Pazar sabahı Pakistanın kuzey bölgesinde 7,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bugüne kadar gelen haberlere göre, şimdiye kadar 40 bin kişinin öldüğü, 60 bin kişinin de yaralı olduğu tespit edilmiş. Bu tablo daha üç gün içerisinde tespit edilenler. Zaman ilerledikçe Allah korusun ölü sayısı daha da artabilir.
Türkiyeden başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, Türk Kızılayı ve diğer bazı sivil arama kurtarma ekipleri bölgeye süratle intikal ettiler. İlk giden kurtarma ekibi, tablonun 17 Ağustos depreminden daha vahim olduğunu söylüyor.
Yardım helikopterleri havadan kefen atmaya başlamışlar. Büyük bir depremin olduğu bölgede ulaşım imkânlarının çok zor olması, planlı ve düzenli bir kurtarma çalışmalarını da olumsuz etkiliyor. Netice olarak Pakistan, bizim 17 Ağustostaki durumumuzu yaşıyor. Plansız yapılaşma, depreme hazırlıksızlık sonucun daha yıkıcı olmasına yol açmış.
Peki, dünya nerede? Nerede o güçlü kudretli ülkeler? Milyar dolarlar sözü veren, birbirleri ile yardımda yarışan ülkeler nerede? Maalesef şu ana kadar bazı cılız seslerin dışında, dünya bu trajediyi seyrediyor.
Pakistanın ülkemizde ayrı bir yeri vardır. Pakistanın adı geçti mi bir sıfat daha eklenir başına, dost ve kardeş Müslüman ülke Pakistan diye. Dolayısıyla bizim bu ülke ile geçmişe dayanan ilişkilerimiz mevcuttur. Şu mübarek Ramazan içerisinde Pakistanın başına gelen ve bir neslin yok olmasına neden olan deprem, hepimizin yüreğini titretmiştir.
Ateş düştüğü yeri yaktı. Pakistan ile Hindistan arasındaki sorunlu bölgede bulunan şehirlerin neredeyse yüzde 70i yerle bir olmuş. Hâlâ birçok bölge ile irtibat kurulamamış. Velhasıl Pakistan ağlıyor!
Peki, biz ne yapmalıyız? Hepimiz yardımsever bir milletin fertleriyiz. Asyanın güneyinde meydana gelen bu felakete kayıtsız kalmamız mümkün değildir. Elimizden geldiği kadar bu bölgede depreme maruz kalmış insanlar için yardım elini uzatmalıyız. Zira dünya gelişen iletişim teknolojisi ve ulaşım olanakları ile adeta büyük bir köy haline gelmiştir. Her nerede bir olay meydana geliyor ise anında haberimiz olabiliyor. Pakistan depremi için hepimiz oraya mı gitmeliyiz? Hayır. Şu aşamada biz ancak maddi yardım yapabiliriz.
Türk Kızılayı, Endonezyada meydana gelen büyük deprem ve tsunami felaketinden sonra, güzel bir organizasyon kurmuştu. Bağış yapabilmeyi çok kolay hale getirmişti. İşte bu imkânları Pakistan için de kullanacaktır. O tarihlerde Türk Kızılayının Genel Başkanı Talat Yılmaz, televizyonlara çıkarak yeni bir bağış yöntemi kurduklarını, insanların oturdukları yerden bağış yapabilmelerini sağladıklarını açıklamıştı. Tüm cep telefonu operatörleri ile anlaşan Türk Kızılayı, 2868e boş bir kısa kısa mesaj göndererek vatandaşlarımızın bağışta bulunabileceklerini açıkladı.
İşte biz, büyük bir deprem felaketine maruz kalmış Pakistandaki insanlar için, hiçbir şey yapamasak ta çaresiz değiliz. 2868e kısa mesaj göndererek yapacağımız yardımlar, bu insanlara bir nebze olsun fayda sağlayacaktır. Türk Kızılayı 2868e gönderilen her kısa mesajın 5 YTL olduğunu internet sitesinden duyurdu. Türk halkı olarak bize düşen, şu mübarek ayda sayıları 2,5 milyona varan aç, susuz, evsiz ve sağlıksız koşullarda yakınlarını kaybeden kardeş ve Müslüman ülke Pakistan halkına yardım elini uzatmaktır.
Çünkü her şeyden önce bu bizim insanlık vazifemizdir.