ANKARA (AA) - SELMA KASAP - ÖSYM Yönetim Kurulunca, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) yönelik tavsiye kararına ilişkin, "Sınavın bütün salonlarda tam zamanında başlayabilmesi ve kuralların tüm adaylara eşit biçimde uygulanabilmesi için, adayların soruları cevaplamaya başlama saatinden en az 15 dakika önce sınava girecekleri binalarda hazır bulunmaları, sınav güvenliğini ve adaletini sağlamak için gerekli bir uygulamadır." değerlendirmesi yapıldı.
AA muhabirinin ÖSYM yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Kamu Denetçiliği Kurumunun tavsiye kararına ilişkin ÖSYM Yönetim Kurulunca değerlendirme yapıldı.
Değerlendirmede, üniversiteye girişin ilk basamağını oluşturan ve 12 Mart'ta yapılan YGS'nin, kılavuzla birlikte ilan edilen yeni sınav kuralları gereği geç geldiği için sınav binasına alınmayanların durumu hakkında Kamu Denetçiliği Kurumunun 28 Nisan 2017 tarihli kararı ile iki tavsiyede bulunulduğu hatırlatıldı.
Sınav saatinden 15 dakika önce sınav binası önünde hazır bulunma kuralının, sınav güvenliğinin gereği gibi yerine getirilmesi, sınav öncesi işlemlerin sınav başlamadan önce tamamlanması ve adayların konsantrasyonunun bozulmaması gerekçeleriyle hayata geçirildiği ifade edilen değerlendirmede, şu ifadelere yer verildi:
"ÖSYM, adaylara en az yük getirecek araç ve yöntemleri seçerek en uygun ve zorunlu, gerekli önlemleri almakta, iş ve işlemlerinde ölçülü davranmaya büyük özen göstermektedir. Alınan tedbir (15 dakika kuralı) hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu gibi düzenlemeye ilişkin takdir yetkisi ölçülülük ilkesi çerçevesinde kullanılmıştır. Bu çerçevede anılan kuralın hem 'gereklilik' hem de 'orantılılık' ilkeleriyle de uyumlu olduğu değerlendirilmektedir."
- Tebliğler internet sitesinden yapılıyor
Değerlendirmede, "gereklilik" ilkesi çerçevesinde ele alındığında, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, teknolojik gelişmeler ve geçmiş sınav uygulamalarından elde edilen tecrübeler ışığında, ÖSYM tarafından her bir sınava özgü hazırlanan kılavuzların sürekli güncellendiği anlatıldı. Bunların, 6114 sayılı kanunun 7'nci maddesinin 5'inci fıkrasına göre ilgili sınavlara başvurular öncesinde adaylara ve diğer ilgililere tebliğ hükmünde olmak üzere resmi internet sitesinden yayımlandığına işaret edildi.
Bu çerçevede, ÖSYM Yönetim Kurulu'nun ilgili kararı ile 2017 yılından itibaren bütün sınav kılavuzlarında yer almak üzere bazı yeni düzenlemeler yapıldığı aktarılan değerlendirmede, bunlardan birinin, sınavlarda soruları cevaplama süresi başlamadan önce sınav salonlarındaki aday ve görevliler tarafından yapılacak iş ile işlemlerin zaman ve sürelerinin dakika cinsinden belirlendiği Sınav Uygulama Talimatı'nın uygulanmaya başlanması olduğu belirtildi.
Bunun yapılabilmesi için, adayların tümünün salonda bulunmasını sağlamak üzere 15 dakika kuralının getirildiği bildirilerek, şöyle devam edildi:
"Buna göre, sınavın zamanında ve hatasız başlatılabilmesi için, adayların sınav binalarına girişlerini, sınav sorularını cevaplama zamanı başlamadan 15 dakika önce tamamlamaları gerekmektedir. Benzer uygulamalar, TOEFL (30 dakika), PISA (20 dakika) gibi yaygın bilinen uluslararası sınavlarda da yer almaktadır. Yüzbinlerce adayın katıldığı, ÖSYM’nin kadrolu personeli olmayan binlerce kamu görevlisinin görev yaptığı, büyük titizlik gerektiren sınav süreci, ancak yoruma ve kişisel inisiyatife açık olmayan kesin kurallarla güvenli ve sağlıklı biçimde yürütülebilmektedir. Bu yüzden, 6114 sayılı kanunun 2'nci maddesi gereği sınav kuralları ayrıntılı biçimde kılavuzlarda ilan edilmekte, bütün görevli ve adayların bu kuralları titizlikle uygulaması istenmektedir. Bir sınavın geçerli sayılmasının ilk ve en önemli şartı, başvurudan başlayarak her aşamada ilgili sınavın kılavuzunda tanımlanan kurallara uygun biçimde sınav sürecinin sonlandırılmasıdır."
- YGS verileri
2017 YGS'de 2 milyon 265 bin 908 adayın sınava başvuruda bulunduğu, sınavın 7 bin 646 binada, 123 bin 311 salonda, 348 bin 49 görevli ile gerçekleştirildiği aktarılan değerlendirmede, bazı görevlilerin, özellikle YGS gibi büyük sınavlarda, yılda sadece bir ya da iki kez ÖSYM sınav görevi yaptığına işaret edildi.
2016 yılı boyunca yapılan tüm sınavlarda, sınav görevlilerinden 209 bin 236’sının sadece bir kez, 117 bin 858’inin iki kez, 101 bin 400’ünün de üç kez ÖSYM sınavlarında görev aldığı anlatılan değerlendirmede, şu bilgiler paylaşıldı:
"Bu nedenle tüm adaylara sınav kurallarının aynı şekilde uygulanmasının sağlanması ve görevli hatalarının önüne geçilmesi ancak görevlilerce yürütülecek iş ve işlemlerin en ince detayına kadar açık ve anlaşılır bir şekilde tanımlanması ve sıkı zaman çizelgesine bağlanması ile mümkün olabilmektedir. Bu tanımlılığı ve zamanlılığı sağlamak üzere hazırlanan Sınav Uygulama Talimatına göre, sınav binasına girişten itibaren yapılacak tüm işlemler, adaylar ve görevliler için uygulama birliği sağlamak ve görevlilerin muhtemel yorum farklılıkları nedeniyle oluşabilecek kural ihlallerini ortadan kaldırmak amacıyla, her bir iş ve işlemin uygulama zamanı ve süresi, saat ve dakika cinsinden belirlenmiştir."
Değerlendirmede, soru kitapçıkları ve cevap kağıdı formları üzerinde adaylarca yapılması gerekli olan ve değerlendirme işlemleri için son derece önemi bulunan bilgilerin yazılması, kontrol işlemlerinin yapılması, görevlilerin sınav kuralları ile ilgili talimatta yazılı açıklama ile uyarıları zamanında yapabilmesi ve sınavın sağlıklı bir ortamda yürütülebilmesi için sınava girecek tüm adayların bu sırada esnada sınav salonunda hazır bulunmalarının zorunlu olduğu vurgulandı. Değerlendirmeye şöyle devam edildi:
"Bu çerçevede adayların, binaya girdikten sonra sınava gireceği salonları bulmaları, lavabo, tuvalet ihtiyacını karşılamaları ve salondaki yerlerini alarak soruları cevaplama saatinin başlaması öncesinde cevap kağıtlarının kendi adlarına düzenlenip düzenlenmediğini kontrol etmeleri, cevap kağıdı üzerine ad-soyad, T.C. kimlik numarası ve imza alanlarını eksiksiz doldurmaları, soru ve cevap kağıdının birleştirildiği sınav kitapçığı uygulamasında el yazısıyla alınan aday bilgileri yanı sıra yazı karakteri tespiti için büyük-küçük alfabe harfleri ile rakamlar için ayrılmış alanları doldurmaları, soru kitapçıkları dağıtıldıktan sonra kitapçığın sayfalarında bir eksiklik veya hata olup olmadığını tek tek kontrol etmeleri, soru kitapçığı üzerindeki soru kitapçık numarasını cevap kağıdı üzerinde ilgili alana yazıp kodlamaları gerekmektedir."
Aynı zaman dilimi içinde görevlilerin ise salondaki adayların giriş belgeleri ile kimlik bilgilerinin Salon Aday
Yoklama Listesi'ndeki fotoğraf ve bilgilerle tek tek karşılaştırılması, varsa kimliği kuşkulu adaylarla ilgili Bina Sınav Sorumlusu'nun haberdar edilerek gerekli işlemlerin yapılması, Sınav Uygulama Talimatı'nda belirlenen açıklamaların her işlem öncesinde tüm adayların duyacağı şekilde yüksek sesle okunması, adaylara dağıtılan ve kontrolü aday tarafından yapılan soru kitapçıkları üzerindeki karekod etiketlerinin sökülerek tek tek Salon Aday Yoklama Listesi'nde adayın fotoğraf ile bilgilerinin bulunduğu alana yapıştırılması, varsa adayla ilgili açıklamaların kodlanıp yazılması işlemlerini soruları cevaplama süresi başlamadan önce tamamlamaları gerektiğine işaret edildi.
Aday ve görevliler için iş ve işlemlerin cevaplama süresi başlamadan tamamlanabilmesinin salondaki aday sayısına bağlı olmak üzere ortalama 20 kişilik bir sınıf için 15 dakika aldığına işaret edilen değerlendirmede, "Bu iş ve işlemler için kesin süreler belirlendiğinden, sınavın bütün salonlarda tam zamanında başlayabilmesi ve kuralların tüm adaylara eşit biçimde uygulanabilmesi için, adayların soruları cevaplamaya başlama saatinden en az 15 dakika önce sınava girecekleri binalarda hazır bulunmaları sınav güvenliğini ve adaletini sağlamak için gerekli bir uygulamadır." açıklamasında bulunuldu.
Değerlendirmede, tüm iş ile işlemlerin zamanlı ve disiplin içinde yerine getirilmesini ilke edinen ÖSYM tarafından yapılan genel duyuruların yanı sıra tüm adaylara elektronik onay sistemi ile birebir tebliğ edilen, "süresi içinde sınav binasına giriş yapmayan adayların sınava alınmaması kuralı"nın, hizmetin gerekleri dikkate alındığında bireylerin eğitim haklarına ölçüsüz müdahale edilmesi olarak kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Milyonlarca adayın katıldığı sınavlarda, kusur, ihmal, tedbirsizlik, özensizlik, önem vermeme, yanlış bilme, unutkanlık veya kendi iradesine bağlı olmayan kaza, hastalık, hava koşulları, trafik yoğunluğu gibi nedenlerle bazı adayların sınava katılamamasının muhtemel olduğu vurgulanan değerlendirmede, "Bu ve buna benzer gerekçelerle sınava geç kalan adayların sınava alınmaması, idare tarafından adayların temel haklardan mahrum edilmesi olarak değil, sınava özgü hizmetin gereklerinin bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. Nitekim kamu idarelerine ve yargı mercilerine yapılan hak arama başvurularında, KDK’ya yapılan başvurular da dahil olmak üzere, belirli süreler aranmakta, bu süreler içinde yapılmayan başvuruların işleme alınmaması, Anayasa’nın teminat altına aldığı temel haklardan yoksun bırakılma olarak değerlendirilmemektedir." ifadelerine yer verildi.
- "Başka salonda sınava alma ciddi zafiyet oluşturur"
Değerlendirmede, geç geldiği için sınava alınmayan adaylarla ilgili KDK’nın, "Soruların cevaplanmaya başladığı anda sınav binasına gelen adayların da başka salonlarda sınava alınması" önerisinin, sınav güvenliğinde yönetilmesi mümkün olmayan ciddi zafiyet oluşturacağı şu gerekçelerle aktarıldı:
"İlk olarak, ÖSYM sınavlarında her bir aday için üzerinde fotoğrafının bulunduğu tek bir cevap kağıdı basılmakta ve sınav evrakı salon içinde oturma düzenine göre matbaa aşamasında paketlenmektedir. Salon görevlileri, her bir adayı, adayların salonda oturma düzenine uygun biçimde yerleştirildiği fotoğraflı Salon Aday Yoklama Listesi ile sınava giriş belgesindeki fotoğraf ve kimliğindeki fotoğrafı karşılaştırarak salonlara almaktadır. Yeni bir salonda sınava alınacak adayın kendisine ait fotoğraflı cevap kağıdı ve fotoğraflı Salon Aday Yoklama Listesi olmadığından güvenlik kontrolü gereğince yapılamayacak, bu durum başkasının yerine sınava girme başta olmak üzere usulsüzlüklere elverişli bir ortam oluşmasına yol açacaktır.
İkinci olarak, birbirini tanıma ihtimali olan kişilerin farklı salonlarda sınava alınması ÖSYM tarafından uygulanan en temel aday atama ilkesidir. Her adayın, adaya özgü olarak basılan ve kendisi için önceden rassal olarak tayin edilmiş sınav binası, salonu ve masasında sınav günü hazır bulunan sınav evrakı ile sınava alınması sınav güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Adaylar sınava girecekleri bina, salon ve sıraları sınava 10 gün kala ancak işlemleri tamamlanabilen ve kendi erişim şifreleriyle Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinden alabildikleri Sınav Giriş Belgeleri ile bilebilmektedirler. Binaya geç gelenlere özel salon ayrıldığının önceden bilinmesi, aynı binada sınava giren ve birbirini önceden tanıyan adayların kasten geç kalıp aynı salonda sınava girmek suretiyle kopya amaçlı yardımlaşma çabalarını teşvik edebilecektir.
Üçüncü olarak, yedek sınav evrakının güvenliğinin tesisi için sınav binalarında yedek sınav evrakı bulundurulmamakta, yedek sınav evrakına ihtiyaç duyulan hallerde bu ihtiyaç her sınav merkezinde oluşturulan yedek sınav evrakı yönetim merkezinden karşılanmaktadır. Binalarda yedek sınav evrakının bulundurulması, yaklaşık 7 bin 600 binada uygulanan YGS gibi sınavlarda, önceden belli olmayan sayıda yedek cevap kağıdı ve soru kitapçığı ile yedek görevli bulundurulmasını gerektirecektir ki bu da hem güvenlik açığı ve belirsizlik oluşturacak hem de ek maliyet getirecektir.
Dördüncü olarak, hiçbir adayın sınava giriş belgesinde yazılı olan salondan başka bir yerde sınava giremeyeceği hükmü uygulamada istikrar kazanmış iken, sınava zamanında gelmeyerek kural ihlali yapan adayların ayrı salon açılarak sınava alınmaları, zamanında sınava giren adaylar nezdinde geç gelenlere özel muamele yapıldığı veya ayrıcalık tanındığı değerlendirmesine yol açabilecektir. Ayrıca standart dışı sınav uygulamalarında hem denetim zafiyeti hem de görevli hataları daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden sınavlara katılan aday ve görevli sayıları göz önüne alındığında her standart dışı uygulamanın, çözdüğünden daha fazla sorun getirmesi söz konusudur."
- "Adaylara bir ceza veya yaptırım niteliği yok"
ÖSYM'nin değerlendirmesinde, orantılılık ilkesi çerçevesinde ele alındığında, merkezin sınav, ölçme, değerlendirme ve yerleştirme işlemlerini güvenilirlik, gizlilik, tarafsızlık, bilimsel ilkeler çerçevesinde ve adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde yerine getirdiğine değinildi.
Sınavların, her bir sınav için hazırlanarak önceden ilan edilen, sınavla ilgili tüm bilgi ve kuralları içeren kılavuzlarda yer alan hükümler çerçevesinde yapıldığı ve geç kalan adayların sınava alınmamasının bir idari yaptırım niteliği taşımadığı aktarılan değerlendirmede, şunlara yer verildi:
"İdari yaptırım kamu düzenini bozan fiillere uygulanır. Geç gelenlerin sınava alınmaması bir yaptırım olmadığından, orantısız bir yaptırımdan da söz etmek mümkün değildir. Somut olayda sınava vaktinde gelmediği, gelemediği için sınavı kaçırma durumu söz konusudur. Geç kaldığı için sınava alınmama bir ceza olmadığı için, konunun cezalara ilişkin yargı kararlarıyla oluşmuş hukuki durum kapsamında değerlendirilmesi isabetli değildir. Sınava geç kalanın alınmaması, aday bakımından, bir şartın zamanında yerine getirilmemesinin zorunlu sonucuna maruz kalma olarak nitelenebilir."
Kılavuzda belirlenen zamanda başvurusunu yapmayan, yapamayan, fotoğraf ve diğer bilgilerini zamanında güncellemeyen, başvuru yaptığı halde ücretini ödemeyen, ödeyemeyenlere sınava giriş belgesinin düzenlenmemesinin, bütün bunları gerçekleştirmesine karşın giriş belgesi ve geçerli kimlikleri yanında olmadan sınav binasına gelen adayların sınav salonlarına alınmaması ile yine kılavuzda belirlenen zamanda sınav binasına gelmeyen, gelemeyen adayın durumu arasında sebep ile sonuçları bakımından bir fark bulunmadığı vurgulanan değerlendirmede, bunların hiçbirisinin adaylara verilen bir ceza ya da yaptırım niteliğinde olmadığı belirtildi.
- "15 dakika kuralı 2017 yılı başından itibaren tüm sınavlarda uygulandı"
ÖSYM'nin değerlendirmesinde, sınava girişi düzenleyen kuralların ihlalinin iki tür karşılığının bulunduğu, bunların ilkinin 6114 sayılı kanunun 10'uncu maddesindeki kopya ve bağlantılı ihlaller ile ilgili olup bu hallerde sınavın iptali, 2 yıl tüm sınavlardan men ile 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü aktarıldı.
Burada eylemin niteliğine göre bir kademelendirme yapmanın mümkün olmadığı anlatılan değerlendirmede, ilgili kanun hükmünün, sınav kurallarının düzenlendiği yönetmelik veya kılavuz esaslarına aykırılık teşkil eden davranışların tespit edilmesi halinde adayın sınava alınmaması, alınmışsa sınavının geçersiz sayılması yönünde olduğu anımsatıldı.
Kopya kapsamına girmeyen kural ihlallerinin, aday yönünden sınava alınmama veya sınav iptali dışında başka herhangi bir sonuç doğurmadığına işaret edilen değerlendirmede, "Bu nedenle elverişlilik ve gereklilik çerçevesinde kural dışı olarak tanımlanan bir durumun ortaya çıkması halinde yapılabilecek olan tek şey adayın sınava alınmaması veya sınavının geçersiz sayılmasıdır. Sınava almama veya sınavın geçersiz sayılmasının kademelendirilmesi mümkün olmadığından ve sonucun bölünemezliği nedeniyle ölçülülük ilkesi bağlamında orantılı olmayan bir uygulamadan bahsetmek mümkün değildir." ifadeleri kullandı.
Değerlendirmede, idari istikrar ve haklı beklenti ilkeleri çerçevesinde ele alındığında, 15 dakika kuralının 2017 yılı başından itibaren tüm sınavlarda uygulandığı bildirildi.
Değerlendirmede, şunlar kaydedildi:
"YGS bağlamında bu kural, 3 Ocak 2017 tarihinde ÖSYM web sayfasında yayımlanan ve ÖSYS ile ilgili tüm iş ve işlemleri kapsayan 2017-ÖSYS Kılavuzuyla, 2 Mart 2017 tarihli YGS Sınav Giriş Belgelerinin Edinilmesi başlıklı basın duyurusuyla, 16 Şubat 2017 tarihinde yayımlanan 2017-YGS Aday Eğitim Filmiyle, Milli Eğitim Bakanlığına 2 Mart 2017 tarihinde okullarda ilan edilmesi için gönderilen “2017 ÖSYM Sınav Kuralları Değişikliği” konulu yazıyla, ÖSYM sosyal medya hesaplarıyla, muhtelif zamanlarda ÖSYM Başkanı tarafından basın kuruluşlarına yapılan açıklamalarla kamuoyuna duyurulmuştur.
Bütün bu duyurulara ek olarak bu kural, sınava giriş için şart olan Sınav Giriş Belge dökümü öncesinde ancak 'Okudum, Anladım' onayıyla geçilebilen bir uyarı ekranıyla elektronik olarak tüm YGS adaylarına tebliğ edilmiş ve giriş belgesi üzerinde yazılı bilgilendirmeyle de kuralın yazılı tebliğ edilmediği hiç bir aday kalmamıştır. Bu durum KDK'ya başvuran adaylar da dahil olmak üzere tüm adayların (yüzde 100) bu işlemi yaptığına dair LOG kayıtlarından tespit edilmiştir. 2017 YGS'de 2 milyon 162 bin 895 adayın sınava zamanında girmiş olması da bunu teyit etmektedir.
ÖSYM tarafından yapılan yılda ortalama 40 sınavın her birinin aday kitlesi birbirinden farklıdır. Dolayısıyla tüm kurallar her farklı sınava başvuran adaylar için bir ilk olma özelliği taşıyabilmektedir. Bir kural ile ilk kez karşılaşan adaylar her zaman olacaktır. Yıllardan beri uygulanmakta olan, istikrar kazanmış ve adayların binaya alınmamasına veya sınavlarının iptal edilmesine yol açan cep telefonu, kol saati gibi yasaklı eşyaları yanında bulundurma, sınava giriş belgesi olmadan sınava alınmayı talep etme, nüfus cüzdanı dışında kimlik belgeleriyle sınava girmeye çalışma gibi kural ihlalleri nedeniyle sınavı iptal edilen adaylara her sınavda rastlanmaktadır."
(Bitti)
AA