Peygamberimizde Olmayan Şeyler!

Prof. Dr. Ali Akpınar

O güzel insanı anlatırken hep onda olan güzellikleri anlatırız. Oysa bizlerde onda olmayan pek çok şey vardır. Bu yüzden çoğu zaman Onu tanırken, ondaki güzellikleri hatırlarken kendi çirkinliklerimiz, pek aklımıza gelmez ve anlatılanları kendimize indirgemeyiz. İşte biz bu yazımızda Onda olmayan şeylerden bahsedeceğiz, evet onda bulunmayan ama bizlerde bulunan şeylerden. Bunları dile getirirken, kendimizi gözden geçirir ve onda olmayıp da bizde olan çirkinliklerden kurtuluruz belki.

Şu güzel duayı hiç düşürmemeliyiz dilimizden ve gönlümüzden: Allahım, peygamberimizde bulunan güzelliklerden bana da nasip et. O'nun Senden istediklerini ben de istiyorum, lutfet! Onda olmayan çirkinliklerden Sana sığınırım, onarı benden uzak et!. O'nun Sana sığındıkları şeylerden ben de Sana sığınıyorum, Sen muhafaza et!

O, kırk yaşlarında peygamber olmuştu, peygamber olmadan önce de büyük bir ahlak üzereydi ve kişilikli bir insandı. O dönemde de yaşadığı toplum içerisinde saygın ve örnek bir kişi idi. Nitekim ilk inen ayetlerinde Kur'ân, "Doğrusu sen büyük bir ahlak üzeresin", buyurarak bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Evet o, peygamber olduğunda büyük bir ahlak üzere idi, ama Kur'ân ile o daha da mükemmelleşti, daha da güzelleşti. Onun ahlakı Kur'ân ahlakı ve Allah'ın ahlakı idi.
O örnek/model insanda bulunan güzellikler saymakla bitmez. Onda bulunmayan şeyleri, günümüz insanını doğrudan ilgilendirmesi bakımından şu şekilde sıralayabiliriz:
Genel olarak söyleyecek olursak onda etik olmayan, evrensel ahlak kurallarıyla bağdaşmayan hiçbir olumsuzluk yoktu. O, hep güzelliklerin adamıydı.

O, boş, lüzumsuz ve anlamsız konuşmazdı. Anlaşılmak için konuşur, hep hayır söyler, gerektiğinde konuşur, gerekmiyorsa sükut ederdi.
Yalan, gıybet, dedikodu, lağv, kötü söz ve benzeri şeyler asla ondan sadır olmazdı. O, hep güzel, hayırlı, hikmetli ve yararlı şeyler söylerdi.

Onun hayatında şikayet ve sızlanma yoktu. Peygamber olmadan önce de sonra da nice sıkıntılara göğüs gerdi, ama asla sızlanmadı, şikayet etmedi, yılmadı, hayattan kopmadı.
Onun hayatında başına gelenleri kabullenmeme ve sitem yoktu. O, yapılması gerekenleri yapar, sonra da Allah’a güvenip dayanırdı.

Onun hayatında kin tutma yoktu. Mekke'yi kendisine zindan edenleri, Taif'te kendisini taşlayanları, amcasının ciğerlerini dişleyenleri bile affetti.
Tembellik, boş vakit geçirme, vakti öldürme yoktu O'nun hayatında. Tembellik ve miskinlikten Allah'a sığınırdı O hep. O, her zaman hayırlı/yararlı bir işteydi.
O, ömrünün bütün ânlarını hep hayır ve güzelliklerle değerlendirdi. O, hayattan ve hayırlı işlerden asla kopmadı ve bunlardan emekliye ayrılmadı.

Onun bize de örnek olan şu duaları, onda olmayanları veciz bir biçimde özetlemektedir:
“Allahım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, bunaklıktan, düşkünlükten, katı kalplilikten, gafletten, aşağılıktan, zilletten, eksikliklerden sana sığınırım. Yoksulluktan, küfürden, fasıklıktan, taşkınlıktan, nifaktan, riya ve gösterişten sana sığınırım. Kalp ve kulak sağırlığından, dilsiz olmaktan, delilikten, bulaşıcı ve müzmin hastalıklardan sana sığınırım.”
“Allahım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, kabul olmayacak duadan, doymayan nefisten sana sığınırım.”
“Allahım! Her çeşit şerden ve tüm şer odaklarından sana sığınırım.”

Şu Peygamber ayı Şaban’da, ümmet olarak Peygamberimiz’in yanındaki yerimizi bir kez daha gözden geçirelim öyleyse.
Salat ve selam her daim onun üzerine olsun.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.