İSTANBUL (AA) - KENAN IRTAK - Medipol Üniversitesi Hastanesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Bilici, diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıklarına yol açan obezitenin, son yıllarda yapılan araştırmalarla kansere de neden olabileceğinin ortaya çıktığını belirtti.
21. yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri olan kansere yakalanan hasta sayısı tüm dünyada giderek artıyor. Her 3 kişiden birinin ömrü boyunca yakalanabileceği yaygın bir hastalık haline gelmiş durumda olan kansere, Türkiye'de kadınlarda en sık meme ve rahim, erkeklerde ise prostat ve akciğerde rastlanıyor. En ölümcülü ise her iki cinste de akciğer kanseri. Deri, kalın barsak kanseri (kolon), lenfoma, lösemi ve gırtlak kanserleri de sıralamada yer alıyor.
Rakamlar korkutucu olsa da erken tanı ve koruyucu tedbirler sayesinde birçok kanser türü yüzde 90-95 oranında önlenip iyileştirilebiliyor.
Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Bilici, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla kanser hastalığına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Bilici, kanserin, vücuttaki normal hücrelerin bir takım çevresel faktör, kanserojen maddelerin etkisi ve genetik yapıda yatkınlık nedeniyle anormal değişerek çoğalması ve bu değişim sırasındaki farklılaşmayla oluşan bir hastalık olduğunu anlattı.
Kanserin dünyada yaygın hastalıklar arasında yer aldığını belirten Bilici, bu hastalığın Türkiye'de artış hızının dünyaya oranla biraz fazla olduğunu kaydetti.
Bilici, kanserde erken teşhisin önemine dikkati çekerek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Kanseri önlemenin en iyi yöntemi erken teşhis. Tütün kullanımı bırakılmalı. Fiziksel hareketlilik arttırılmalı. Ailesinde kanser hikayesi olanların profesyonel destek almaları gerekir. Kansere yakalanmamak için, öncül hastalıklar tespit edilerek tedavi edilmeli. Kanser tarama testlerinin daha fazla yaygınlaştırılması lazım. Aile riski olan kişilerin bu tarama testlerine daha erken başlamaları gerekir. Kolon kanseri riskine karşı ailesinde kanser vak'asına rastlanmasa bile 50 yaşından sonra tarama testi yapılmalı."
Bilici, Sağlık Bakanlığının yaygınlaştırdığı kanser tarama ve halkı bilinçlendirme programları sayesinde, kanserin erken teşhis edilebildiğini ve bu sayede bazı hastalıkların kansere dönüşmesinin engellendiğini anlattı.
- "Kanseri önlemede eskiye oranla çok yol katettik"
Kanser teşhisi konulmasının ardından, tedavi aşamalarına da değinen Bilici, şunları söyledi:
"Öncellikle teşhisten sonra kanserin yaygınlık durumunu kontrol ediyoruz. Eğer hastalığın durumu bölgesel ise uzak organlara sıçraması yoksa tedavi için cerrahi müdahale ön planda ise ilk olarak cerrahi müdahale uygulayarak, tümörü o bölgeden uzaklaştırıyoruz. Ana patoloji raporuna göre, hastalığın boyutuna ve hastaya bağlı olarak yeri geldiğinde tek başına kemoterapi, bazen kemoterapi- radyoterapiyi birlikte uyguluyoruz. Bazı durumlarda radyoterapiyi tek başına da uygulayabiliyoruz. Ya da erken evrede tanı konulduysa sadece takip seçeneğini de sunabiliyoruz. Kanseri önlemede eskiye oranla çok yol katettik. Bilinçlenmede kanseri önleme de önemli bir aşama."
- "Özellikle aşırı kilodan kaçınılmalı"
Doç. Dr. Bilici, günümüzde obezitenin insan hayatını tehdit edici bir boyuta eriştiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Obezite kanser dışı diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları gibi bazı hastalıklara neden olduğu gibi, son yıllarda yapılan araştırmalar, obezitenin kansere de neden olabileceğini göstermiştir. Fazla kilonun, obezitenin kansere neden olabileceğini söyleyebiliriz. Burada en önemli faktör bireylerin obeziteye yakalanmamaları. Obezite dolaylı olarak metabolik sendrom dediğimiz insülin direncini arttırabiliyor. Vücutta hormonal dengedeki genetik mutasyonlara neden olabiliyor. Buna bir takım başka faktörlerin eklenmesiyle obezite kansere yol açabiliyor. Obezite dolaylı olarak birçok hastalığa yol açabiliyor. Özellikle aşırı kilodan kaçınılmalı."
Bilici, hastalığı yenmede inanmanın ve aile desteğinin çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
AA