İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Sait Naderi, omurga-omurilik tümörlerinde erken tanının hayat kurtardığını belirterek, "Ancak bu gibi ameliyatlarda cerrahın da çok önemli bir yeri var. Bunlar son derece ciddi ameliyatlar." dedi.
Aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi de olan Naderi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, omurga-omurilik tümörlerinin ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti.
Naderi, kansere yakalanan hastaların ciddi bir bölümünde kemiklere ve omurgaya yayılımın söz konusu olduğunu belirterek, bazı hastaların, tümörün erken dönemde belirti vermemesi nedeniyle omurgaya yayılmasın ardından, bazılarının da hastalığın bilinmesine rağmen yayılmadan sonra hekime başvurduğunu söyledi.
"Gerek metastaz yapan tümörlerin, gerekse omuriliğin kendi tümörlerinin ortak noktası şudur; ikisi de sinir yapısına dokunduğu için hastada ağrının yanı sıra, kuvvet kaybı yapıyor. Hasta kısa sürede felç olabiliyor." diyen Naderi, şunları kaydetti:
"Bazı tümörlerde genetik yatkınlık vardır. Omurga metastazlarından bahsedersek zaten en kanlanan yapılardan biridir. Dolayısıyla gerek memedeki, gerek tiroiddeki, gerekse böbrekteki bir şey, kan yoluyla hemen omurgaya geçebiliyor. Bir anda hemen oraya tohumlanarak, yerleşiyor. Sonuç olarak, omurga ve omurilik tümörü teşhisi konulan hastalardaki en büyük şikayetlerden biri çoğunlukla gece gelen ağrıdır. Eğer bu ağrı sizi çoğunlukla gece uyandırıyorsa bundan korkmak lazım. Özellikle tümörün yerleştiği bölgeye göre değişmekle birlikte ağrı, genelikle orta hatta yakın bölgede görülür. Bu şikayetten şüphelenilmesi lazım. Çünkü geç kalınırsa başka problemler çıkabilir."
Prof. Dr. Naderi, "Dolayısıyla omurga-omurilik tümörlerinde erken tanı hayat kurtarıyor. Ancak bu gibi ameliyatlarda cerrahın da çok önemli bir yeri var. Bunlar son derece ciddi ameliyatlar. Bu nedenle bu operasyonları herkes yapmıyor, yapamıyor. Sonuç olarak biz işimizi severek yaptığımız için birçok yerden hasta bize başvuruyor." dedi.
Naderi, tümörün baskı yaptığı sinirlerin durumuna göre hastanın felçle karşı karşıya kalabileceğini, bu problemin sonuçlarının da çok tehlikeli ve sıkıntılı olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"İnsanın yaşam kalitesi için her şeyden önce ağrısız, yürüyüp, gezebilir olması lazım. Bu ikisi insandan alındığı zaman yatağa bağımlı bir hasta meydana geliyor. Yatağa bağımlı olmak da korkunç bir şey. Her şey başkasından istenmek durumunda. Dolasıyla omurilik de omurga da çok önemlidir. Öte yandan tümör bazen omurun içini eritebiliyor ve omur tamamen çökebiliyor. Omurgaya baktığımızda vücudumuzun kolonudur. Ama omurga sadece vücudun yükünü taşımıyor. Bu kolon sayesinde öne doğru 90-100 derece eğilebiliyoruz. Arkaya, sağa, sola eğilebiliyoruz. Bu tamamen başka bir tasarımdır. Ancak bu tasarımda da sonuç olarak hastalıklar gelişebiliyor. Fıtık, darlık, iltihaplanma, tümörler görülebiliyor. Her hastalıkta olduğu gibi bu ciddi sorunda da erken tanının önemi çok yüksek."
Hastanelerinin omurga-omurilik tümörleri açısından referans merkezlerinden biri olduğunu belirten Naderi, bu ameliyatların da çeşitli riskler içerdiğini söyledi.
Geçen yıl 60 omurga-omurilik tümörü ameliyatı yaptıklarını dile getiren Naderi, hastalığın erken dönem belirtilerin iyi değerlendirilmesiyle, tedavi için işinin uzmanı bir hekime başvurulmasının hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.
AA