Osmanlı İmparatorluğu sanayileşme ve gelişme hamlelerinde, dönemin devletleri ile rekabette geri kalması ve askeri olarak da zayıflaması, yine dönemin güçlü devletleri ve düveli muazzama diye isimlendirdiklerimiz, Osmanlı kara parçası üzerindeki tüm zenginliklere erişebilmek ve ülkelerine de aktarabilmek için her türlü girişim, hesap ve saldırı planını gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırı planlarını da tabii ki tek başlarına ve sadece kendileri yapmamıştır! Her daim olduğu gibi içeriden işbirlikçiler böyle günler için hazır bir şekilde bekletilmiş ve zamanı gelince de sahaya sürülmüştür! ABD Başkanı Trump’ın Kudüs ile ilgili açıklamalarının hemen ertesinde, bölgemizdeki uşak ve kukla devletler, anında devreye girmiş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kadim tarihi, kültürü ve Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak saçmalıklarla dolu saldırıya geçmişlerdir. Bu saldırı ve açıklamalar spontane gelişmeler midir? Yoksa yüz yıllık planın ve hesapların tıkır tıkır işlemesi için yapılan güncel ayarlamalar mıdır? Tabii ki bilemiyoruz! Tarih bunları da yazacaktır! Yüz yıl önceki yaşanmış gerçekleri de buraya kadar saklayabildikleri, tarihimizi ve kahramanlarını da yeni yeni öğrenmeye başladığımız gibi!
Birleşik Arap Emirlikleri isimli bir devlet veya adı üstünde emirlik, kimin veya kimlerin emrinde, emir kulu ise tabii ki bilemiyoruz! Hizmet ettikleri yere ve güçlere bakılırsa, kimlerin kulu ve köpeği oldukları da aşikârdır! 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimi öncesi, bu aziz devlet ve asil milletimize karşı hainlik yapanlara vermiş oldukları yüklü miktarlardaki parasal destekleri de bir kenara not ediyor ve millet olarak da hiçbir zaman unutmuyoruz! Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Fahrettin Paşa ile ilgili olarak yapmış olduğu paylaşım ve hezeyan dolu ifadelerine, siyasiler ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da çok büyük tepkisine sebebiyet vermiştir! Dış işleri bakanı, paylaşımında şu ifadelere yer veriyor; "1916 yılında Türk Fahri Paşa'nın Medinetü'l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam'dan İstanbul'a "Seferberlik" ilan ederek, Medine'deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan'ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu." Kukla devlet Bakanının yapmış olduğu bu saçmalık, cehalet dolu açıklaması ve buna karşılık gelen tepkiler, Medine Müdafaası kahramanı ve Türk Kaplanı olarak bilinen ve tarihe geçen, Osmanlı generali Fahrettin Paşanın hayatının gündeme gelmesine! Askerleri ile birlikte kazanmış oldukları başarılar, zaferler ve bugüne kadar da tarih kitaplarımızda hiçbir zaman da yer alamayan, okutulmayan gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına! Bu aziz devlet ve mübarek vatan için toprağa düşmüş, isimleri unutulmuş binlerce vatan evladımızın da yâd edilmesinde de vesile olmuştur. Allah bu vatan için toprağa düşmüş tüm şehit ve geçmişlerimize Rahmet eylesin!
Peki, kimdir, bu Medine Kahramanı, Fahrettin Paşa! Petrol sevdası ve dünyaya egemen olma hayalleri, İngilizlerin gözlerini Ortadoğu ve Medine'ye dikmesine neden olmuştur! İngiliz Ajanı Arabistanlı Lawrence, Suudi Arabistan'daki aşiretleri emirlik ve hilafet vaatleriyle kandırarak, Osmanlıya karşı ayaklanmalarına vesile olmuştur! İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin ve dört oğlu, 3 Haziran 1916'da Medine çevresindeki demiryolu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyanı başlatmıştır! 5- 6 Haziran gecesi Medine karakollarına saldırsalar da Fahrettin Paşa'nın almış olduğu tedbirler sayesinde başarısız olarak geri çekilmek zorunda kaldılar! İngiliz uşakları Hicaz demir yoluna döşedikleri mayınları patlatarak Medine’ye ulaşımını engellemiş ve yardımların ulaşmamasıyla askerlerimizin cephaneleri tükenmiş, yemek sıkıntısı ve hastalıklar başlamıştı! Yemek sıkıntısının ciddi seviyelere çıktığı günlerde bir gün kılınan öğle namazının akabinde, hava kararmış ve bir çekirge fırtınası çıkmıştır! Çekirge fırtınası durduktan sonra Fahrettin Paşa, kürsüye çıkmış ve askerlerine şu müjdeyi vermiştir! Çekirgenin serçeden farkı yoktur, helaldir, temizdir ve askerlerim yiyebilirsiniz, bu bir mucizedir diyerek güçlü ve ayakta kalmanın yollarını tavsiye ve emir buyurmuştur! Tüm kuşatmalara rağmen Medine direniyor; iki yıl yedi ay süren Medine Müdafaası sonrası, Fahrettin Paşa; ‘Medine Müdafii’, ‘Türk Kaplanı’ ve "Çöl Kaplanı’ unvanı ile anılmasına vesile olmuştur! Medine Kuşatması'ndan sonra, savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919 tarihinde Mısır, daha sonra da 5 Ağustos 1919 tarihinde Malta'ya sürgün edilmiştir! 9 Kasım 1921 tarihinde, TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliği'ne atanmış ve Türk - Afgan dostluğunun gelişmesinde çok önemli etkisi olmuştur! 1936 yılında korgeneral rütbesinde ordudan emekli olmuş ve 22 Kasım 1948 tarihinde vefat etmiştir.
ABD Başkanı Trump’ın Kudüs ve Orta doğuyu barut fıçısına çevirecek benzeri açıklamaları, küresel güçlerin de bölgemizdeki uşak ve emirliklerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kadim medeniyet tarihi ve Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hezeyanlarla dolu açıklamalarını nasıl değerlendirmemiz gerekmektedir? Bu açıklamalar neyin ve nelerin dışa vurumudur? Küresel güçler veya günümüzün düveli muazzama olarak ifade ettiklerimizin, bölgemizdeki çıkarları zaviyesinden, bir sorun teşkil etmekte, kendileri veya uşakları maharetiyle saldırıya geçmişlerdir! Türkiye Cumhuriyeti devleti, kadim medeniyeti, tarihi, kültürü, dini ve sosyolojik bağları, gönül coğrafyasını hatırlaması ve buralarla dostluk ilişkilerini geliştirmesi, bölgemizi yüz yıllardır sömüren emperyalist güçlerin işine gelmemektedir! Sayın Cumhurbaşkanımızın her platformda ifade ettikleri, bu asil milletin ve hassaten de Gönül Coğrafyamızdaki yüz yıllardır unuttuğumuz veya unutturulan kadim bağlarımızı canlı tutmakla Gönüllere girmeliyiz, açıklamaları, bölgemizdeki uşaklar, emirlikler ve ağababalarını çok rahatsız etmekte ve sıkıntıya da sokmaktadır! Anladın mı şimdi, maşaların Fahrettin Paşa hezeyanlarını?! Anladın mı şimdi nereden çıktı bu Kudüs açıklamaları?! Bu günlerde küresel güçler ve bölgemizdeki uşaklarından buna benzer daha çok hezeyan dolu saçmalıklarına da şahit olabiliriz! Sadece Uyanık olalım! Sadece Bir ve Beraber olalım! Sadece biraz Aklımızı kullanalım! Sadece biraz Feraset sahibi olalım! Tüm bunlar bizde olduğu takdirde Başaramayacaklar, Hedeflerine Ulaşamayacaklar, bizi Parçalayamayacaklar! Bölgemizdeki parça parça ettikleri, yine bu parçalanmış devletlerin tarihi tüm kaynak ve hatıratlarını da maşalar ve uşakları vasıtasıyla da nereye taşıdıklarını, devlet ve milletlerin durumu ve konumuna bu asil milleti; Düşüremeyecekler, Getiremeyecekler!