Sevgili anneler ve babalar okullar açıldı; yeni bir eğitim öğretim yılı başladı. Hazırlıklar çoğunlukla tamamlandı. Atalarımızın dediği gibi Tavşanı yetirdim, bıyığını bitirdim. O bir dağa ben bir dağa değil... Her şey bitmedi yeni başlıyor. Okulla beraber çocukların büyüme ve gelişimine paralel olarak yeni sorunlar başlar, başlamalı da.. Bu sorunlar sayesinde çocuğu daha iyi tanırsınız olumlu yönlendirmeler yaparsınız. Öğretmenlerle işbirliği yapıp çocuk için en iyi gelişim metodunu bulup uygularsınız. İşte bu sorunlardan bazıları:1.KARŞI GELME, KARŞIT OLMA2.HERŞEYE İTİRAZ3.ÖFKE NÖBETLERİ4.BAĞIMLILIK5.İÇE KAPANIKLIK6.AŞIRI HAREKETLİLİKÇocukların anne babalarına karşı gelmesi çok sık karşılaşılan bir problemdir. Anne babanın her dediğini olumlu veya olumsuz taraflarını düşünmeden sürekli karşı gelme durumu varsa bu durumda karşı gelme bozukluğundan bahsedebiliriz. Genelde çocuklarda çabuk sinirlenme karşı gelmeye eşlik eden durumdur. Normal yaşın verdiği karşı gelme bazı dönemlerde çocuklarda gözükür. Anne babanın dengeli tutumu ile bu problem kısa sürede aşılabilir.Çabuk sinirlenme ve karşı gelme durumu genelde çocuklarda kaygı halinin belirtisidir. Kardeş kıskançlığı, çocuğa karşı anne veya babanın ilgisizliği, diğer kardeşin çok fazla ön plana geçmesi, çocuğu yönlendirme eksikliğine bağlı boş kalma, okul problemleri , çocukluk çağı depresyonları, sık sık eleştirilme, aşırı derecede disiplin uygulamaları, çocuğu etkileyen psikososyal stres faktörleri ilk akla gelen çocuğa anksiyete (kaygı ) oluşturacak nedenlerdir. Aynı zamanda bu kaygı durumundan çocuğa uygulanan sınırların çok gevşetilmesi ile baş gösteren davranış problemlerine bağlı karşı gelme ve mevcut kurallara itiraz da karşı gelme davranışı şeklinde görülebilir.Karşı gelen ve çabuk sinirlenen çocuğa genelde yapılması gereken şey çocuğun kaygı durumuna neden olan etkeni bulmaktır. Çocuğa dengeli ve düzenli devam ettirilen sevgi ve hoşgörü durumu da çocuğun kaygı halini alacak ve onu anne babaya işbirliğine zorlayacaktır. Çocukların karşı gelme ve tutturmacılık ile anne babalarını yönlendirmeleri yerine, anne babanın biraz daha bilinçli davranıp basit psikolojik kuralları uygulayarak çocuklarını istedikleri gibi yönlendirebilmeyi öğrenmeleri gerekir.Bir anne baba tarafından en sıkıcı ve utanç verici anlar bir çocuğun öfke nöbetleri sırasında yaşanır. Bu çocuklar aslında hayal kırıklıklarını bu şekilde ifade etmektedirler. İstediklerini elde edemediklerinde kendilerini yere atarak mala zarar vererek özel bir meydan okuma sergilerler. Ara sıra yaşanabilecek bu öfke nöbetleri 1-1.5 yaşından 4 yaşına kadar tamamıyla normaldir. Bu tür dışa vurumlar okula başladıklarında kazanılmaya başlar. Beklentiler, çocuğun kişilik özellikleri, ekonomik güçlükler, alkolizm, fakirlik, fiziksel veya cinsel istismar veya arkadaşlardan ve aileden uzaklaşmak gibi nedenler de çocuğun öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir.Bu durumda ana-baba ne yapmalıdır?Birçok ana-baba çocuklarının öfke nöbetleri geçirdiklerinde ne yapacaklarını şaşırırlar. Böyle bir durumda akılda tutulması gereken bazı öneriler şunlardır:Çocuğunuzdan gerçekçi olmayan beklentilerde bulunmaktan kaçının.Çocuğunuz kontrolü kaybettiğinde, öfke nöbetini görmezlikten gelin. Böylelikle uygun olmayan davranışı ödüllendirmemiş olursunuz.Ancak bazen bu öfke nöbetlerini çevresine zarar verdiği zaman görmezlikten gelemezsiniz. Böyle bir durumda öfke nöbeti geçinceye kadar başka bir odada kalmasını sağlayabilirsiniz. Ana-babalar da bu gibi durumlarda kendi denetimlerini kaybederek fiziksel mücadelelere girmemelidir.Çocuğunuz ve siz sakinleştikten sonra onunla bu dışa vuruma neyin sebep olduğu hakkında konuşun. Onu olumsuz duyguları hareket yoluyla değil de sözel olarak ifade etmesini teşvik edin. Ayrıca çocuğunuz anlaşmazlıkları öfkelenmeden çözdüğünde övgüde bulunun. Ancak bu öfke nöbeti belirtileri ergenliğe kadar devam ederse çok daha ciddi durumlar ortaya çıkabilir. Gençlik yıllarının getirdiği ek baskılarla ve artmış bedensel güçleriyle çocuğun bu öfke nöbetleri çok daha tehlikeli, endişe verici ve başa çıkılması güç bir hal alabilir. Böyle bir durumda bir uzman yardımına baş vurmamız gereklidir.