BURSA (AA) - ELİF ÖZLEM ÇELİKLER - Bursa'da, doğuştan kaval kemiğinde kaynamayan kırıklara yol açan "tibia psödoartroz" hastası olan Şeyma Ölmez, nadir görülen ve tedavisi oldukça zor olan ortopedik rahatsızlığıyla mücadele ediyor.
Sağlığına kavuşabilmek için 59 kez ameliyat edilen 35 yaşındaki Ölmez, yaşadıklarına rağmen açtığı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla diğer hastalara umut olmaya çalışıyor.
Zaman zaman tekerlekli sandalye ve koltuk değneği kullanan Şeyma Ölmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğduğu yıllarda hastalığının Türkiye'de çok bilinmediğini, bu nedenle farklı tedaviler gördüğünü söyledi.
Hastalığına 1993 yılında 8 yaşındayken ulaştıkları doktor tarafından teşhis konulduğunu anlatan Ölmez, "Doktor, beni bir tedavi sürecinin beklediğini ve ameliyat olmam gerektiğini söyledi ve biz sürece böyle başladık. Daha sonra hastalık tekrar tekrar nüksettiği için çok fazla sayıda ameliyat oldum. 60'ıncı ameliyatımı olacağım, bunu bekliyorum." dedi.
Ölmez, rahatsızlığının nadir hastalıklar arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye'de "tibia psödoartoz" hastalığının kendisi dahil 30 kişide görüldüğünü bildiğini aktaran Ölmez, şöyle devam etti:
"Bu hastalık genelde sol bacakta olup kemikte eklem oluşmaya çalışıyor. Beyin orayı eklem kabul ediyor, doktorlar da 'kemiksin' diye ikna etmeye, tedavi etmeye çalışıyor. Kavis oluşuyor, platinlerle ve nakil kemik koyarak tedaviye devam etmeye çalıştık. İlk defa bir çocuk gibi 15 yaşında yürümeye başladım. Okudum, evlendim ve evlendikten 3 ay sonra tekrar nüksetti ve 3 sene tekrar yattım. Bu süreçte yine tedavi gördüm, yine platin takıldı, nakiller oldu. Sonrasında bir evladım oldu, Allah beni annelikle taçlandırdı. Yürüdük, bitti ama 2017'nin ağustos ayında hastalık 3'üncü defa nüksetti. Bu tarihten beri tedavi görüyorum. 2,5 senede 11 ameliyat oldum."
- "Allah ne kadar müsaade ederse bu savaşı sürdürüyorum"
Ölmez, hayatı boyunca büyük mücadele verdiğini dile getirdi.
Yürüyebildiği zamanlarda bile risk taşıdığını söyleyen Ölmez, "Evdeyken evi süpürdüysem yemeği biraz geç yapıyordum, yemek yaptıysam çocuğu biraz geç uyutuyordum. Bir şekilde bunu dengelemek zorundaydım. Zor ve çetrefilli bir hayattı benim için. Bir şekilde günümü planlayarak ilerlemek zorundaydım. Belli bir yürüme mesafem ve sürem vardı." ifadelerini kullandı.
Alternatif tıbbı da çok denediğini anlatan Ölmez, Instagram'da açtığı "@engelsizannee" hesabından yaptığı paylaşımlarla bu tür hastalıkları taşıyanlara umut olmaya çalıştığını belirtti.
Ölmez, "Çocukluktan gelen bir yaşanmışlık olduğu için bunları daha erken anlatmak ve insanlara ulaşmak isterdim. İçine kapanan ve kendine dönen birçok insanı, kader arkadaşımı gördüm. Bunlar beni üzdü çünkü hayat güzel, yaşamaya değer. Onların hayata dönmesi ve ümit olmak adına, vazgeçmemeleri adına paylaşımlar yapmaya başladım." diye konuştu.
Rahatsızlığının dönem dönem nüksettiğini bu nedenle iyi günlerinin de olduğunu anlatan Ölmez, şunları kaydetti:
"İlaçlar nedeniyle birçok organım da zarar gördü. Pansuman ve tedavilerim çok sancılıydı. Narkoz zarar vereceği için narkozsuz işlemlerle de devam etti. Ağrı eşiğim çok fazla düştü. Bunlara da sabır gerekti. Bu kadar acıya rağmen ertesi gün pansumana yine güle güle gitmeye çalıştım. Ağladığımda hiçbir zaman faydasını görmediğim için yine gülerek gitmek istedim. 'Bu pansuman, bu ameliyat belki sondur' diyerek gitmek istedim çünkü yapmak zorundaydım. Çünkü yürümek, herkese yetişmek, sevdiklerime hizmet etmek ve hayatı yaşamak istiyordum. Olmadı bir daha, bir daha, bir daha... 'Bu damardan kan aktığı sürece ben bu savaşı vereceğim' dedim.
Şu an için damar ne kadar müsaade ederse yani Allah ne kadar müsaade ederse bu savaşı sürdürüyorum. Özellikle kronik hastalığı olanların sabrı daha çok sınandığı için ümitleri daha kesiktir, daha azdır. O zamanlar yine bir 'Bismillah' diyerek, bir kere daha hem kendileri hem sevdikleri hem de bir başkasına ümit olabilmek adına lütfen kimse pes etmesin."