ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da karayolu ulaşımı olmayan Güllük Dağı (Termessos) zirvesindeki yangın gözetleme kulesinde çalışan 48 yaşındaki Cengiz Coşanay, ormanları korumak için kulede 10 yıldır tek başına mesai harcıyor.
Yangınları olabildiğince erken fark ederek alevlerin büyümeden söndürülmesi için çaba gösteren Coşanay, kuleye sırtındaki erzak çantasıyla her gün 1 saat yürüyerek ulaşıyor, riskin yüksek olduğu dönemlerde kulede kalarak büyük bir özveri ve sorumluluk bilinciyle çalışıyor.
Antalyalı iki çocuk babası Cengiz Coşanay, 10 yıl önce, kimsenin gitmek istemediği 1050 rakımlı Güllük Dağı zirvesinde bulunan gözetleme kulesindeki göreve, "Bizim için görev kutsaldır. Oradaki ormanların da bir koruyucuya ihtiyacı var" diyerek gönüllü oldu.
Termessos Antik Kenti'nden başlayan, ormanlık alanda devam eden bir saatlik yürüyüşle kartal yuvasını andıran zirveye ulaşan Coşanay, Güllük Dağı, Düzlerçamı ormanları ve Antalya'nın kuşbakışı görüldüğü kulede tek başına mesai veriyor.
Yaz aylarında, haftalık izin günlerinde Döşemealtı ilçesindeki evine giderek ailesiyle hasret gideren, kulenin "şahin gözlü" gözetleyicisi, bugüne kadar onlarca yangını başlar başlamaz fark ederek alevlerin büyümeden söndürülmesini sağladı.
Yiyeceklerini sırtında taşıyan, elektriğini güneş enerjisinden sağlayan, içme suyu yılda bir defa helikopter ile bırakılan Coşanay'ın yegane ziyaretçileri ise kuleye yakın bir bölgede otlayan yaban keçileri ve geyikler ile antik kenti ziyaret ettikten sonra zirve yürüyüşü yapan turistler.
- "Burada huzur ve mutlulukla görev yapıyorum"
Coşanay, bir an olsun ayrılmadığı kulede AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuleye ilk geldiği yıllarda güneş enerji sistemi olmadığı için elektriğin bile bulunmadığını söyledi.
Güneş enerjili sistem sayesinde artık kulede soğuk su içebildiğini, yiyeceklerini bozulmadan saklayabildiğini anlatan Coşanay, bütün zorluklara rağmen görevini severek yaptığını kaydetti.
Kuleye 2010 yılında elektrik geldiğini, içme suyu sıkıntısı da çekmediğini ifade eden Coşanay, "Müdürlüğümüz her türlü ihtiyacımızı düşünüyor. Burada huzur ve mutlulukla görev yapıyorum. Her gün dikkatli bir şekilde ormanı gözetliyorum. Görevimin sorumluluğu çok büyük. Bu görevi en iyi şekilde yerine getirmem gerekiyor." dedi.
Amacının yangın ilerlemeden ekiplere haber vermek olduğuna dikkati çeken Coşanay, "Bu kulede 10 yıl çok güzel geçti. Burası benim yuvam, çocuğum gibi oldu. Tek başınayım ama burada huzur buluyorum. 5 yılı daha bu kulede tamamlayıp emekli olmak istiyorum." ifadesini kullandı.
- Yaban hayatının da koruyucusu
Coşanay, sadece ormanların değil, aynı zamanda yaban hayatının ve antik kentin de koruyucusu olduğunu söyledi.
Bölgedeki geyik ve yaban keçilerinin kendisine alıştığını belirten Coşanay, "Kuleye yakın bir bölgeye gelip otlanıyorlar, su içiyorlar." dedi.
Kuleye turistlerin geldiğini anlatan Coşanay, "Antik kente gelip zirve yürüyüşü yapıyorlar. Kuleye de uğruyorlar. Turistler sayesinde az da olsa İngilizce öğrendim. Onlara yangınları gözetlediğimi anlatıyorum, bilgi veriyorum. Bir anı defteri oluşturdum. Buraya duygularını yazıyorlar. Tam 6 büyük defter bu şekilde doldu. Turistlere çay ikram ediyorum. Bir nevi turizme de hizmet ediyorum." diye konuştu.
Şehir hayatına alışamadığını anlatan Coşanay, "Şehre indiğimde ruhum sıkılıyor. Hemen yine buraya kaçıyorum. Devlet bana bir görev verdi ve onu da en iyi şekilde yerine getirmek için çabalıyorum. Bunu askerlik gibi vatan görevi olarak görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
AA