İSTANBUL (AA) - Şair Nurullah Genç, "İnsan yaşadığı yeri, şehri, İstanbul’u bilmeli. İnsan kendini, ailesini, çevresini, nereden geldiğini, nereye gittiğini, medeniyetinin ait olduğu düşünceyi bilmeli." dedi.
Nurullah Genç, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ'nin desteğiyle düzenlenen 37. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı kapsamında Sultanahmet'te düzenlenen "Ayasofya Ramazan Sohbetleri"nin konuğu oldu.
Bu sene Ayasofya ile Sultanahmet meydanlarının birleştiği yere taşınan fuar alanında gerçekleşen etkinlikte konuşan Genç, insanı ve güzellikleri savunabilmenin en iyi yolunun edebiyat ve şiir olduğunu söyledi.
- "İnsanın savunulmaya ihtiyacı var"
Modern olarak ifade edilen bu çağın aslında barbar bir çağ olduğunu ve bu zamanda yaşayan insanın savunulmaya ihtiyacı olduğunu belirten Genç, "İlmi ve teknolojik gelişim insana huzur ve mutluluk getirebilseydi, bir yüzyılda milyonlarca insan öldürülmemiş olsaydı, ben modern olarak ifade ettikleri bu çağa barbar çağ olarak sitemde bulunmayacaktım ama maalesef böyle." ifadelerini kullandı.
İlahi öğretiden sonra insanı zulme ve çağın barbarlıklarına karşı savunabilecek en etkili şeyin sanat, edebiyat ve şiir olduğunu vurgulayan Genç, şöyle devam etti:
"İnsan, bu mücessem tarafın cisimleşmiş yanında, yeni dönem kavramıyla somut halin hafifliği içinde kaybolmamalı. Eğer bu hafiflik içinde kaybolursa dışarıdaki kediden, köpekten, balıktan farksız bir hale gelir. Çünkü insan dışındaki bütün canlı varlıklar o mücessem hafiflikle beraber yaşarlar. Aslında bu ucuz olmanın müsebbibi de insandır. İnsanı ağırlaştırmanın yolunu bulmamız lazım. Mücessem hafiflik insana yakışan bir şey değildir. Allah insana akıl vermiştir. İnsan aklıyla, gönlüyle, kalbiyle çevrenin ve insanın farkında olacak. Bu o kadar önemlidir ki Yunus Emre, 'İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır' der."
- "İnsan kendini, şehrini, İstanbul'u bilmeli"
Nurullah Genç, İstanbul'da yaşayıp yaşadığı şehir olan İstanbul'u bilmeyen, tanımayan milyonlarca insan olduğu savunarak, "İnsan yaşadığı yeri, şehri, İstanbul’u bilmeli. İnsan kendini, ailesini, çevresini, nereden geldiğini, nereye gittiğini, medeniyetinin ait olduğu düşünceyi bilmeli. Bizim medeniyetimiz toprak medeniyetidir, Hazreti Adem'den gelir. Karşımızda ise başka bir medeniyet var, ateş medeniyeti şeytandan gelir." şeklinde konuştu.
Geçen sene Beyazıt'ta yapılan yazar sohbetleri, bu yıl Sultanahmet'teki fuar alanı içinde "Ayasofya Ramazan Sohbetleri" ismiyle düzenleniyor.
Ramazan sonuna kadar imza günleri, yazar söyleşileri ve çeşitli etkinliklerle devam edecek 37. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı'nda 263 stantta, yaklaşık 400 kitabevinin 100 bine yakın eseri bulunuyor.
Her sene edebiyat dünyasından ünlü isimlerle sanat, kültür ve kitap meraklısı binlerce İstanbulluyu bir araya getiren fuar, 10 Haziran'a kadar ziyarete açık olacak.
AA