1980'li yıllardan bu yana tüm Dünya Kupası ve Olimpiyatları takip eden Konyalı spor yazarı Ömer Altay, "Olimpiyatlar, spor dünyasının en büyük sahnesidir. Olimpiyatlar'da madalya kazanmak kadar, katılmak da çok önemli. İki yıl önce de Dünya Kupası için Brezilya'daydım. Olimpiyatlar'la Dünya Kupası çok farklı bir atmosfere sahip. Olimpik seyirciler daha yoğun bir spor kültürüne sahip, futbol Dünya Kupası'nda ise fanatizm ağır basıyordu" dedi. Takip ettiği ilk Olimpiyatların daha mütevazi olduğunu, Rio 2016'da madalya savaşımının çok daha çetin geçtiğine de vurgu yapan Ömer Altay, "Barcelona'da her şey Montuick Tepesi'nde yaşandı. Güreşte altın madalyaya ulaştık. Naim'de ikinci altınını burada kazandı. Amerika Atlanta'da seviye çok yükseldi. Avustralya Sydney de çok zorlu geçti. 1990'lı yıllarda Naim Süleymanoğlu, Hamza Yerlikaya gibi müthiş sporcularımızla altın madalyalarımız garantiydi. Rio'da altına ulaşmamız çok daha zor. Tekvando, güreş ve atletizmden altın madalya çıkarma şansımız yüksek" ifadelerini kullandı.