ANKARA (AA) - Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) Direktörü Andreas Schleicher, "Türkiye'de 2018'de öğrenciler öğrenme sonuçları alanında gerçekten iyi sonuçlar elde etti. Ayrıca, Türkiye daha fazla çocuğu eğitme alanında da başarılı oldu. Dünyaya daha fazla çocuğun daha iyi eğitilebileceğini gösterdi." dedi.
Ankara Eğitim Platformu tarafından MEB Şura Salonu'nda düzenlenen "21. Yüzyıl Becerileri ve Tasarım Beceri Atölyeleri Konferansı"na Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, PISA Direktörü Schleicher ve çok sayıda öğretmen katıldı.
Schleicher, burada yaptığı konuşmada, eğitim konusunda yaptığı etkileyici ilerlemelerden ötürü Türkiye'ye teşekkür ederek, "Öğretmenleri de tebrik etmek istiyorum çünkü eğitim gerçekten sınıfta olan şeyle alakalı." ifadesini kullandı.
Gençlerin gelecekte başarılı olabilmesi için bilgi ve becerilere odaklanmak istediklerini belirten Schleicher, PISA değerlendirmelerinde de farklı ülkelerdeki öğrencilerin öğrenme sonuçlarına odaklandıklarını kaydetti.
Schleicher, öğrencilerin okuma becerilerine ilişkin, "Biz öğrencilerin bilgiyi kitaptan almasıyla ilgilenmiyoruz. Bu bilgileri, daha fazla okumayı öğrenmeleri ve bilgiyi üretebilecek şekilde kullanmalarını istiyoruz. Öğrenciler, bu bilgiyi bir bilim adamı gibi düşünebiliyor mu, soru sorabiliyor mu biz bununla ilgileniyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türkiye dünyaya daha fazla çocuğun eğitim sistemine katılabileceğini gösterdi"
Bilgi ve becerilerin PISA'da başarılı olabilmek için son derece önemli olduğunu aktaran Schleicher, 2000'de okuma becerilerine ilişkin araştırma yapıldığını ve ilerleyen yıllarda teknoloji ve sosyal medyanın etkisiyle okuma becerilerinde farklı bulgulara ulaşıldığını kaydetti.
Schleicher, 2003'ten sonra teknolojinin gelişmesiyle okuma becerilerinde hızlı ilerleme olduğuna dikkati çekerek, 2009'da sosyal medyanın öneminin artmasıyla okuma becerilerinde farklılıklar oluştuğunu fakat sonraki yıllarda ciddi bir ilerlemenin olmadığını söyledi.
PISA Direktörü Schleicher, Türkiye'de öğrenme becerilerine ilişkin elde edilen veriler hakkında şunları dile getirdi:
"Türkiye'de 2018'de öğrenciler öğrenme sonuçları alanında gerçekten iyi sonuçlar elde etti. Sadece öğrenme sonuçları açışından değil, Türkiye daha fazla çocuğu eğitme alanında da başarılı oldu. 2003'te Türkiye'deki öğrencilerin sadece çok az bir kısmı orta öğretime kayıt oldu ancak bugün bu rakamın yüzde 70 civarında olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye dünyaya daha fazla çocuğun daha iyi eğitilebileceğini gösterdi. Bu dünyadaki birçok ülkeye gerçekten çok büyük bir mesaj. Daha fazla çocuğun eğitim sistemine katılabileceğini gösterdiniz."
Ülkelerin eğitim alanında yaptığı yatırımlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Schleicher, "Türkiye eğitim alanında çok fazla yatırım yaptı ve bu yatırımları da artıran ülkelerden biri. 2011-2105 yıllarında çok fazla yatırım yapıldığını söyleyebilirim." şeklinde konuştu.
- "Okulda geçirilen zamanın kalitesi önemli"
Okulda geçirilen zaman ile öğrenilen bilginin kıyaslanmasına ilişkin yapılan çalışmalara değinen Schleicher, Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) haftada 60 saatlik bir öğrenim süresi bulunmasına karşın, Finlandiya'da haftada 37 saatlik öğrenim süresi olduğuna işaret etti.
Schleicher, "Öğrenim süresindeki verimliliğe bakıldığında, Finlandiya, Estonya ve İsviçre gibi ülkelerdeki öğrenciler belirli bir zaman içinde çok fazla şey öğreniyor. BAE'de ise öğrenciler okulda çok daha fazla zaman geçirmesine rağmen, çok daha az şey öğreniyor. Öğrenme için zamanın miktarı değil, geçirilen zamanın kalitesi ve öğrenme zamanında nasıl zaman geçirildiği önemli." dedi.
Öte yandan, öğretilmesi kolay bilgilerin test edilmesinin, dijitalleştirilmesinin ve dışarıdan temin edilmesinin daha kolay olduğunu söyleyen Schleicher, "Dünya sizi bildiğiniz şeylerle değil, yapabildiğiniz şeylerle ödüllendiriyor. Bugün başarı ne kadar karmaşık şekilde düşünebildiğinizle ve çalışabildiğinizle, sosyal ve duygusal becerilerinize bağlı olarak değişiyor." diye konuştu.
Bugün teknik alandaki becerilerin yanı sıra sosyal ve duygusal becerilere de ihtiyaç olduğuna, empati kurabilmeye ve karmaşık düşünebilme yetisinin gerekliliğine dikkati çeken Schleicher, bu becerilerin bireylerin iş hayatında da önemli yere sahip olduğunu dile getirdi.
- "Öğretmenlerin dersteki coşku ve istekliliği verimli öğrenme ortamı oluşturuyor"
Schleicher, öğretmenlerin eğitimdeki rolüne ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Günümüzde öğretmenler artık yenilikçi şekilde öğretmek zorunda. Öğrencileri iyi bir şekilde öğrenebilmeleri için onlar tasarımcı olmak, öğrenciler için çok iyi koç olmak zorundalar." ifadelerini kullandı.
Öğretmenlerin, derste öğretme konusunda coşkulu ve istekli olmaları durumunda, öğrencilerin de öğrenme konusunda o kadar istekli olacağına işaret eden Schleicher, "Coşku ve isteklilik çok daha iyi bir öğrenme ortamı oluşturuyor. Öğretmenin istekliliği, yönlendirmeler ve talimatlar da öğretme sürecinde çok önemli rol oynuyor." dedi.
- "Okullar arasındaki kalite farkını ortadan kaldırmalıyız"
Schleicher, farklı ülkelerde okullar arasında ciddi kalite farkı bulunduğunu ve bunun başarılı eğitim sistemi açısından istenilen bir durum olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Finlandiya'da okullar arasındaki kalite ve performasyon farkı yaklaşık yüzde 6 ila 10. Finlandiya'nın kuzeyinde bir okula da gidebilirsiniz ama okulların kalitesi hep aynı seyrediyor. Yani her zaman en yakın okul en iyi okul oluyor. Bu gerçekten bizim başarabileceğimiz şeylerden bir tanesi. Hala Türkiye’de okulların arasında farklılıklar var. Nerede okula gittiğiniz hala çok önemli. Bu değişkenliği azaltmak bizim için gerçekten çok önemli. Eğitim sistemindeki zorlukların üstesinden gelebilmek için daha uygun ve eşit bir ortamın yaratılması gerekiyor."
Schleicher, eğitimdeki cinsiyet farklılığına ilişkin, "Türkiye, eğitimde cinsiyet farklılığının giderilmesi açısından çok büyük performans gösteren ülkelerden biri. Kız ve erkek öğrencilerin benzer performans gösterdiğini görüyoruz. Türkiye’de bilim alanında kızlar ve erkekler aynı PISA puanlarını alıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Başarının yetenek, genler ya da çalışmakla mı ilgili olduğu üzerine yapılan araştırmalara da değinen Schleicher, "Estonya'daki öğrenciler bu konuda büyük ilerleme kaydetti. Türkiye'de de öğrencilere yeteneklerine güvenme kabiliyeti vermemiz gerekiyor." diye konuştu.