GAZİANTEP (AA) - ZUHAL UZUNDERE KOCALAR - Almanya'nın Christian Albrechts ve Saarland üniversitesilerinde görev yapan Türk bilim adamı Doç. Dr. Cenk Aktaş, yüzeyinde su tutmayan nilüfer yaprağından esinlenerek, yapay kalp kapakçıklarında kanın yüzeye tutunarak pıhtılaşmasını minimuma indiren yüzey geliştirdi.
Çalışmalarıyla Alman Pediatrik Kardiyoloji Derneğince inovasyon ödülüne değer bulunan Aktaş ve ekibi, patentini de aldıkları "buluş"larının üretimine yakında başlamaya hazırlanıyor.
Prof. Werner Petersen Teknoloji Ödülü, Prof. Horst-Dietrich Hardt Bilim Ödülü, Uluslararası Tıp Akademisi Ödülü gibi ödülleri bulunan Aktaş, 70’den fazla bilimsel makale ile 15 patente de imza attı.
Christian Albrechts Üniversitesi Malzeme Bilimleri Enstitüsü ve Saarland Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cenk Aktaş, Sanko Üniversitesince düzenlenen uluslararası bir toplantıya katılmak için geldiği Gaziantep'te, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Aktaş, tıp ve biyomedikal alanında kullanılmak üzere farklı nano malzemelerin ve nano yüzeylerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürüttüğünü belirterek, enerji ve savunma gibi farklı endüstriler için malzeme ve yüzeyler de geliştirdiği bilgisini verdi.
- "Doğada gördüğümüzü, teknolojiyle malzemelere işlemeye çalışıyoruz"
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Malzeme Mühendisliği Bölümünü bitirdikten sonra Almanya'ya yerleştiğini ve şu an Saarland Üniversitesi Tıp Fakültesinde kardiyovasküler biyomalzemeler alanındaki araştırmalara öncülük ettiğini anlatan Aktaş, "Doğayı taklit ederek çeşitli yüzeyler geliştirmeye çalışıyoruz. Örneğin köpek balığının yüzeyinde farklı boyutlarda (mikro ve nanometre) yapılar var. Bu onun daha hızlı yüzmesini sağlıyor veya güve olarak bildiğimiz hayvanın gözündeki mikro boyuttaki periyodik yapılar ışığın yansıtılmamasını sağlıyor. Doğada gördüğümüzü, teknolojiyle malzemelere işlemeye çalışıyoruz." dedi.
- "Yapay kalp kapakçıkları daha güvenli çalışacak"
Doç. Dr. Aktaş, yüzey teknolojileri geliştirmenin bir anlamda doğayı taklit etmek anlamına geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Biyomedikal alanda kalp kapakçıkları, stentler ve benzeri implantlar var. Bunlar kanla temas eden yüzeyler. Bunların yüzeylerinde pıhtı oluşmaması bizim en büyük arzumuz. Bunu çözmek için birçok yöntem araştırılıyor. Bizim yaptığımız da doğada gördüğümüz bazı bitkilerin yüzeylerinden esinlenmek. Mesela nilüfer çiçeğinin yaprağı. Bu çiçeğe ait yaprağın suyu tutmadığını biliyoruz. Acaba biz böyle bir yüzeyi kullanırsak, kan bu yüzeyde tutunmaz mı, bunu sağlayabilir miyiz diye çalıştık. Bu sayede kanın yaptığımız yüzeye tutunmasını minimuma indiren bir buluşa imza attık. Yapay kalp kapakçıklarının üzerinde kanın pıhtılaşmasını önleyecek özel bir yüzey geliştirdik. Bu sayede ürün artık daha güvenli çalışabilecek. Bu çalışmamızla, projeyi birlikte yürüttüğüm arkadaşım Prof. Abdul-Khaliq ile Alman Pediatrik Kardiyoloji Derneğinden ödül aldık. Patentini de aldığımız buluşun üretimine çok yakında başlayacağız."
Aktaş, bu buluşunun hastalara önemli bir kolaylık sağlayabileceğini dile getirerek, doğadaki canlılardan esinlenerek ortaya konacak inovasyonda sınır olmadığını kaydetti.
Kalp kapakçığı değişen hastaların ameliyat sonrasında sağlıklarına, beslenmelerine çok dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Aktaş, bu hastaların ömür boyu pıhtı önleyici, kan sulandırıcı ilaç kullandıklarını sözlerine ekledi.
AA