İşte Veren'in dikkat çeken yazısı:
"FETÖ’nün 15 Temmuz’da bastırılan darbe girişiminin ardından, Gülen Cemaati her yönüyle açığa çıktı. Cemaat; siyasetten yargıya, yargıdan orduya, ordudan emniyete, emniyetten derneklere, derneklerden futbola kadar tartışılıyor ve temizleniyor...
Şike davasıyla birlikte cemaatin futbola etkisi büyük tartışma meydana getirdi, 15 Temmuz sonrası FETÖ’ye yönelik futboldaki ilk operasyon TFF’den geldi. Yüzü aşkın kişinin görevine son verilirken, cemaatin futboldaki unsurları için de birbiri ardına itiraflar geldi, geliyor.
ÇORAPLARI TOP YAPIP OYNAYANA KIZARDI
F. Gülen’in futbola olan bu etkisini anlamak çok zor, 1966 yılında Kur’an kursu hocalığı yaptığı Kestane pazarında, çocukların değil futbol oynamasına müsade etmek, hatta çocukların çoraptan yaptıkları topla oynamasına bile kızardı ve top oynayan çocukların kulaklarını çekerdi. Bizler o zaman, 50 yaşımıza kadar maça bile gitmedik. Bu kadar futbola ters bakan örgütbaşı Gülen, futbola haram gözüyle bakardı. Daha sonra futbola olan ve futbolcuya olan ilgisi o kadar arttı ki; şimdi neredeyse teknik direktör olacak kadar futbolu ve futbolcuları yönlendiriyor.
BİR FENERBAHÇE MAÇI İLGİSİNİ ÇEKTİ
Futbolla ilk teması nasıl oldu?
83-84 yılıydı F. Gülen arandığı için sürekli yer değiştiriyordu. Bir gün sabahın erken saatlerinde, Fenerbahçe stadının etrafında kalabalık insan topluluğunu görünce. Gülen kalabalıktan endişelenmişti. Bu insanlar sabaha doğru burada niye bekliyor diye merak ettik. Sonra öğrendik ki o gün Fenerbahçe’nin maçı varmış. İnsanlar bilet kuyruğunda. Gülen’in ilgisini çekti ve bunun üzerine dedi ki: ‘Bu insanlar bu saatte hiçbir iş için kalkıp burada toplanmaz. Bu futbol, hakkında bilmediğimiz ve eksik olduğumuz bir konu dedi. Futbolla ilk böyle tanıştık ve bunun önemini çok merak etti.
KALKAVAN’DAN GÜLEN’E: “KULÜP BAŞKANI OLMAK BAŞBAKAN OLMAK GİBİ”
Sonra?
Daha sonra işadamları Gülen’e yakın olmaya başladıkça, pek çok işadamıyla beraber İhsan Kalkavan da Gülen’in yanına gelip gitmeye başladı, futbolun içine İhsan Kalkavan’la girildi.
Gülen Kalkavan’a, bu futbolun neden işadamları için bu kadar önemli olduğunu ve çok büyük paralar vererek, kulüp başkanlıklarına gelmek istediklerini sordu; Kalkavan o dönem Beşiktaş’a başkan adayı olacaktı. Vaatleri arasında kulübe para vermek vardı. Gülen, Kalkavan’a neden başkan adayı olup para verdiğini sordu.
Kalkavan da Gülen’e, Türkiye’de futbol kulübüne başkan olmak başbakanlık kadar önemli dedi. Gülen bu gücün önemli olduğunu anladı. Her konuda güç peşinde dayanılmaz bir hırsı olan Gülen futbolun ve futbolcuların elinde olması için bu sahaya da el attı. Futbolun, futbolcuların imajını, gücünü, parasını kullandı.
MARADONA’YI BİLE GETİRDİK
O nasıl oldu?
93 yılıydı; F. Gülen artık meşhur olmuş siyasiler ile gazeteciler ile futbolcularla, açıktan görüşüyordu. Tıpkı Türkçe Olimpiyatlarında olduğu gibi, futbol camiasını ve futbolun gücünü de kullanmak için, Bosna Hersek için bir yardım maçının iyi olacağını, ünlü bir ismin de gelmesi halinde, organizasyonun ses getireceğini Gülen’e söylediler. O dönem Maradona’yı misafir olarak getirdiler ve turnuva düzenlendi.
FUTBOLUN İLK İMAMI GALATASARAYLI ESKİ FUTBOLCU SARI İSMAİL İDİ
Galatasaraylı Sarı İsmail Demiriz, daha sonraki günlerde pek çok futbolcuyu kahvaltılara getirip Gülen ile tanıştırdı. Gülen, Sarı İsmail›i cemaatin futbol imamı yaptı. Sarı İsmail, futbolcuları devşiriyor ve Gülen’e getiriyordu. Galatasaraylı oyuncuların pek çoğunu Altunizade’ye getirmeye başladı. Gülen futbolun gücünü açıkça kullanıyordu.
Gülen her şeyde kendisine itaat edilmesini ve kontrol altına almak isterdi. Futbolda da böyle oldu. Açıkça söyleyeyim: Gülen eğer Fenerbahçe’de etkili olsaydı ve Aziz Yıldırım, Gülen’e yakın olsaydı ve biat etse idi, bu şike operasyonu kumpası olmazdı. Benim bu operasyondan anladığım bu.
Himmet adı altında futbolculardan para da geliyordu.
Buna şahit olmadım ama öğretmenden, polisten, askerden para alan Gülen futbolculardan da para almıştır.
FUTBOLCULARI DİN’E HİZMET EDİYORSUNUZ DİYE İKNA ETTİ
Benim zamanımda Altunizade FEM Dershanesi’ne geliyorlardı. Futbolla ilişkilerinin başladığı yer burası zaten. Yemekler yeniyor, sohbetler ediliyordu. İyi sporcu olmanın ve bu şöhretin toplum üzerinde insan kazanmada, etkili olacağının faydalarını, Gülen ile birlikte hareket etmelerinin dine hizmet olduğuna inandırılıyorlardı.
HAKAN ŞÜKÜR’Ü VEKİL YAPTI ‘AYRIL’ DEDİ AYRILDI
Para veren, Gülen’in yanında olanların bu işten çıkarı ne oldu?
Hakan Şükür’ü vekil yaptı, partiden ayrıl dedi o da ayrıldı. Buradan çıkan sonuç şu: Futbolda da çok ileri gidildi. Futbolcusu, kaptanı, yöneticisine kadar. Cemaatin yanında olanlar bu gücün yıllar içinde ekmeğini yedi. Bu ilişki ağı içersinde korunan, kollanan, hep daha önde olan, kazananlar olmuşlardır.
İşte 1966’larda çorapla top oynayan çocukların kulaklarını çeken Gülen, gücün ve paranın hatırına yıllar sonra bütün futbol kulüplerinin koordinatörü olacak kadar, futbol camiasına hükmetmeye soyundu. Diğer müthiş takıyyeleri gibi bu da açıkça futbol camiasında ne kadar büyük skandallara ve sıkıntılara sebep oldu.
DÜNYADA HİÇBİR DİNİ GÖRÜNÜMLÜ ÖRGÜT BU KADAR SOSYAL HAYATIN HER KESİMİNDE VE KAMU KURUMLARINDA, İHANETE VE İSTİLAYA KALKIŞMA CESARETİNDE OLMAMIŞTIR. BU ŞEYTAN RUHLU ÖRGÜTÜN BÜTÜN KATMANLARDAKİ İNSANLARA ÇOK BÜYÜK ZARARLARI VE ACILARI TATTIRMASI AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR."
Nurettin Veren-Yeni Akit