Peygamber Efendimizin naaşını takas yapmak istediler!

Açık denizlere açılma ve sömürge elde etme arayışlarıyla ünlenen Portekizlilerin gözünü kutsal topraklara diktiğini biliyor muydunuz?

Ya Hz. Muhammed’in (sav) nâşına göz dikip hayalini kurdukları Kudüs’teki Makam-ı Mukaddese’yle takas etmek istediklerini?

Keşif adıyla üstü örtülen Haçlı seferi titizliğiyle işlenen Portekizlilerin Hint Okyanusu'nu zaptı, İslamın kalbine doğru giden tehlike çanlarını çalmıştı. Gözünü Mekke-i Mükerreme hırsı bürümüş Portekizli komutan Almeida'yı püskürtecek Memluk hâkimiyetinin de mecali kalmamıştı.

Hindistan Umumi Valisi Albuquerque, Kızıldeniz'den Mekke'ye uzanan fetih hayalini ve Kudüs ile takas yapma projesini aklına koymuştu bir kere. Bu kadarla kalsa iyi: Mekke ile Medine'yi ele geçirerek Hz. Muhammed'in (sav) nâşını Avrupa'ya kaçırmayı planlıyorlardı.

Kolomb'un seferleri gibi amaç başta Kudüs olmak üzere Kutsal Topraklar'ın Müslümanların elinden alınıp Yahudi-Haçlı tutkusunun devamını sağlamaktı.

“Doğu'nun Kralı" efsanesi de vardı tabii. Güya Habeşistan'da güçlü bir Hıristiyan kral yaşarmış adı da Rahip John'muş. Coğrafi keşiflerin üstü tozlu gerçeklerinin altında yatan sır da buradan geliyormuş. İstenilen şuydu: Doğu'da hayali olarak yaşatılan Hıristiyan Kralı bularak Batı Hıristiyanlarıyla birleştirmek ve ortaya çıkan güçler birliğiyle Müslümanları kutsal mekânlardan çekip almak.

Bir kurtarıcı gerekiyordu. Kutsal topraklar küffarın eline geçecek değildi ya. Yavuz Sultan Selim İslamın kalbine gelecek en ufak bir tehlikeye kayıtsız kalmayacak, komşu Müslüman devletlere, mağlup olmamaları için onlara gemi yapım malzemeleri ve araçları temin ettirecekti. Ayrıca Portekizlilerin korkulu rüyası Albuquerque'in “yaratık" diye dalga geçtiği Rumîleri yani deniz komutanlarını bile yollamıştı küffarın üzerine.

Albuquerque'in niyeti ciddiydi, Portekiz Kralı'na yazdığı kan dondurucu mektubunda açıkça belirtmişti istediğini: Müslümanları Kutsal topraklardan defetmek! Albuquerque Şah İsmail'le de anlaşarak bölgedeki çakıl taşı Memlukleri ortadan kaldırmak adına harekâta hazırlandılar. Eğer planlar yolunda giderse Mekke ve Medine Portekiz-Safevi işbirliğine mahkûm olacak, İslam âleminin yüzü ise yere bakacaktı.

Neyse ki Albuquerque 1513 yılında çıktığı seferden eli boş dönmüş, Mekke ve Medine Hıristiyan prangasına vurulmaktan kurtulmuştu. Osmanlı'nın Memluklere gönderdiği Selman Reis ve onun Rumîleri, Albuquerque'in bütün planlarını altüst etmişti. Portekizli komutan için çocuk oyuncağı (!) olan Mekke ve Medine'nin fethi hayali üzerine soğuk su içilmişti anlayacağınız. Tekrar edelim o halde: Yavuz olmasaydı Hz. Peygamber'in (sav) nâşını Avrupa'ya kaçıracaklardı!

Tarih Ve İnsan Haberleri

Dominika Neresi? 90 Güne Kadar Vize Serbest
Kur'an ve Tevrat'ta Yahudilerin sonu ne zaman? Türkler Yahudilerle Savaşacak mı?