Pazarlama bilmeyeni yönetici yapmayacaksın!
Artık küçük bir dükkan değil ki yönetilen. Koskoca şirketler, şehirler, kurumlar. Her şey koskoca. Kendi koskoca olmasa, hedef kitlesi koskoca. Nüfus hızla artıyor. Tüketici çoğalıyor. Müşteri daha değerli hale geliyor. Kitlesel pazarlanamıyor. Mikro pazarlanıyor. Hedef kitleyi iyi analiz eden kazanıyor yani. Kim yapıyor bunu? Pazarlama yapıyor. Yani pazarlamayı bilen, fark eden, içselleştiren yöneticiler yapıyor. Dünya bunu gördü. Biz de yavaş yavaş görüyoruz.
Başbakan valileri halk seçmeli demiş. İşte pazarlama. Doğrusu bu. Başbakanı gönülden tebrik ediyorum.
Bu değişime rağmen maalesef çoğu yöneticimiz pazarlama bilmiyor. Pazarlama iletişiminden bihaber.
Milletvekilliği seçimleri yaklaşıyor. Pazarlama iletişimini bilen milletvekilleri kazanacak, diğerleri aklın köşesinde bile kalmayacak. Şehrini iyi pazarlayan belediye başkanları kazanacak diğerleri silinip gidecek.
Başbakanın dediği gibi valilerde seçilmeye başlarsa işler o zaman alevlenecek. Şehirler o zaman konuşmaya başlayacak. Şimdi şehirlerin konuşması resmi, ciddi ve silik. Çünkü kimse bu konuşmayı planlamıyor.
Türkiye’de benim şehrime gel diyen bir yönetici gördünüz mü? Herkes protokol telaşında. Yoğun mesaj bombardımanında şehri yönetmeye çalışıyorlar. Güya…
Bakarsanız şehirler hep yemek için insanları çağırıyor. Yok bizim şu yemeğimiz meşhur, yok bizim şu tatlımız meşhur falan filan…
Yemek yemek için bir şehre kim gider Allah aşkına. Kitleleri yemek yedirmek için bir şehirden başka şehre götüremezsiniz. Başka sebepler vermeniz gerekir. Yemek oraya gitmişken yapılacak ilk iş. Bu tamam! Ancak yemek kaç saat sürer? Bir saat bilemediniz iki saat sürsün. Sonra? Şehirde neler yapılacak. Ne tür tecrübeleri olacak? Yani tecrübesel pazarlama! Bunu uygulayacak yöneticiler lazım, birimler lazım.
Türkiye’de hangi şehirler pazarlama iletişimi yöntemlerini uyguluyor? Maalesef herkesin ağzında biz markayız lafı var ama lafla peynir gemisi yürümüyor.
Benden size bir haber Kütahya şehri marka şehir olma yolculuğuna çıktı. Kütahya Valisi Kenan Çiftçi şehir pazarlaması diyor başka bir şey demiyor. Kütahya diğer illere örnek olur inşallah.
Reklam Hafiyelerim
Reklam yazılarımızla birlikte reklamlar herkesin içine işledi artık. Ben eleştiri yapmadan sizler her gördüğünüze eleştirel bakıyorsunuz. Ne güzel!
Bu hafta reklam hafiyelerimden gelen reklam fotolarını sizlerle paylaşacağım. Siz de reklam hafiyesi olmak isterseniz huseyinaltunbas@gmail.com adresine gördüğünüz her iletişim fotoğrafını gönderebilirsiniz.
Hafiyelerimden gelen ilk fotoğraf. Reklam değil. Ürün iletişimi. Yani firmanın tabelası. Yani ambalajı. Ambalaj reklamdan daha önemli. Firmanın binası, görünüşü aynen ürün gibi kurumsal mesaj verir. Reklam hafiyelerim Adese’nin gece görüntüsünü ve düşen e harfinin görüntüsünü bizimle paylaştılar. Yanmayınca düşmüş oluyor. Biz de sizlerle paylaşıyoruz.
İkincisi de reklam işi. Geçen hafta Çelikkayalar açıkhavada iletişime başlamıştı. İletişimleri gökkuşağı gibi tüm renklerin kullanıldığı bir iletişim çeşnisi şeklinde olmuştu. Benim gözümden kaçan ancak hafiyelerin gözünden kaçmayan Çelikkaya’nın tuvalet kağıdı promosyon reklamı. Reklamda tuvalet kağıdı görselinin hemen yanında ne yazıyor: Tadı Damağınızda Kalsın Diye…
Allah Allah bu nasıl iş, bu nasıl bir hata. Kimlerin kontrolünden geçiyor bu reklam ve bu saçma hatayı kimse görmüyor. İnanılır gibi değil. Yorumlamıyorum bile.
Siz Hiç Başka Bir Slogan Bilmiyor musunuz?
Akyurt Marketler yine meraklandırıcı bir reklama imza atıyor! Ancak yine aynı nakarat. Önce tavuğun bacağından meraklandırdılar. Şimdi de yumurtasını altına çevirerek meraklandırıyorlar. Korkarım yumurtaların bazılarını kırıp içine altın yerleştirdiler. İnsanlar da yumurtaları sotede kırıp kırıp altını arayacaklar.
Böyle saçma teaser olmaz. Aynı reklam mesajını tekrar tekrar söyleyerek dikkat çekemezsiniz. Dikkat eşiğini iyice düşürürsünüz. Hiç yaratıcı bulmadığımı ifade edeyim. Sıkıcı. Konuşturuyor canım derseniz de amaç konuşturmaksa Türkiye’de nice konuşulanlar oldu ama şimdi yoklar derim. Amaca hizmet etmeyi unutmayın.
Yumurta promosyonu başka yaratıcılıkla verilebilir.
Kontur Kendine İndirim Uyguluyor
Kontur’un reklamı başka bir garip reklam. Karne indirimine yüzde 10 indirim uyguluyor. Reklamın sağında kendi karnelerini yayınlamışlar. Yani anlıyoruz ki kendilerine yüzde 10 indirim uyguluyorlar. Ne zekice değil mi?
Şimdi soruyorum. Kontur’un müşterileri ilkokul öğrencileri mi ya da ilkokul öğrencisine sahip dışarıda yaşayan aileler mi? Ya da ilkokul öğrencisine sahip Konyalı olmayan çok müşterisi mi var? Hedef üniversite öğrencileri ise üniversitede karne yok.
Ailelerin çocuklarına “Hadi evladım karnende “çok iyi” gelmiş. Şubat tatilinde şehir dışı tatili hediye edeyim sana” dediğini kim duymuş. Böyle bir içgörü mü yakaladınız?
Hadi yakaladınız bunun karşılığı yüzde 10 indirim mi olmalı.
Baştan aşağı inandırıcı olmayan promosyon reklamı. Keşke yapılmasaydı dedirtecek bir reklam.