Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, bu yıl da Rahmet ve Gufran Ay’ı Ramazan’a kavuştuk. Dün akşam ilk teravih namazını kıldık, gece ilk sahurumuza kalktık ve bugün için ilk niyetimizi yaptık çok şükür.
Bizleri ve bütün kâinatı yoktan var eden Yaratıcımız Yüce Allah, yarattığı ve üstün kıldığı biz insanlara bazı sorumluluklar yüklemiştir. Bu sorumluluklarımızdan biri de Oruç ibadetidir.
Bu yıl da, Ramazan Ay’ına ulaşmış ve Rabbimizin Oruç hediyesi ile baş başa kalmış bulunmaktayız. Bu hediyenin kadri kıymetini bilmek ve ona göre davranmak kulluk borcumuzdur.
Namaz, Oruç başta olmak üzere diğer ibadetler, haram ve helaller; Yaratıcımızın elçisi olan Peygamber Efendimizin, Yüce Allah’ın katından getirdiği ve bizlere sunduğu ilahi ikramlardır. Cenab-ı Hak; kullarına değer vermiş, kıymet vermiş, yarattığını muhatap ittihaz etmiş, bununla da kalmayarak, biz insanları en şerefli mahlûkat seviyesine yükseltmiş ve elçisi vasıtasıyla hediyelerini ve mesajlarını iletmiş, doğru ve yanlış yolları bizlere göstermiştir.
Yüce Allah; “Ey İman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız.” (Bakara 183) ve “O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun…” (Bakara 185) buyurarak oruç ile ilgili mesajını iletmiş ve oruç tutmayı bizden önceki ümmetlere olduğu gibi bize de farz kılmıştır.
Sevgili Peygamberimiz de, Ramazan’ın yaklaştığı bir günde şöyle buyurmuştur: “Ey İnsanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı büyük sevaplı kıldı. O ayda bir hayır işleyen kimse diğer aylarda bir farzı işlemiş gibi olur. O ayda bir farzı işleyen diğer aylarda yetmiş farzı işlemiş gibi sevap alır. O ay sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.”
Oruç ibadeti Rabbimizin emri ve Efendimizin sözleri ile senede bir ay olmak üzere, inananlar üzerine mutlaka yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk olarak yazılmış, yüklenmiştir.
Madem ki, bizler Yaratıcımız olan Allah’ın bir muhatabıyız ve Yüce Allah yarattığı milyarlarca eserinin içinden insana ayrıcalık, üstünlük vermiştir ve bizlere buyruğunu iletmiştir, o halde biz de seçilmiş olmanın, ayrıcalıklı ve üstün olmanın, Rabbimizin lütuf ve hediyeleri ile muhatap kılınmanın şerefi ile davranmalı, beden ve ruh dünyamıza ona göre yön vermeliyiz.
Yüce Rabbimizin bu hediyelerini baş tacı yapmalı ve O nasıl davranmamızı istiyorsa eksiksiz olarak o şekilde davranmalıyız. Bizleri en iyi bilen ve bizim için en hayırlı olanı takdir eden bizi Yaratan değil midir?
İçinde bulunduğumuz Ramazan Ay’ı bunun için en büyük bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeli ve oruç ibadetini, bizleri günahlarımızdan arındıran bir fırsat ve melekût âlemine yükselten bir imkân olarak görmeliyiz.
Bedenimizin ve gönül dünyamızın yıllık bakıma alındığı ve yıl boyunca yaptığımız hata, kusur ve günahlarımızdan dolayı aç kalan ruhumuzun doyuma ulaştığı mübarek Ramazan’ı en iyi şekilde ve Yaratıcımızın isteği doğrultusunda yaşamaya gayret edelim.
Hayırlı Ramazanlar efendim.