Darbeden on, onbeş gün sonrasıydı. Mevlana Meydanında her gün halkımız toplanıyor, birileri de toplanan insanlara kısa konuşmalar yapıyorlardı. Kimi günlerde bakanlar geldi meydana, kimi günlerde vekiller, yazarlar, çizerler...Bu kardeşinizi de davet ettiler bir akşam 5 dakika da siz konuşuverin diye. Tabi biz siyasetçi falan olmadığımızdan o kadar kalabalığa doğru düzgün meramımızı anlatamadık sanırım. Hatırladığım kadarıyla konuşmamda şöyle bir laf etmiştim. “İnsanları paralelci diye toplayıp götürüyorlar, ancak bir sıralama hatası yapılıyor sanki...”Aradan zaman geçtikçe daha net görmeye başladık olup biteni. Kimi yöneticilerimiz gözünü karartarak ekiplerindeki paralelcileri ilgili makamlara bildirmedi, başka kanallardan soruşturma açılanları kurtarmak için can hıraş çabaladı. Hâlâ bugün bile korunan paralelciler var. Hangi kurum demeyin, onu belki daha sonra yazarız, ancak şu kadarını söyleyebilirim ciddi ciddi kaşınan idarecilerimiz var. Gözümüzün içine baka baka geldikleri makamların diyetini ödüyorlar, o belli de hangi cüretle kükrüyorlar, atıp tutuyorlar onu anlamak imkansız!Haberlere konu olmadan göz altına alındığı halde kurtarılanları mı ararsınız, yanıbaşındakilerin yolsuzluk, soysuzluk yaptığı gün gibi ortadayken eli kolu bağlı hiç bir şey olmamış gibi koltuğunda oturanları mı?!..Hani eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bile dedi ya, Sayın Erdoğan paralelcilerle mücadelesinde yalnız bırakıldı diye. Aynen, katılıyorum. Paralelci diye işten atılanlara eski veya yeni vekilleri ricacı kılıp Sayan Davutoğlu’na ya da başka bakanlara gidenleri mi ararsınız, ByLock telefonuna indirilmiş ama hiç kullanmamış, arkadaşları yapmış diye pişkin pişkin sırıtanları mı? Ülen tepemize bomba attılar, yüzlerce masum insan yollarda tarandı. Bu namussuzların girişimi başarılı olsaydı Bylockcular şimdi nerelerde bizimle dalga geçiyor olacaklardı...Belki gelecek yazımızda burada bu konuyu biraz daha derinleştirebiliriz. Dur bakalım, verdiğim süreyi iyi değerlendirebilecek mi bazı isimler!
Kravatlı PKKlılar!..
Kim HDP’nin Kürtlerin temsilcisi olduğunu söylerse; dünyadan haberi olmayan saf biri değilse haindir! Çünkü bu parti PKK’nın kravatlı halidir. Geçtiğimiz yıl bir ara namazlı niyazlı dindar pek çok Kürt de bu kansızlara inanmış ve desteklemişti, ancak çok geçmeden hakikat ortaya çıktı!Televizyon ekranlarında saz çalıp türkü söyleyen bir figüre inanacak milyonlarca saf Anadolu çocuğu vardı, silahlar sussun yeter ki, ne isterlerse verin bunlara diyen şehit babaları bile vardı...Bir vakitler MAZLUMDER genel başkanlığı yapmış beş vakit namazlı diye bildiğimiz Ayhan Bilgen bile bu partiden aday olmuştu. Yine bir vakitler Akit Gazetesinin birinci sayfasında defalarca mazlum diye haberleri, resimleri yayımlanan başörtülü Hüda Kaya ve okumuş üflemiş Altan Tan. Bunların hepsi HDP’nin İslamla, dindarla barışık bir Kürt partisi olduğunu vurgulamak üzere parti vitrinine konulmuş konu mankeni olduklarını hala anlayabilmiş değiller...İki şık var, ya Türkiye’nin yanındasınız, ya da karşısında! Son günlerde açıkça gördüğümüz şeyi biz zaten hep biliyorduk, ancak bilmek ayrı, açık açık ikrar ayrı. Almanya’sından, İngiltere’sine, Hollanda’sından, Belçika’sına, ABD’sine... Hepsi PKK’nın kurucuları ve 30 yıldır her türlü destekçileri olduklarını belli etmekten çekinmediler. Demek ki artık gizlemeye gerek duymuyorlar. Peki ama niye gizlemiyorlar artık. Bu neyin işareti!..
3. Dünya Savaşı çoktan başladı
Kocaman kocaman dünya devletleri hiç çekinmeden Türkiye'ye her türlü lafı edebiliyorlarsa, terör örgütüne rahatlıkla sahip çıkıp kol kanat geriyorlarsa, gazete, dergi ve tvlerinde açıkça Resi'imize hakaret edebiliyorlarsa, bilin ki 3. dünya savaşı başlamış ve devletler saflarını belli ediyorlar demektir. Biz hiç bir şey yokmuş gibi yol, köprü, havaalanı yapaduralım bu gavur sürüsü çoktan gemi azıya almış savaşın ilk kurşunlarını da çoktan sıkmışlardır.3. Dünya savaşı da bundan önceki ilk ikisini çıkaranlar tarafından yani İngiltere ve saz arkadaşları tarafından çıkarılıyor. Dünyanın başının belası İngiltere derim her konuşmamda. Allah'ü ağlem Bakara suresindeki yahudiler bunlar diye de eklerim. Dünyada ciddi manada olup biten hemen herşeyin müsebbibi, gücün ve paranın sahibi az sayıdaki İngiliz yahudi aileleridir. Bu aileler için üç tane devlet vardır yer yüzünde. İngiltere, İsrail ve ABD. Diğer devletler bu 3 devletin hizmetkarıdırlar. Bu üç cani devleti de bizim ismini bildiğimiz adamlar yönetmezler. Mesela bugün ABD'de seçim yapılıyor ya, 8 yıldır Obama nasıl bir çivi bile çakamadıysa yarından sonra da kim kazanırsa kazansın en küçük bir değişiklik dahi yapamaz. Dünyanın kaptanlığını yaptığı iddiasındaki ABD'nin başına evvelki bir başkanın karısı seçiliyor. Böyle bir şey akılla izah edilebilir mi? Düşünün şimdi, gelecek seçimde Emine Erdoğan çıkıp aday olabilir mi, seçilebilir mi? Bu yahudi güç odakları dünya ile afedersiniz taşak geçiyorlar. Biz istersek eski bir başkanın karısını bile başkan yaparız diyorlar. Zaten başkan yönetmediği için kimin seçildiğinin bir anlamı da yok. Sadece şunu anlıyorum, ABD halkını magazin haberleriyle uyutmak için iyi bir figür.
Biz niye açık oynayamıyoruz!
Türk milleti tarih boyunca ne kendi halkına ne de yönettiği milyonlarca metrekarelik alandaki yüzlerce çeşit dini, dili, ırkı farklı milletlere eziyet etmemiş, haklarını bilerek yememiş, hep öbür alemde hesabını verebileceği şeyler yapmıştır. Bizler İngilizler gibi istediğimizi öldürüp yok eden, istediğimizi yücelten, hakka-hukuka riayet etmeden sadece ve sadece kendi menfaatlerini gözeten bir millet olmadık. Devletimiz de bir dönem hariç böyle olmadı. Allah korkusu olan milletlerle, bütün meselesi bu dünyayı ele geçirmek olan milletlerin kaderi, İmtihanımızın hesap sorucusu Cenabı Allah’ın takdirinden ibarettir.Bugün Türkiye’nin en büyük eksikliği dosta güven, düşmana korku salan bir istihbarat teşkilatımızın olmamasıdır. Korku salabilmek için insanların hayatlarını gecenin karanlığında karartıvermek, hesapları gizlice görüvermek gelir ki işte burada yutkunarak bakmakla yetiniyoruz. Demek ki Allah’tan korkan devlet idarecilerinin yönettiği bir ülkenin güçlü bir istihbarat teşkilatında rahat hareket edebilmek için bir de fetva makamına ihtiyaç vardır...
Sami Büyükkaynak'tan
Bu ülke, eski yazı yasaklandığı için geçim sıkıntısı çekmeye başlayan hattatların yazdığı eserleri satın alarak onların hayatlarını idame ettirmelerine destek olan güzel insanların îsârına şahit oldu. Bu ülke, çocuklar Kur-an öğrensin, bu ülkede Kur-an tilaveti yok olmasın diye her türlü baskıya ve zulme rağmen evlerini Kur-an kursuna çeviren güzel insanların mücadelesine şahit oldu. Unutmayalım, unutturmayalım. Ve onlara hep dua edelim. Rabbim onlardan razı olsun.
Hâlâ CHP'ye inanan var mı?
1991’de görünürde seçim kazanmak için, görünmezde neyse artık o zamanki adı SHP olan bu parti terör örgütünün uzantılarını aday göstererek Meclis’e taşımıştı. Aynı zihniyet bugün de canla başla terör örgütünün elemanlarına en büyük desteği vermekten çekinmiyor...Alevi görünümlü Ermeniler, açıkça Hıristiyan olanlar ve ömrünü sol bölücü örgütlerde geçirmiş bilumum haini vekil diye karşımıza çıkaran bu parti, laf ebeliği yaparak sureti haktan görünüyor, ancak artık mızrak çuvala sığmıyor! Ya Müslüman yurdunda yaşadığını ve buna göre hareket etmesi gerektiğini öğrenecek ya da siyaset sahnesinden silinip gidecek olan bu zihniyete hâlâ inananlara, onları savunanlara diyecek sözüm var amma demeyeceğim. Allah yardımcımız olsun inşallah...
CUK
Eğer tutuklanan HDP'lilere Kürtler seviniyorsa bu 'Çözüm Süreci' sayesindedir. Ezberi bozulanlara duyurulur.
Tarihi bir harita üzerinde"Diyarbekir"yazıyor. Altına not düşülmüşErmenice "Amid/Amed". Şimdi anladık mı ısrarınnedenini.