Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, MİT tarafından dinlendiği ortaya çıkan Taraf yazarlarını köşesine taşıdı. Ancak tercih ettiği yok kendi kişisel 'dinleme tarihçesi'ni yazmak oldu.
İşte Özkök'ün Sadece MİT dinliyorsa şanslısınız başlıklı yazısından bir bölüm:
MANŞETE BAKTIĞIMDA GÖRDÜĞÜM MANZARA
Sabah merakla gazetenin manşetine baktım:
Sürmanşet şöyleydi:
"Taraf'a MİT operasyonu..."
Belli ki, MİT'in ne kadar berbat bir kurum olduğunu göstermek için Taraf'a anında bir servis yapılmıştı.
MİT; Taraf gazetesinin yönetici ve yazarlarının telefonlarını dinliyormuş.
Günaydııın...
Yani bunu öğrenmek için ille de resmi belge mi gerekliydi? Bu ülkede MİT'in dinlemediği gazete ve gazeteci var mı Allah aşkına...
Kendi payıma konuşayım. Devletin beş ayrı kuruluşu, 25 yıldan beri telefonlarımı durmadan dinliyor.
Hem de illegal olarak...
Veya abuk sabuk gerekçelerle, çoğu kez de başka isimler vererek, Anadolu'da bir kasabanın hâkiminden aldığı izinle...
KEŞKE SADECE ONLAR DİNLESE
Tahmin ediyorum, kendilerini dinleyen tek kuruluşun MİT olduğu gibi bir saflıkları yoktur.
Kendilerine başkalarının telefon tapelerini sızdıran öteki devlet kurumlarının onları da dinlediğini, arşivlediğini harhalde biliyorlardır.
Yine de, bir telefon dinleme mağduru olarak, Taraf'taki arkadaşlara geçmiş olsun diliyorum.
Ayrıca şunu söyleyeceğim.
Keşke onları sadece MİT dinliyor olsa.
Çünkü MİT dinlese de, hiç olmazsa sızdırmıyor...
(...)
Şunu merak ediyorum:
Hayatımız boyunca "derin" sandığımız devlet, fazlasıyla Silivri'de.
Bize "derin devlet" diye anlatılan karanlık örgütler ne yapardı?
Seçilmiş iktidarların altını oyar, kimsenin kontrol edemediği operasyonlar yapardı.
Ahmet Altan, dünkü yazısında şöyle yazıyor:
"Böylece yargı devletin herhangi bir şekilde PKK ile görüşmesini engellerken, savaşın da müzakereler yoluyla sonuçlandırılmasının önünü uzunca bir zaman için kapatmış oldu."
Hemen altında, dünkü yazımda benim de sorduğum soruyu soruyor:
"Bundan sonra kim devlet adına PKK ile görüşebilir?"