Gerek kullanılan cihazlar, gerekse ameliyat yöntemleri son teknoloji cihazlar vasıtasıyla doktorlara ve hastalara kolaylık sağlıyor. Modern yaşamda artık insanların daha çok estetik kaygılarının olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Denizhan Dizdar öncelik verdikleri konunun aslında burnun asıl işlevi olan nefes alma problemlerini ortadan kaldırmak olduğunu dile getirdi. Dizdar, “ Nefes alma problemlerinin yaşanması ve hastaların da bu problemden dolayı uyku düzenlerindeki yaşadığı sıkıntılardan dolayı burun ameliyatı ihtiyacı ortaya çıkıyor. Burun kıkırdağının eğriliği ya da burunda et büyümesi de aynı şekilde bu sorunlara yol açar. Bu tip şikâyetleri olan hastalarımız burun ameliyatları için adaydırlar” dedi.
Bununla birlikte gerek yaşanan problemler gerekse estetik kaygılardan dolayı günümüzde artık estetik ameliyatlarla ilgili taleplerin arttığına da değinen Dizdar, “Artık günümüzde insanlar özellikle telefonlarla fotoğraf ve selfie çekimlerinin yaygınlaşması ile birlikte fotoğraflarda nasıl çıktıklarını önemseyerek imajlarına çok önem verir hale geldiler. Burun da profil olarak değerlendirdiğimiz zaman çok önemli bir noktada duruyor. Sonuçta yüzümüzdeki ifadeyi bile değiştirebiliyor. Bu yüzden de estetik ameliyat talepleri çok arttı. Biz de burun problemi olan ve zaten nefes almadaki problemi düzeltilecek olan hastamızı aynı esnada böyle bir talebi de varsa, bu sorunun çözümündeki ameliyatta estetik kaygısını da ortadan kaldırabiliyoruz. Fakat yine de sadece estetik kaygılardan dolayı ameliyat isteyen hastalarımızın 18 yaşından küçük olamamasına dikkate diyoruz. Çünkü yüz ve kemiklerin gelişimi 18 yaşına kadar devam ediyor” şeklinde konuştu.
Burun ameliyatının riskleri nelerdir?
Burun ameliyatlarının risklerine de değinen Dizdar, “Sonuçta biz bu ameliyatları genel anestezi ile yapıyoruz. Yani hastayı tamamen uyutuyoruz. Günümüzde bu tarz ameliyatlar için kullanılan gerek teknoloji ve aletler gerçekten üst düzeyde. Fakat genel anestezi ile yapılan tüm işlemlerde kolunuzdan ben bile aldırsanız bunun kendine ait riskleri vardır. Bu riskleri biz hastalarımızla her zaman konuşuruz. Bu riskin yaşanması da uçağa bindiğimizde uçağın düşmesi ile aynı orandadır. Yani aslında konuştuğumuz risk genel anestezi riskidir. Fakat burun ameliyatı olarak baktığımızda ameliyat hayati bir risk taşımaz. Bu bizim beklediğimiz bir durum değildir. Ameliyat sonrası kanamalar ve ağrılar olabilir ya da sonrasında rötuşların yapılacağı bir ortam ortaya çıkabilir. Bunun dışında burun ameliyatının kendine ait riskleri yoktur” diye konuştu.
“Türkiye estetik ameliyatı ve malzemeleri konusunda çok ileride”
“Türkiye estetik ameliyatı ve malzemeleri konusunda çok ileride” diyen Dizdar gelişen teknoloji ile ameliyatlarda gelinen son noktalara da değinerek, “Burnun içine artık endoskop dediğimiz kameralarla girip içerideki nefes alma problemlerini değerlendirebiliyoruz. Daha önce böyle bir teknoloji yoktu. Burun estetiğinde o kadar milimetrik işlemler yapıyoruz ki o yüzden kullanılan aletler de çok ince bir işçilikle yapılıyor. Türkiye hakikaten bu konuda hem malzeme üretiminde hem de estetik ameliyatı konusunda başkent diyebiliriz. Bizim için çok önemli bir gelişme. Bunun dışında özellikle estettik ameliyatlarda burun kemiğinin problemleri için bu kemiğe bazı girişimler yapmak gerekir. Bununla alakalı olarak da en az hasar verecek ve rahat kullanabileceğimiz kırmaya veya çizmeye odaklı teknolojiler var. Ameliyat öncesinde de teknik anlamda yine gelişen teknolojiler var. Artık burun estetik ameliyatları kişiye özel planlanıyor. Yani her hastaya aynı burun yapılmaya çalışılmıyor. Öncesinde detaylı fotoğraflamalar ve gerekirse 3 boyutlu yüz analizleri yapılarak hastanın yüz oranına uygun ve cerrahi olarak mümkün olabilecek operasyona hasta ile birlikte karar veriliyor. Hastalar artık elinde bir fotoğrafla ‘Ben bu burnu istiyorum’ diyerek gelemiyor. Sonuçta biz sizin burnunuzu yapıyoruz ve her burun her profile uymaz. Bizler de hastamız için en uygun olabilecek olan burnu yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Son olarak da ameliyat sonrasından ve iyileşme sürecinden bahseden Dizdar açıklamalarına şu şekilde devam etti;
“Gerek burun ameliyatı gerekse estetik ameliyatı aslında çok çok ağrılı bir ameliyat değildir. Evde günlük kullandığımız bazı ağrı kesiciler bile ağrı kontrollerini sağlayabilir. Burun ameliyatı sonrasında düzelttiğimiz alanlara belli bir müddet dolduracak bir destek koymanız gerekiyor. Bunun için hastaların en çok korktuğu tamponların yerini artık daha kullanışlı ve acısız olan silikon tamponlar aldı. Eskiden tamponlar 2 gün sonra çıkartılırken burun kenarlarına yapıştığından dolayı hakikaten yara bandı çeker gibi acı veriyordu. Bu yüzden artık hem hastanın konforu ve nefes almasını sağladığı için hem de alınırken yapışmadığı için artık silikon malzemeler kullanıyoruz.”
“İyileşme sürecinde sigara olumsuz olarak etkiliyor!”
“Ameliyat sonrasında iyileşme sürecinde gerçekten sigara içen ile içmeyen arasında çok büyük farklar görüyoruz. Sigara içen hastaların iyileşme süreci çok daha uzun oluyor. Özellikle estetik ameliyatı sonrasında cildin oturma işlemi uzuyor. Sonuçta sigaranın yara iyileşmesini engelleyen ve geciktiren bir özelliği var. Bunun dışında iyileşme sürecinde doktor ile çok iyi bir iletişim halinde olmak gerekiyor. Zaten ameliyat öncesinde her şeyi konuşmak lazım. Doktorunuza aklınızda olan ve gereken her şeyi sorduğunuzdan emin olmak gerekiyor. Doktor da aynı şekilde cevaplamakla yükümlüdür.”
“Burnun tam şeklini alması 1 yılı buluyor”
“Estetik ameliyatların tam sonuçlarını 9 ay ile 1 yılın sonunda alıyoruz. Yani ameliyat sonrası ödemin gitmesi ve burnun kendi şeklini alması 9 ayı buluyor. Ama hedef şudur; ameliyatın 1. ayında sizi tanımayan birisi sizin ameliyat olduğunuzu kestirememesi. Yani ameliyat şişkinliği ve ödemin yüzde 80’i ilk ayda iner. Bunun dışındakiler için ise sabrederek 9 ay ile 1 yıl arası beklememiz gerekiyor.”