Vücutta baş gösteren sindirim sistemi hastalıkları başta olmak üzere kalp ve damar hastalıklarının oruç ile engellendiği, yüksek şeker ve yüksek tansiyonunda oruç sayesinde dengelendiği ilmi bir gerçek olarak belirlenmiştir.
Belli bir süre aç kalarak hafifleyen ve rahatlayan vücudumuza orucun olumlu etki yaptığı ve bu hastalıkların etkisini ortadan kaldırdığı veya azalttığı tıp dünyasının son yıllarda belirlediği bir realitedir.
Vücut azalarımızın bir çoğunda meydana gelen herhangi bir hastalık nedeniyle, hekimlere müracaat eden insanlarımıza mutlaka perhiz uygulaması tavsiye edilir ve diyetler verilir. Tuttuğumuz oruçlarımız, hekimlerimizin diyet tavsiyelerini yerine getirmemize de vesile olmaktadır.
Oruç, bedenimize yeni taşınan ağır yüklere engel olmasının yanında, vücudumuza önceden depo edilmiş olan fazla yağ ve karbonhidratları harekete geçirerek, bizi rahatsız eden fazla birikimlerin atılmasını ve rahatlamamızı sağlayan bir süreci de beraberinde getirir. Zira vücut, yakacağı hazır besin bulamaz ise önceden depo edilmiş olan fazla besinleri yakıt olarak kullanır. Böylece vücut, önceden fazla miktarda depo ettiği yüklerden kurtulmuş olur.
Oruç, kan hacminde azalmaya neden olduğundan kalbe çok olumlu etki yapar ve böylece yüksek tansiyonun da düşmesine sebep olur. Sindirim sistemi istirahata geçtiği için kullandığı kanda da azalma olur. Kalp, sindirim sistemine göndermesi gereken kanı temiz olarak beyne gönderir, böylece düşünce hızında artış meydana gelir.
Oruç ile vücudun diğer aktiviteleri azaldığı halde beyin aktivitesi artar. Bu sebeple, mide dolu olduğu zaman düşünce hızında azalma, mide boş olduğu zaman düşünce hızında artış meydana gelir. Hz. Mevlâna’nın mesnevisini yazdırırken, sürekli aç olduğu zamanları seçmesinin hikmeti bu olsa gerek.
Yukarıda belirttiğim hastalıkların oluşmasının ana sebebi çok yemektir. Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde, “çok yiyip içenin kalbi yorulur” buyurmuşlardır. Efendimizin bu güzel sözünden anlıyoruz ki, çok yiyip içmek, yukarıda da izah etmeye çalıştığımız şişmanlığa bağlı hastalıklar başta olmak üzere, kalp ve damar hastalıklarına ve yüksek tansiyona sebep olmaktadır. Yorulan kalbin çeşitli hastalıklara sebep olacağı muhakkaktır. Oruç tutarak kalbin yorulmasının ve bu hastalıkların oluşmasının önüne geçmek mümkündür.
Orucun ayrıca sinir sistemi ve insanın psikolojik yapısı üzerindeki olumlu etkileri de bilinmektedir. Bedensel ve ruhsal her türlü aşırı yükten oruç sayesinde kurtulan ve hafifleyen insan; depresyon, endişe, sertlik, sinirlilik, sabırsızlık gibi olumsuzluklardan kurtularak bağışlama, merhamet, şefkat, sabır, paylaşma, yardımlaşma, rahatlama ve yumuşaklık hali gibi olumlu davranışlara yönelir.
Diğer yandan, içki ve sigara gibi kötü alışkanlığı olan bazı insanlarımızın, Ramazan ayına mahsusen bu alışkanlıklarını terk ettikleri hepimizce malumdur. Bu kişiler müptelası oldukları içki ve sigarayı bu ay hürmetine bırakabiliyorlarsa, Orucun insan iradesini kuvvetlendiren çok olumlu bir etkisinden de söz edebiliriz. İçki ve sigara başta olmak üzere her türlü kötü alışkanlıkların sağlığımız yönünden ciddi bir tehlike oluşturduğunu bilmeyen yoktur. Oruç bu zararlı alışkanlıkları ortadan kaldıran en büyük manevi güçtür.
“Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz” buyuran Efendimizin bu güzel sözünden de anlaşılıyor ki, oruç bazı hastalıklara karşı koruyucu bir etki yapmakta, bazı hastalıklara karşı da tedavi aracı olabilmektedir.
Yarın devam edelim İnşallah.