TÜBİTAK’ın Türkiye için geliştirdiği yüzyılın projelerden biride 2003 yılında çalışmalarına başladığı, 2005 yılında geliştirdiği ‘Pardus İşletim Sistemi’dir. Kullananlar sorun isterseniz; herkesin konuştuğu nerdeyse aynı “ Tek kelimeyle harika” diyorlar. Pardus yazılım sisteminin 2013 yılında geliştirdiği çalışması hakkında konuşulanlar böyle. Yazılımı incelediğimizde güvenlik kurumları için de geliştirdiği özel yazılımlar var. Bunun stratejik önemi içinde isterseniz anlayan birilerine sorun. Kendimiz yaptık bunu. Büyük bir başarı ve övgü duymamız lazım. Sadece övgüyle yetmez, birde daha çok geliştirmemiz lazım. Hatta çalışmalar daha da artırıldı veri tabanı genişletme projeleri yürütülüyor.
* * *
Yüzde yüz Türk yazılımı olan bu yazılım sisteminin kullanılması ve yayılması konusunda bazı eksiklikler var gibi. Ayrıca maliyeti neredeyse yok. Maliyeti olmayacağı gibi bizim Mikrosoft yazılımlarına ödediğimiz 300 milyon dolar gibi maliyetlerden de kurtaracak. Sadece bu masraftan mı kurtaracak, hayır. Yazılımı dünyaya tanıtarak artık yazılım sistemi satar hale geleceğiz. Bununla da kalmadan günümüz dijital dünyasında en büyük stratejik konumlardan birini kazanmış olacağız. Yazılımın oluşturulmasından geçen 13 yıl içinde biz ne yaptık. Belki geliştirilmesi 2 – 3 yıl sürebilir ama bunun kullanım sahasını en az 5 yıl önceden hazırlamamız lazımdı. Şimdilerde bir kıpırdanma var. buna geç kaldık demeyelim, çünkü bu hâlâ bizim ürünümüz. Pardus yazılımı yurt içinde yaymak için neler yaptık bunu bir inceleyelim. Fatih Projesi adını verdiğimiz liselerde dağıtılan tabletlerde ve akıllı tahtalardaki yazılım sistemlerini Pardus yaptık nihayet.
* * *
Burada en iyi çıkışı da Bursa yaptı. İçimden ‘keşke Konya yapsaydı’ diye geçti ama daha geç kalmadık. Bursa ili teknolojiyi yakalıyor ve olayların önemini önceden fark eden bir becerisi var diyelim. Bursa, tüm devlet dairelerinde Pardus Yazılım Sistemi kullanmaya başlayalı nerdeyse 3 yıl olacak. Aydın Söke’de sağlık sektöründe Pardus’a geçti. Ne duruyoruz artık. Konya milli olanı sever…
Geç kalmadık diyelim çünkü bunu daha dünyaya yayma zamanımız var. Emperyal güçlerin dijital ortamda sömürdüğü ülkelerin içinden çıkmak için tam zamanı. Hem bu oluşumla daha başka ürünlerde çıkarırız. Buluşlarımız ülkemizde değer görmedi diye başka ülkelere gidip patent almasın.
* * *
Geçtiğimiz aylarda TUSKAD’ın programına Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Danışmanlarından Yahya Coşkun katılmıştı. İlk fırsatta sordum. Bu sistem ne durumda diye. Geliştirme ve kullanmayı artırma çalışmalarına hız vermişler. Hadi İnşallah. Birde öyle bir Anekdot verdi ki neler oluyormuş bakanlıkta…
Anlatılana göre Bakan Fikri Işık’ın peşini bırakmıyorlarmış yabancı yazılım CEO’ları, Distribütörleri…
‘Fiyatı yarılara çekelim, vergiyi düşürelim’ filan diyorlarmış…
Tehlikenin farkına onlar vardı da; bizler bu fırsatın farkına varamadık mı yoksa?…