Son birkaç yıldan beri futbol kamuoyunun gündemini sık sık meşgul eden bir konu var: “Tribün Terörü.” Buna Holiganizm de deniliyor. Aslında her zaman var olan bu olgu, son yıllarda gündemi meşgul etmeye başladı. Özelliklede Cumartesi günü oynanan maçta tavan yaptı. Tribünlerde istenmeyen görüntülere neden olan holiganistik davranışlar birçok maçın seyircisiz oynanmasına neden oldu. Herkesim seyircisiz oynanan maçların nasıl zevksiz olduğunu, futbol ruhunu öldürdüğünü anlattılar ama sonuç aynı.
Peki nedir bu holiganizm? Eski İngiliz şarkılarında sözü edilen ve düğünlerde çok gürültü ve olay çıkaran “Huysuz” bir İrlandalı aile, hooligan adıyla anılıyor. Gittiği ortamı dağıtan, içkici, şamatacı, haşarı bir karakteri anlatan bir kavram bu. Holiganizm’in modern zamanlardaki anlamı “Spor terörizmi.” Başka bir tanımla: Taraftarı olunan takıma hissedilen gönülden bağlılıkla pek ilgisi olmadan, sporu şiddet yaratmaya alet etme amaçlı tutum. Kısacası post modern terörizm. Holiganlarda ise teröristler.
Kim bu holiganlar veya post modern teröristler diyecek olursanız İngiltere bu konuda uzman. İngiltere’de bu konuda çok sayıda araştırma yapılmış. Çünkü İngiliz taraftarlar gittikleri her ülkenin baş belası. Galatasaray maçında Beyoğlu’nda ölen İngilizleri unutmayalım. Şimdi de Atina’nın başına belalar. Atina emniyeti bizim polisten yardım istiyor. Liverpool-Milan maçını hiç olay olmadan nasıl bitirdiğimize dair.
Galatasaray-Leeds United maçı öncesinde yaşanan olaylar hafızalardaki yerini tüm tazeliğiyle koruyor. Bilindiği gibi maçtan bir gece evvel bazı İngiliz taraftarlar (holiganlar) Taksim’de içkinin de verdiği tesirle sağa sola sataşmaya başlarlar. Terbiye sınırlarını zorlayan davranış biçimleri sergileyip Türk bayrağına karşı olmayacak saygısızlıklar yapmışlardı. Bir grup Türk de kendilerini daha fazla tutamayarak zil zurna sarhoş olan İngilizlerle kavga etmeye başlamışlardı. Yumruklar, sopalar derken ortaya bıçaklar çıkmış ve ne yazık ki o gece iki İngiliz vatandaşı hayatlarını kaybetmişlerdi. Leeds United kulübü, kendilerinin bu taraftarlarla bir ilişkisi olmadığını belirtmiş, onların biletleri bile olmayan holiganlar olduklarını ve de tek amaçlarının olay çıkarmak olduğunu tüm dünyaya duyurmuştur. Bu olay dünya basınında geniş yankı uyandırmıştı. Daha çok İngiliz holiganların suçu olan bir olayda, Türkler terörist ve holigan olarak görülmeye başlanmıştı
Aberdeen Üniversitesi öğretim üyelerinden Giulianotti’ye göre, genç gruplar arasında son derece karmaşık sosyal kökenleri bulunan, hem siyasi hem sosyal arka planı olan bir “Teritoryalizm” yani alan paylaşımı ve sahiplenmesi güdüsü de holiganizmi besleyen faktörlerden biri. Yaban hayatı anlatan dizilerde rastlarsınız. Çakallar kendi alanlarını sınırlamak için idrarını gittiği yerlere bırakır. Bir başka çakal bu alana girmesin, oranın sahibi olduğu bilinsin diye. Mantık aynı. Kendisini güvenli hissettiği, korumacı bir alan yaratmak. Normalde teke tek polise el kaldırmaya cesareti olamayanların birkaç kişi bir araya gelince neler yapmaya cesaret edebilecekleri alanlar.
Futbolda yaşanan şiddet olaylarının, katılımcılara göre en önemli neden, Türkiye’deki eğitim seviyesi. Katılımcıların yüzde 14.66’sı, Türkiye’deki eğitim seviyesinin oldukça düşük olduğunu ve futbolda yaşanan şiddet olaylarının da bu eğitimsizlikten ileri geldiğini öne sürüyorlar. Yüzde 7.92’ik bir oran da, insanların gündelik yaşamlarındaki sıkıntıları ve karşılaştıkları zorluklar nedeniyle deşarj olma ihtiyacı duyduklarını ve bu nedenle futbolda holiganizmin ortaya çıktığını iddia ediyor. Bir hafta çalıştıktan sonra tüm kazancını maç biletine yatıran çırağın kendi tuttuğu takımın kazanma mecburiyeti olduğunu düşünmesi bundan. Araştırmaya katılan her 100 kişiden 7’si, holiganizmin nedeni olarak kulüp yöneticilerine atıfta bulunuyor.
STRATEJİ MORI’nin “Türkiye’de Taraftarlık Eğilimleri Araştırması”na daha yakından bir göz atalım. Maçta kavgaya karıştınız mı? sorusuna “Evet” diyenler % 4’tür. Yani maça giden her 100 kişiden 4’ü bir kavgaya karışmış durumda. “Maçta nadiren de olsa küfürlü tezahüratta bulunurum” diyenlerin oranı % 16’ya çıkmaktadır. Bu sonuçlar da göstermektedir ki Türk futbol seyircisinin büyük çoğunluğu sağduyu ile hareket etmektedir.
Şimdilik olayların sebeplerini unutup sadece Galatasaray seyircisini suçlamak kafanızı kuma gömmekten farksızdır. Türk futbol seyircisinin holiganizmin kıvılcımları olarak adlandırabileceğimiz davranışları diğer ülkelere kıyasla çok azdır ama bu kendi başına sevinilecek bir durum değildir. Türkiye’de olaylara karışan kişileri eğitimi yetersiz, iş ve sosyal güvenliği olmayan kişiler olarak lanse etmek işin kolayına kaçmak olacaktır. Bu konuda son derece kapsamlı toplumsal araştırmalara gerek vardır.