyor. Yan tarafta gözyaşlarını silen başka bir sağlık görevlisi görüyoruz. Hepsi de mutlu ve heyecanlı…
Evlatlarının ilk kez göz nimetiyle buluşmasının mutluluğunu yaşayan anne- babaların yürek kıpırtısını bilemiyoruz. Ama yapılanlar çok güzel. Çocuklarımla defalarca ve bıkmadan, izliyoruz aynı kareleri…
Yüreği güzel insanlar, bu gezegende güzel izler bırakacaklar… Adının ne olduğu, dünyanın neresinde bulunduğu önemli değil…
Refik hocam! O bölgede bir süre bulunmuş, o coğrafyanın acılarını şahit olmuş bir kardeşiniz olarak söylüyorum… Tüm ekibinizle beraber, eli öpülecek insanlarsınız vesselam! Hepinizin bu kutlu mücadelesini kutluyorum.