Şeytanın nöbette olduğu Ramazan günlerinden merhaba… Şu anda bakalım hangimize kancasını takmış bir yerlere sürüklüyor, sahte lezzetlerle kimleri kandırıyor acaba? Şeytanın meselesi o, şeytana kızmaya gerek yok. Herkes kendi içindeki şeytanla baş etmeye çalışsın, şeytana kızmak sıfır çözüm.
Mübarek günler vesilesiyle biraz daha kendimizi sorgulamaya başladık gibi ne dersiniz? Ama tam tersi ise yani eğer hayatınızdan müthiş zevk alıyorsanız bence bunun anlamını “ölüm” kavramını unutmaya başlamanızla doğru orantılı. Sahte zevkler ölüm gerçeği unutulduğu zaman tavan seviyede yaşanıyor. Dünyadan anlamsız, lanetli bir zevk almak sanırım hiçbirimizin isteyeceği bir şey değil.
Zaten biraz mutlu olunca, biraz bir gülesiniz gelince onun arkasından kötü bir şey çıkacağını tahmin edersiniz. Bu belki de iyi bir şeydir? Güzel günlerin zekâtı olabilir mi? Her zaman her şeyin yolunda gitmeyeceğine dair bir mesaj da olabilir… İşte mesele bence bu mesajları almamızda.
Tam hayatımızı yoluna koymuşuz, her şey tıkırında, sevdiklerimiz yanımızda, güzel günlerin biri bitiyor biri başlıyor, her şey o kadar güzel ki her şeyin bu kadar güzel gitmesi garip gelmeye başlıyor. Tam o noktada topu kaleye çakıyorsunuz ve gol oluyor. Yeni bir sevinç yeni bir mutluluk derken Ölüm Meleği ofsayt bayrağını çekmiş ve bizim gol sayılmıyor. Ofsayt! 22 kişilik maç oluyor mu size tek kişilik kabir? O çok sevdiğimiz arkadaşlarımız yok, o yana döne arkasından koştuklarımız yok, çıkarlarımız yok, menfaatlerimiz yok, paramız yok, anne babamız yok, yok da yok, hiçbir şey yok. Bir tek yapılan ameller kalmış geriye, ışıklar içinde yatmamız ihtimali de, işte o maçta yaptığın faul sayısına, gördüğün kartın rengine bakıyor.
En nihayetinde şunu diyorum. Ne kadar seversek sevelim o şeyleri burada bırakıp gideceğiz. Doruklarda yaşadığımız o zevkler burada kalacak. O evler, o yapılan rezervasyonlar, o saunalar, o beachler, müthiş otel odaları son nefesli üflemeyle gidiyor. Artık öteki tarafta kral dairesinde mi kalırız çadırda mı yatarız orası biraz bizim ofsayt bayrağını göreceğimiz ana kadar yaptıklarımızla ilintili.
Ramazanın son virajına girdiğimiz şu günlerde umarım hepimiz kendimizi şöyle bir gözden geçiririz. Vicdan muhasebemizi yapar, biraz düşünürüz.
Bir Teşekkür
Dün akşam Memleket Gazetesi Yazarları olarak Memleket Ailesinin Damla Restoranda verdiği iftar yemeğine davetliydik. Müthiş samimi bir ortamda, sevdiğimiz insanlarla birlikte orucumuzu açtık. Gerek yazarlar gerek beraberindeki aileleri, gösterilen ilgi alakadan memnundular. Yemeklerin de güzel olması memnuniyeti artıran bir etkendi tabii. Bu vesileyle gerek Memleket Grubuna gerek selamını esirgemeyen üyelerine teşekkür etmek istedim. Başka bir yerde başka bir zamanda yine sevdiğimiz ve saydığımız insanlarla bir arada olma duasıyla…