Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri, üst solunum yolu enfeksiyonlarına da zemin oluşturuyor. Zayıflayan bağışıklık sistemiyle birlikte vücut direncinin düşmesi bu dönemlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanmasına neden oluyor. Havaların soğuması ile üst solunum enfeksiyonlarının artacağı yönünde açıklamada bulunan Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Eğitim Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Adin Selçuk, enfeksiyonların en çok okul yaş gruplarında gözlendiğini belirtti.
Sadece havadan değil temasla da bulaşıyor
Üst solunum enfeksiyonlarının havadan temas ettiği gibi direk temaslı objelerden de bulaşabildiğini söyleyen Doç. Dr. Ayşe Adin Selçuk, “Okul hijyenin sağlanması ve oyuncak, cep telefon gibi çok sık kullanılan durumlar için hijyenin sağlanması çok önemli. Bunun yanında hapşırırken, öksürürken diğerlerini korumak için ağzı kapamak ve en önemlisi el yıkamak” şekinde konuştu.
Okulların başlamasıyla üst solunum enfeksiyonlarını daha sık görüldüğünü ifade eden Doç Dr. Selçuk, “Özellikle okula ilk başlayan çocuklarda yılda 10’a kadar bu sayı artabiliyor. Okula, bu mikrop alışverişine alışılmasında bu oran yılda 3 kadar inebilmekte. Ama yine de ortalama bir ilkokul çocuğunda yılda üç dört kez üst solunum enfeksiyonlarını görebiliyoruz. Enfeksiyonların engellenmesinde en önemli şey hijyen. Kontaminasyonun önlenmesi için hasta çocukların mümkünse diğer çocuklardan ayrılması, diğerleriyle temasının önlenmesi, önlenemiyorsa temiz ortamın sağlanması hedeflenmeli” ifadelerini kullandı.
En büyük görev ailelere düşüyor
“Enfeksiyonların engellenmesinde en büyük görev ailelere düşüyor, daha sonra öğretmenlere, daha sonra ise çocuklara” diyen Doç Dr. Selçuk, “En çok görülen yaş grubu kreşe başlayan yaş grubu. Dolayısıyla çocuklardan çok büyükler bu konuda bilinçli olmalı, çocuklarını korumalı, gerekirse çocuğunu ayırmalı ve enfeksiyonun yayılmaması için önlem almalı” ifadelerini kullandı.
Anti bakteriyel jel kullanılması çözüm olabilir
El hijyeni çok önemli olduğuna değinen Selçuk, “Jel kullanılması gerçekten bir çözüm. Özellikle temasın sağlandığı objeler bakteriyel jel ile silinebilir. Oyuncaklar temizlenebilir. Ellerin jellerle yıkanması iyi bir çözüm” dedi.
Soğuk algınlığı gribal enfeksiyonun daha hafif formu olduğunu belirten, Selçuk, “Belki buna nezle de denilebilir. Üşüttüğümüz zaman, yorgun olduğumuz zaman, burun iç havasında 2 dereceden soğuk üşüme olduğu zaman burundaki virüsler, mikroplar üremeye başlıyor. 200’den fazla çeşid var bu hastalıklara sebep olan. Çevremizde gördüğümüz, ‘üşütmüşüm, boğazım ağrıyor, burnum akıyor’ diyen hastalar aslında soğuk algınlığına sahipler. Grip biraz aha ağır geçiyor. Bütün vücutta kırıklık, hareket edememe, iş gücünden kalma gibi biraz daha ağır, tüm vücuda hissedilen bir formu” dedi.
Soğuk havalarda virüslerin daha hızlı ürediklerini de ifade eden Doç. Dr. Ayşe Adin Selçuk, “Vücudumuz aslında bizi koruyor. Bünyesel faktörler var, her virüsle temas halindeyken hasta olacağız gibi bir durum yok. Ne kadar üşütürsek, soğuğa maruz kalırsak virüs çoğalma hızı daha hızlı, kendimizi korumak lazım” şeklinde konuştu.