Panik atak nöbeti mi şizofreni durumu mu?
Önce kısaca bilgi verelim. Panik atak kaygı bozukluğu olarak tabir edilen, aniden ortaya çıkan ve bir sıkıntı veya korku halidir. Tedavisi genellikle psikoterapi yöntemiyle gerçekleştirilir. Şizofreni ise düşünce bozukluğudur yani kişinin kendisini bir şeye kaptırması ve her şeyi boş verme halidir ve bu panik atak gibi değil daha kalıcı ve uzun tedaviler gerektirir…
Şimdi gelelim mevzuumuza.
Uzunca bir süredir, Türk halkına ölümü göstererek hastalığa razı etme dayatılıyor. Kendileri tedavi imkânını çoktan kaybetmiş şizofreni ötesi hasta vaziyette olmalarına bakmaksızın halktan panik atak hastası olmalarını istiyorlar…
Korkuyla besliyorlar amaçlarını gerçekleştirecekleri süreci…
Biz korktuktan sonra siz haydi haydi korkmalısınız, elden gidiyor kazanımlarımız diyorlar…
Oysa saman altından suyu bi güzel yürütmeyi de öğrenmişler zamanla…
Halk sokağa dökülüp yürüyüş yapıyor. Önden gidenler belirliyor bağırılacak metni…
Şu şehir yürümüş, öyleyse biz de yürüyelim. Hatta şu küçücük ilçede bile yürüyüş yapılmış, bizim neyimiz eksik…
Vaktiyle ‘yollar yürünmekle aşınmaz’ demişti bugün tekaüt takımının önde gideni, ama o da yürüyün diyor şimdi. Karşıdayken başka bu tarafa geçince yine başka…
Ağalar, beyler hakkaten yürüyerek aşılmaz bu yollar ya. Olsa olsa ayakkabılar eskir. Birileri bayrak ticaretinden iyi para kazanır. Belki birileri de kendini gösterip bambaşka şeyler kazanır…
Haberleri okuyoruz kaç gündür, şurası yürüdü, burası bağırdı, çağırdı, haykırdı…
Kime?
Koskoca millet dört çapulcuya kendisini rezil ediyor. Yürümenin bi adı olur. Bir muhatabı olur. Barzani mi utanacak? Talabani mi korkacak? ABD mi ürkecek yürüyenlerden? Yoksa Marmara denizi manzaralı tatil adasındaki Apo mu vicdana gelecek. Eli kanlı, gözü kara ve çaresiz bu hayvanlardan mı medet umacağız?
Dostumuzu, düşmanımızı biz belirleyelim artık.
Savaşa da barışa da biz karar verelim.
Irak’ın kuzeyini baştan başa üç kuruş sahte dolar alacağız diye imar eden ‘Türk’ vatandaşlarını çağırın evvela sınırın bu yanına. Elektriği, suyu, gazı kesin bakalım…
Ha belki bunlar dâhil daha pek çok karar alındı ve hatta uygulanıyordur…
Bekara avrat boşamak kolaydır, devletler öyle panik atak nöbetlerine boyun eğerek yönetilmez. Şizofreni hastalarına da emanet edilmez. Devlet yönetmek ciddiyet ister. Kuru kuruya sallamak sizi bir de sizin gibileri rahatlatır.
Bizi sizden iyi düşünecek insanların varlığını bilmek mutlu ediyor sadece. Sağlıklı kalın…