PEKİ ONLARIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?

Av. Yasemin Bezirci

                             

‘’Merhaba’’ diyerek gülümsedi genç kız. Yaşlı adam sevecen bir ifadeyle karşılık verip, sol eliyle karşısında ki sandalyeyi işaret ederek, buyur etti kızı. Genç kız heyecanla ‘’Ne zaman karşılaşsak siz bir masada, ben bir masada; ikimizde kitap okuyoruz. Bugün bir istisna yapıp, sohbet edelim istedim. Tabii sizin için sakıncası yoksa?’’ dedi ‘’Hayhay, memnuniyet duyarım genç bayan, ismin nedir, okuyor musun?’’ diye sorular sormaya başladı yaşlı adam. Yaşlı adam ve genç kız birbirlerini tanımak için karşılıklı sorular sorup, cevaplaşarak sohbet ederlerken yaşlı adamın telefonu çaldı. Müsaade isteyerek çalan telefonunu açtı adam. ‘Demek geldi. Şuan yapılabilecek bir şey var mı? O zaman vestiyere as, zamanı gelince oradan alırım.’ diyerek kapattı telefonu. Genç kız ‘’Kusura bakmayın galiba kuru temizlemeden gelen kıyafetleriniz ve benzer işleriniz var. Ben hayata ilişkin güçlü sezileri ve tecrübeleri olan biri olduğunuzu düşünüyorum. Sizinle de tecrübelerinizden faydalanmak için sohbet etmek istedim’’ dedi. ‘’Kuru temizlemeden gelen kıyafetler mi?’’ diyerek ufak bir kahkaha attı adam tok sesle. Genç kız mahcubiyet duydu, yüzü kızardı bir yandan da kahkaha içini rahatlattı. Ne diyeceğini bilemeden adamın yüzünde ki çizgilere baktı...

Canayakın bir bilgelikle cümleye başladı yaşlı adam;

-Madem tecrübelerden yararlanmayı seviyorsun; arayan sekreterimdi fakat; gelen kuru temizleme değildi. Hayatta herkesin önüne problemler çıkar. Kimisi iri- kimisi ufak, nihayetinde problem problemdir. Ne vakit bir problemle karşılaşsam; hemen çözümü cebimde mi diye ceplerimi yoklarım. Cebimdekiler problemimi çözmeye yetmiyorsa; problemi girişte ki vestiyere asarım. Derin bir araştırma sürecim başlar, ne kadar yol varsa ararım. Hiçbir problemin tek bir çözümü yoktur aslında. Biz insanlar genelde öyle zannederiz. İşte bulduğum çözümleri elime alır, vestiyerin karşısına dikilirim. Problemi baştan aşağı iyice bir süzer, bir yandan da elimde ki yollara bakarım. Bulduğum çözüm yollarından ahlaklı olmayanları ayırırım. Ahlaklı olanlarından da, mantıklı olanlarını seçer, sonra kendime dönerim. Bilirim ki; gücüm iradem kadardır! Askıda problem, elimde elendikten sonra geriye kalan çözümler ve irade gücüm…İşte bu noktada ki hamle; problemi askıdan aldıran eylemdir. Dikkatli olmak gerek; her çözüm problemi askıdan indirmeyebilir, ya da biz indirdiğini zannederken problemi daha da irileşmiş olarak yeniden karşımızda bulabiliriz. Eğer çözüm doğruysa kendimizden, yanlışsa başkasından biliriz.

‘’Peki yöneticilerin, idarecilerin, bizi yetiştirenlerin hiç mi suçu yok?’’ diye sordu genç kız. Belli ki; problemlerinin çözümsüzlüğünün sebebinin -kendisi- olduğunu fark etmek canını acıtmıştı.

-Herkesin paraya ihtiyaç duyduğu ya da parasız kaldığı bir dönem olmuştur. Parasızlık problem olduğunda bunu askıya as. Hırsızlık yapmak para problemini çözer ama ahlaklı mı? Bunu ve buna benzer olanları ele. Borcu başka yerden borç alarak çözebilirsin fakat; mantıklı mı? Bu ve buna benzer çözümleri de ele. Ne kaldı elimizde? Evini satıp, daha makul bir apartman dairesine taşınabilirsin, giderlerini kısmanın yollarına bakabilirsin, aracını satıp toplu taşıma kullanabilirsin. Bu çözümlerden iraden hangisine müsaade eder onu söyle. Ya aileni, yöneticileri, rakiplerini suçlamaya devam da edebilirsin tabii. Bu senin seçimin.

            Saatine baktı yaşlı adam, dışarıda hava kararıyordu. Nazikçe gülümsedi, ‘’Müsaade var mı küçük hanım’’ diye sordu. Duyduklarından afallamış kız ‘evet’ manasında kafasını salladı. Yaşlı adam bir yandan masada duran gözlüğünü, kitabını, mendilini toplayıp; bir yandan hesabı ödedi. Cüzdanından bir kartvizit çıkararak, genç kıza uzattı. Şefkatli bir öğretmen edasıyla ‘’Anlattıklarımın pek hoşuna gitmediğinin farkındayım. Yine de sözleri tatsız bu ihtiyarın tecrübelerine ihtiyaç duyarsan beni bulmandan onur duyarım’’ diyerek kapıya yöneldi. Yaşı neredeyse 1 asıra yaklaşan bu adamın attığı adım yeri mi titretiyordu? ‘Bana öyle geliyor herhalde’ dedi kendi kendine genç kız. Gözü adamın verdiği kartvizite takıldı. O da ne? Bu adam ülkenin ismi pek duyulmamış fakat; bulunduğu sektörün önde gelen firmalarından birinin sahibiydi. Genç kızın nutku tutuldu, adamın söylediklerini kendi hayatında da uygulayıp/ uygulayamayacağını düşünmeye başladı. Aklına ünlü düşünürün sözü geldi; ‘’Yapan yapar, yapamayan eleştirmen olur’’ diyordu düşünür. Durdu, ‘Yeter düşündüğün, eyleme geç’ dedi kendi kendine.

            Haftaya görüşmek üzere değerli okuyucularım…

                                                                                              Av. Yasemin BEZİRCİ

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.