Yeni otomobil kokusu gibisi yoktur. Hele hele deri döşemeyse otomobilin sahibini mutluluktan uçurur. Radikal'in haberine göre, aslında yeni otomobil kokusu diye bir şey yoktur. Otomobilin size ait olduğu hissini veren koku, aracın içinde kullanılan plastik parçalar ya da kumaştaki kimyasal maddelerin buharıdır.
Otomotiv dünyasını son dönemde en çok meşgul eden konulardan biri yeni otomobil kokusu. Bilim insanları bu kokunun sıcağın etkisiyle sağlığı tehdit ettiğini söylerken şirketler de müşterilerinin hoşuna giden koku karışımlarını yaratmak ya da zararlarını ortadan kaldırmak için laboratuvarlardan çıkmıyor. Birkaç otomotiv devi ‘hassas burunlar’dan oluşan ekiplerle ‘en iyi kokuyu’ bulmaya çalışıyor.
İLK KEZ AUDI KURDU
Bazı burunlar otomobili kokusundan tanıyor. Aslında otomobillerde kullanılan malzemelerin çoğu aynı. Ancak bu kokular farklı kişilerde farklı şekilde yorumlanabiliyor. Öyleki bazıları otomobili kokusuna göre alırken bazıları aracı çok sevse de kokusu yüzünden nefret edebiliyor.
Dünyanın ilk burun ekibini Alman otomotiv devi Audi AG kurdu. 22 yıldır burun ekibiyle çalışan şirket halen üçü kadın olmak üzere altı ‘burun’a sahip. Onların işi Audi modellerinin kokusuz değil ama ‘doğal bir kokuya’ sahip ve müşterilerin kendilerini içinde rahat edecekleri otomobiller geliştirmek.
“Tamamen sessiz bir otomobil olmayacağına göre asla ve asla kokusuz da bir otomobil olmayacaktır!” anlayışından yola çıkarak çalışmalarına 22 yıl önce başlayan Audi Burun Ekibi, bir otomobilde belki teknolojik unsurlar kadar dikkat çekmeyen ama müşteriyle otomobili arasında duygusal bir bağ oluşturan ‘kokular’ konusunda sıra dışı çalışmalar yapıyor.
Audi Burun Ekibi’nin Şefi Heiko Lüssmann-Geiger’e göre müşteri kokudan rahatsız olduğunda aracın konforu ya da teknolojisiyle ilgili özelliklerin hiçbirini doğru algılayamıyor. “Tüm müşterilerin hoşuna gidecek evrensel bir koku yoktur” anlayışını benimseyen bu ekip, özel olarak bir koku eklemektense kullanılan malzemelerin ‘doğal’ kokularını birbirleriyle harmanlamayı tercih ediyor.
BİR KAVANOZ VE BİR BURUN
Herhangi bir mağazadan alabileceğiniz reçel ya da konserve kavanozuyla ‘duyarlı bir burun’ dışında başka bir şeye ihtiyaç duymayan bu ekip, Audi modellerinin iç mekânında kullanılacak plastik, deri ve ahşap parçaların farklı şartlar altında bağımsız ve birlikte nasıl koku yayabildikleri konusunda testler yapıyor.
Parça testlerinde küçük numuneler, ağzı kapalı kavanozlarda 80 derecelik fırında iki saat süreyle ısıtıldıktan sonra her bir ekip üyesi tarafından koklanıyor. Gösterge paneli gibi yekpare parçaları da bir bütün olarak paslanmaz çelik odalarda ısıtan bu ekip, koku testini yine bu odalara bağlanmış hortumlar ve uzmanın burnuna tam oturan bir cam maskeyle gerçekleştiriyor.
Son aşama ise büyük radyatörlerle araçların iç mekânları ısıtıldıktan sonra yapılıyor. Isıtılan otomobilin içine giren Audi Burun Ekibi, genel izlenimlerini değerlendirip aynı zamanda güçlü kokuların olduğu noktaları belirlemeye çalışıyor.
‘EN İYİSİ İNSAN BURNU’
Her adımda teknolojiyi sonuna kadar kullanan otomotiv sektörünün bu konuyu elektronik burunlarla çözememesinin nedenini de Audi Burun Ekibi Şefi Geiger açıklıyor: “Elektronik burun adı altında yer alan aygıtların insan burnu ile sadece bir ortak yönü vardır ki, bu da adlarıdır. Hiç bir elektronik burun, tespit ettiği sinyalle bir koku derecelendirmesi veya nitelendirmesini insan burnu gibi yapamaz!”
HASTA OLANA MECBURİ İZİN
Sadece yeni üretilecek modeller için değil her gün üretilen otomobilleri de belli periyotlarla denetleyen Audi Burun Ekibi’ne katılabilmek ‘iyi bir burun’ kadar fedakârlıklar yapabilmeyi de gerektiriyor. Örneğin sigara içmenin koku alma yeteneğini köreltmesi nedeniyle burun ekibine sigara içen personelin katılması yasak.
Bunun dışında soğuk algınlığı geçirmek bile bir süre için bu ekibin dışına çıkarılmak için yeterli bir neden. Koku testlerine katılacak ekip üyelerinin bu testlerden önce sarımsak yemekten tutun da parfüm veya traş losyonu kullanımına kadar uzanan bir dizi yasaklar listesi var.
VOLVO KOKUYU ARTIRMAK İÇİN GÜNEŞ SİMİLATÖRÜ KULLANIYOR
Audi’ye benzer bir ekip de Volvo’da çalışıyor. İnsan sağlığını bozmayan, hatta sürücülere hoş gelebilecek kokulara sahip malzemelerle üretilmiş araçlar geliştirmeye uğraşıyorlar. Araçların içini koklayıp, 1’den 6’ya kadar puanlar veriyorlar. Böylece tasarımcılara da kullanılacak malzemeler konusunda yol göstermeye çalışılıyor. Malzemelerin, güneş altında daha kötü kokmaya başladığını bilen Volvo mühendisleri, ayrıca bunun için bir ‘güneş simülatörü’ de yapmış.
Tüm yeni modeller, iç sıcaklık 65 dereceye ulaşıncaya kadar güneşin altında bir gün park etmiş gibi simüle ediliyor. Volvo Car Burun Ekibi üyeleri güneşte ısıtılan araç bölmesine oturup sabit bir ölçekte iç kokuyu değerlendiriyor.
Bu sıcaklık normalde iç malzemenin zararlı emisyonları serbest bırakması için yeterli. Ama Volvo otomobillerin içini alerjik olmayan tekstil ve özel malzemelerle tasarlıyor. Böylece zararlı kokular da önleniyor. Güneş simülasyonunun test sonuçları İsveç Astım ve Alerji Derneği tarafından onaylanıyor. Volvo’nun tedarikçilerinden aldığı tüm iç tekstil ürünleri ve diğer iç malzemeler de Volvo Cars Malzeme Laboratuvarı’ndaki sıkı testleri geçmek zorunda...
KOKU ASTIMI TETİKLİYOR
Volvo’da araç içindeki kokunun baş ağrısı, mide bulantısı ve baş dönmesine neden olup astımı tetiklememesi için Toplam Uçucu Organik Bileşikler (TVOC) isimli bir limit var. Volvo’nun S80, V70, XC70 ve XC60 modelleri İsveç Astım ve Alerji Derneği tarafından tavsiye ediliyor. Henüz, hiçbir teknik cihaz iyi ya da kötü kokuyu ayırt edip insanlar gibi karar veremediği için Volvo’nun sekiz özel elemanı, malzeme yöntemleri kendileri seçiyor. Ekip “Yeni bir Volvo, Volvo gibi kokmalı” diyor. Ekip ne iyi ne de kötü, sadece Volvo’ya özgü bir koku için çalışıyor.
Volvo’lardaki farklı bir özellik de iç ortamdaki temiz havayı korumaya yönelik. IAQS isimli sistem araç içine dışarıdan gelen havanın kalitesini izliyor ve zararlı maddelerin seviyesi yükselirse havalandırmayı otomatik olarak kapatıyor.