Özürlüler haftasında özürlüler gibi bakabilmek…
“Neyin kutlamasından bahsediyorsunuz, milyonlarca insanın engelli doğduğu ve bu alanla ilgili bir sektör yaratılmasını mı? Bu bir kutlama değildir. Lütfen başlığınızı değiştiriniz... Sadece yılda bir kez hatırlanan engellileri hatırlama programıdır.” İnternette bir siteye bu sözü not düşen özürlü vatandaş, bana göre ülkemizde son dönemde yaşananların kısa bir özetini sunuyor.
Ereğli’de dün Dünya Özürlüler Günü kutlamaları vardı ki ben de bunu bir kutlama olarak algılamıyorum. Özürlü olmak insanlık tarihi kadar eskidir. Bununla mücadele edenler başta özürlülerin aileleridir. Ama son zamanda devletimizin de desteklemesi sonucu özel okulların sayısı birden arttı. Yıllardır evlerinin köşelerinde ailelerinin sevgisi ile hayatlarını devam ettiren özürlülere yeni kucaklar açıldı. Özürlüler tarafından bu durum ise “Açılan bu kucak gerçekten devletin şefkatli eli mi yoksa para kazanmanın bir başka yolu mu?” olarak yorumlanmaya başladı. Ereğli’de aynı anlamda artış olmaya başlayınca tabii benim aklıma takılan sorular oluyor. Bu işleyişin vatandaş tarafından tam olarak bilinmediğini ben biliyorum. Bu gün özürlüleri eğitecek kurumların Ehliyetsiz ve eğitimsiz kuruculara bırakılması sorunu vardır. Kurucuların denetlenmemesi sorunu vardır. Ama elimizde önemli bir okul geçmişi uygulama tarihi var mı? Denetleyiciler kimler olacak? Zimmet defterine bakmak dışında bir denetlemeden söz ediyoruz tabii ki... Devlete yakın olanların avantajlı olması Ram Müdürleriyle iyi geçinen eşraftan birilerinin açtığı rehabilitasyon merkezlerinin kendine daha çok çocuk alması da Anadolu’da artık normal bir olay sayılıyor zaten. Bir araştırmada deniyor ki “Ülkemizde Tüketiciler Birliği ile İnsan Hakları Kurulları’na intikal eden şikayetler sonrası yapılan müfettiş incelemeleri sonrasında; mantar gibi çoğalan özel rehabilitasyon eğitim kurumlarının, önemli bir kısmının, yeterli uzman ve teknik donanımdan yoksun olduğu, özel eğitim kurumlarından bir kısmının velilerin bilgisizliğinden yararlanarak anlaştıkları... vs.”
Buyurun size bir ülke manzarası. Mantar gibi çoğalma kimilerinin dikkatini çekmiş demek ki. Hiçbir eğitime gösterilmeyen ilgi sonucu rehabilitasyon merkezinde peşin devlet parasının tadı başka tabii…
Rehabilitasyon merkezlerinin Yeterli uzman ve teknik donanımdan yoksun olduğunu biliyoruz.
Evet rehabilitasyon merkezlerinin çoğunluğunun bir donanım sorunu vardır.
Büyük yaşın çoğunlukta olduğu bir yerde yalnız iki buçuk yaşa önem verilmesi (!),10 yaş çocukları küçük yaş parklarında sallanmak istedikçe azarlanmaları görülmeyen bir vaka değil.
Çoğunlukla küçük yaş çocuk parkı göstermelik olarak her yere kurulmuştur.
Küçük bir tahterevalli, bir miki resmi küçük bir salıncak ucuz bir malzeme. Sınıflarda bilgisayara ne gerek var. Suluboya tüketimi yapılmasa da olur ne anlarlar. Resme ne gerek var, ne yapacaklar parmak boyayı pastel boyayı çeşitli kalınlıklarda çiviler boncuklar ne işe yarar ki anlayışı yaygındır.
Ama her böyle değil tabi ki, Ereğli sevgi okulunda bilgisayar odası açılmış. Eğitimde kalite düşünülüyor. Hayata özürlüler gibi bakabilmek lazım, o zaman onları daha iyi anlarız…