Gazeteler terörün finansmanı konusunda yeni ipuçları bulmuşlar ve onlar hakkında, adresleri de dahil, geniş bilgiler veriyorlar. PKK örgütünün bir milyar doları bulan bir fonu yönettiği ve bunun önemli bir bölümünün yasa dışı faaliyetlerden elde ettiği anlaşılıyor.
Yıllardır yasa dışı faaliyetlerle yasal devlet faaliyetlerinin birbirinin dışında olmadığını ve bunların bir bütünün parçaları olduğunu savunuyorum. Dünyadaki ikinci büyük ekonomik faaliyet alanı olan yasa dışı faaliyetlerin aslında devletler tarafından yönetildiği ve yönlendirildiği kanısındayım. Şüphesiz bu küçük bir alanda yapılan kanunsuzlukları içermez ama özellikle uyuşturucu ticareti, kumarhaneler, insan ticareti ve benzeri faaliyetler bu alana girer. Bu alanın devletler tarafından kontrolü iki sebebe dayanır. Birincisi bunları tamamen engellemek mümkün değildir. Engellenemeyen kontrol altına alınır. İkincisi elde edilecek gelirlerin kontrol dışı bir takım güçlere bırakılmasının sakıncaları da böylece bertaraf edilmiş olur.
Bir milyar doları bulan bir para akımının devletlerin bilgisi dışında gerçekleşmesi düşünülemez. Bu paraların ilgili ülkeler tarafından, siyasi ihtiyaçlara göre tahsis edildiğini ve harcandığını düşünüyorum. Mesela SSCB’nin dağıldığı süreçte uyuşturucu kaçakçılığının Türkiye’den Rusya’ya kaydırılmasının altında yatan sebep oradaki faaliyetlerin finansmanı için örtülü paralara ihtiyaç duyulmasıydı.
Eğer terör ve bunların finansmanı devletlerin bilgisi dışında gerçekleşiyorsa şunu kabul etmemiz gerekir: Yeterli eğitimi olmayan, yaşadıkları ülkeye yabancı bazı kişiler devletlerin istihbarat duvarlarını kolayca aşmakta, küçücük bir kaçakçılığa bile imkan vermeyen maliye bürokrasisini atlatmakta, bankalar üzerinden transfer yapmakta ama bunun nereden nereye hangi amaçla gönderildiğini kimse bilmemekte.
Aslında terör örgütleri, kendi başlarına zavallıdırlar. Efsane liderleri gereksiz hale gelirse, onu yıllarca konaklayan ülkeden dışarı atılır, dünya dolaştırılır, sonunda kendisini hiç kimsesi olmayan bir ülkede bulur ve bir yere götürülür. Güvenlik güçleri ve teröristler birbirinin canını alır ama çatışma bir türlü sona erdirilemez. Günün birinde yani terörü siyasi bir amaç için kullanan güç hedefine varınca, barış rüzgarları eser ve terörü yıllarca finanse etmiş ama bir türlü bulunamamış yapılar ortaya dökülür.
Bu arada Deniz Fenerini derhal yakalayan Almanya nedense çeyrek asır süren bu örtülü faaliyeti yeni keşfetti.
Bunlara bakarak bazı ülkeleri suçlarsanız büyük haksızlık olur. Onlar da size Ergenekon soruşturmasını hatırlatır ve binlerce sayfada anlatılan bir sürü olayı bugüne kadar görmemiş olmanızın sebebini sorarlar.
Gerçeği bilmenizin bir faydası yok. Üstelik kendinizi avuttuğunuz bir sürü masaldan da olursunuz ve huzurunuz kaçar. Oysa terörün kaynakları bulunduğu, terör sona erdiği için sevinmemiz gerek. Size de bir jest yapın ve aldatılarak teröre bulaşanları affedin deniyor. Onlar ne yaptıklarının gerçekten farkında değillerdi.
Mahir Kaynak - Star
mkaynak@stargazete.com