Pensilvanya’dan Gazze için gecikmeli de olsa taziye mesajı geldi. “Güçsüzlüğümüzün ve dünya dengesinde hiçliğimizin ağırlığını bir kere daha hissediyoruz” demiş, İsrail’e birşey dememiş, eleştiri oklarını Türkiye’ye ve oradan da nihai hedef Erdoğan’a yöneltmek istemiş.
Doğru söylemiş.
Türkiye ve İslam düşmanı dış güçler ve onların içerdeki maşaları, ihanet şebekeleri; 27 Mayıslarla, 12 Eylüllerle, 28 Şubatlarla, 17 Aralıklarla, 25 Aralıklarla bu ülkenin ilerlemesine engel oldu.
Müslüman alim diye nitelendirilen birinden İsrail’in zalimliğini, katilliğini ve vahşiliğini anlatan hiçbir söz duymamak çok ilginç değil mi?
Müslümanlar için, onların seçtiği lider için “Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinirlerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin” diyen birisinin, “Gazze’deki Müslümanların evlerine ateş salan, yuvalarını yıkan” zalim İsrail’in idarecileri Peres ve Netanyahu için hiçbir bedduada bulunmaması çok düşündürücü değil mi?
***
MEVLANA ÜNİVERSİTESİ...
Türkiye’deki 111 üniversite, Gazze için ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail katliamını kınadı. Konya’daki 4 üniversiteden Selçuk, Necmettin Erbakan ve KTO Karatay Üniversitelerinin, bildirinin altında imzaları var. Cemaate yakınlığı ile bilinen Mevlana Üniversitesi’nin bu bildiride imzası olmaması açıkçası beni şaşırtmadı. Vicdan ve merhamet sahibi herkesin kınadığı katliam karşısında tepkisiz kalabilmek de ayrı bir maharet olsa gerek!
***
ERDOĞAN SÖZÜNDE DURDU, İNLERİNE GİRDİ
Başbakan Recep Tayip Erdoğan,17 Aralık’ta darbe girişiminde bulunan Paralel Yapı ve ihanet şebekesi için, “inlerine gireceğiz” demişti. Sözünde durdu… Tabi ki bu uzun bir süreç… Sadece Emniyet yok. Temizlik yapılması gereken onlarca kurum ve kuruluş var. Türkiye bu kanseri tüm kurumlarından temizlemeli. Temizlik yapılırken kurunun yanında yaşın yanmamasına çok dikkat edilmeli. 12 Eylül’ün hesabını soran Türkiye, 17 Aralık’ın hesabını da mutlaka sormalı. Ama şu asla unutmamalı, Türkiye büyümeye, güçlenmeye, dünyanın sömürü ve zulüm düzenine baş kaldırmaya, dünya 5’ten büyüktür demeye, mazlumlara el uzatmaya, İsrail’i azarlamaya devam ettiği sürece darbe ve suikast girişimleri devam edecektir.
***
SAADET ADAY BULAMADI MI?
Saadet Partisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, eleştiri oklarını 3 adaya da yönelterek, hiçbirine oy vermeme kararı almış. “Hiçbir aday Cumhurbaşkanı Türkiye’yi yönetecek niteliklere haiz değil” mesajı vermiş. İyi de Saadet seçmeni kime oy verecek? Sormayacak mı, “Saadet’te Türkiye’yi yönetmeye layık bir Cumhurbaşkanı adayı yok muydu? Niye kendi adayımızı çıkarmadık?” diye. 17Aralık sürecinde genel başkanının, Müslümanların inançlarıyla her daim savaş içerisinde olmuş Ulusalcıların ve “Milli Görüş”ün hep karşısında olmuş Cemaatin yayın organlarında boy gösterdiği Saadet Partisi’nin geldiği son nokta bu…
***
BBP HARAKİRİ YAPIYOR
Büyük Birlik Partisi, seçimlerde “Çatı Aday”ı destekleme kararı aldı. 17 Aralık sürecinde Yalçın Topçu ve ekibini kaybeden parti bu seçimler de başta Alperen Ocakları olmak üzere parti yönetiminden çok sayıda kişiyi kaybedecek gibi duruyor. BBP yönetiminin her aldığı karar, partiden yeni kopuşları beraberinde getiriyor.
Gerekçe “Erdoğan’ın Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili gerekli hassasiyeti göstermemesi” olarak açıklandı.
Türkiye’de son dönemdeki kirli işlerin ve suikastların çoğunda imzası olduğu gün yüzüne çıkmaya başlayan (Yazıcıoğlu suikastında da parmaklarının olduğuna dair çok önemli iddialar var) “Paralel Örgüt”ün kendisine “darbe girişimini” son anda fark eden ve bu örgütü bertaraf etmek için yoğun mücadele içindeki Erdoğan’ı bu şekilde suçlamak, bence “Çatı Aday”a destek vermek için kılıf aramaktan başka bir şey değil.
BBP’nin adını Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve Devrimci Halk Partisi gibi partilerle, aynı amaç için, yan yana görmek hakikaten ilginç!
Erdoğan’a kızıp “Paralel Yapı”nın adayını desteklemek, “harakiri” yapmak, en hafif deyimiyle “Pireye kızıp yorgan yakmak” değil de nedir?
***
YİNE BAYRAM YİNE ACI
“Müslüman’ın senede iki bayramı vardır” buyuruyor Efendimiz (SAV).
İslam dünyası bir bayrama yine acı ve gözyaşlarıyla giriyor.
Bayramı bayram gibi yaşadığımız günlere bizleri kavuşturmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz eder tüm okuyucularımızın, tüm hemşerilerimizin ve İslam aleminin Ramazan Bayramını şimdiden tebrik ederim.