Bir problem nasıl çözülür?
Hakkında çokça yazılıp çizilmiş bir konu. Cümledeki harflerden daha çok teknik üretilmiş bu konuda.
Öncelikle ortada bir problem olduğunu nasıl anlarsınız?
Birisi gelir ve bir problemimiz var der size.
İşler kendi ahvalinde rayında akıp giderken birden bir engel çıkar. Akmaz. Durur. Durağanlaşır.
Akar görünür bazen, ancak burnunuza hoş olmayan kokular gelir.
Duygusal olarak kötü hissedersiniz.
Bedensel , sizi rahatsız eden birtakım belirtiler oluşmaya başlar. Ağrı, allerjik belirtiler, çarpıntı vs.
Bir problem varsa , zihin hemen etkilenmez bundan. Zira dünyada sayısız problem var, savaşlar en başta. Ne zaman bize dokunacak bir taraf söz konusuysa ancak o zaman onun üzerinde düşünmeye başlarız. Bu söylediklerim ortalama insanlar içindir. Ayrıca dünyanın her bir ferdine empati kurabilmiş geniş yürekli insanlar da söz konusudur, onları bundan hariç tutuyorum.
Problem çözme karşısında insan davranışlarını basitçe sınıflandıralım:
1. BEBEKLER
Bu tür insanlar tıpkı bir bebek gibi davranırlar. Altı ıslanan, ya da karnı acıkan bebekler nasıl sadece ağlayarak, küserek, huzursuzlanarak annelerinin gelip ihtiyaçlarını karşılamasını beklerse bu tür insanlar da problemler karşısında çözme sorumluluğunu almaz ve yine ağlayarak, küserek, surat asarak, hastalanarak, içine kapanarak mesaj verir ve bir başkasının gelip sorununun çözmesini beklerler.
2. EMEKLEYENLER
Emekleyen çocuklar gibi başını gözünü çarparak, kırıp dökerek, hiç bir rasyonel düşünceye dayanmayan, yardım kabul etmeyen tarzda davranırlar ve kendim yapacağım, kendim çözeceğim deyip ortalığı velveleye verip daha çok karıştırırlar.
3. OKULA YENİ BAŞLAYANLAR
Bir sorunla karşılaştıklarında, sorunu çözme sorumluluğunu ya öğretmenlerine, ya da ebeveynlerine devredip, onlar ne söylerse onu yapmayı hedefleyen kolaycılardır. Birisi olsun şöyle yap desin ve yapsınlar.
4. ERGENLER
Etrafındakileri dinlermiş gibi görünürler, sorarlar ancak genellikle tersini yaparlar. Bu tür insanları hemen tanırsınız, size bir şeylerden bahsederken ve ne yapması gerektiğini sorarken zaten söylediklerinizi yapmayacağını veya tam tersini yapacağını bilir ve belli bir süre sonra dikkate almamaya başlarsınız.
5. YETİŞKİNLER
Yaşı ne olursa olsun bu guruptaki insanlar, istişare etme yeteneğine ulaşmıştır. Bir problemi çözme ve karar alma aşamasında o konuyla ilgili kime danışılacağını sezer, bilir ve uzman akılları kendi akıllarıyla birleştirirler. Problemden korkmazlar. Bir sorun karşısında paniklemez, sabır ve sükunetle hareket ederler.
6. OLGUNLAR
Bu guruptakiler de istişare ederler ancak işi asıl merciine götürürler. Yaşama gayeleri ile özdeşleşen bir terazileri ve mihenkleri vardır. İstişare ile ortaya çıkan sonucu mutlaka o terazide tartarlar. Tıpkı şöyle:
" Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir." Nisa, 59
"Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir." Şura,10
7. TATLI MEYVELER
Bu gurup biraz özeldir. Bir ağacın dalındaki meyvenin serüveni gibidir ömürleri. Mevsimlere, rüzgara, soğuğa,yağmura, kara, vahşi hayvanlara, kuşlara aldırış etmeden, güneşin sıcak yüzüne bırakırlar kendilerini ve takdire inanırlar. Eğer sonuçta tatlı ve olgun bir meyveye dönüşeceklerse, bu takdir edilmişse, endişe etmezler ve padişah sofrasına gideceklerinden emin, olan bitene aldırmadan alemi seyrederler.
Huzur ve afiyetle geçecek bir ömür olsun niyazımız.