Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Salı Sohbetlerinde bu hafta Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı soykırım üzerine konuştu. Çin’in sadece bugün değil tarihte de zalim bir devlet olduğunu vurgulayan Arabacı, “Bu soykırıma sessiz kalırsak gelecekte ‘Bir zamanlar Doğu Türkistan vardı’ demek zorunda kalırız” diye konuştu.
İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonundaki programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Türkiye’nin Doğu Türkistan’daki zulme sessiz kalmaması ve dünya kamuoyunu bu zulme karşı uyandırması gerektiğini söyledi.
Daha sonra kürsüye gelen Prof. Dr. Caner Arabacı Doğu Türkistan'da çok büyük zulümler yapıldığına işaret ederek, “Doğu Türkistan Türkiye'nin iki katı büyüklüğünde devasa bir coğrafyadır, anavatanımızdır” dedi. Tarihte çok Türk devleti kurulduğunu ve Türklerin birlik olarak büyümeyi değil birbiriyle bir biriyle mücadele edip ayrılmayı öğrendiğini söyleyen Arabacı sözlerini, “Çinliler de ayrı ayrı devlet halindeydi ama onlar birleşmeyi öğrendiler ve devasa bir devlet oldular. Türkler ne zaman birleştiyse Büyük Hun gibi Göktürk gibi büyük devlet oldular ama parçalanmayı öğrendikleri için o büyüme devam ettirilemedi” diye sürdürdü.
Türklerin büyük Devletler kurduğunda Çin’i baskılayıp vergiye bağladıklarını da anlatan Arabacı, “Çin Seddi’nin sadece savunma amaçlı olmadığını yakın zamanda öğrendik. Çin bugün olduğu gibi tarihte de zalim bir devletti ve bu zulümden kaçmak isteyen insanları durdurmayı da düşünerek bu seddi yaptılar. Hatta kaçakların pek çoğu öldürülerek Çin seddinin altına gömülmüştür. Bu efsanelere bile konu olmuş bir hadisedir. Bir kadın, öldürülerek duvarın altına gömülen kocasına o kadar çok ağlayıp o kadar çok beddua etmiş ki Çin Seddi'nin o cesedin bulunduğu kısmı yıkılmış da o ceset kadına verilerek istediği yere gömmesine müsaade edilmiş” diye konuştu.
Çinlilerin Türk hanlarına hediye ettiği prenseslerin yanında gelen hizmetlilerin Çin için bilgi toplayan casuslar olduğunu ve Uygur hakanlıklarında buna yönelik tedbirler alınıp han vefat ettiğinde Çinli prensesin oğullarının da öldürüldüğünü anlatan Arabacı, “Doğu Türkistan insanlık tarihinde büyük icatlar ortaya koymuştur. Dünyada ilk matbaayı icat eden ve ilk İncili matbaada basan Türkistan’dır ve bunu bir Alman araştırmacı ortaya çıkarmıştır ama biz halen çocuklarımıza matbaanın bir Avrupalı icadı olduğu öğretiyoruz. Yine Doğu Türkistanlıları yerin 120 metre derinliğinden su taşıyarak mevsiminden önce turfanda sebzeler yetiştiren tarım alanında öncü bir devlettir Kutadgu Bilig'in yazarı Doğu Türkistanlı'dır ve bu aslında bir siyasetnamedir” dedi.
Osman Batur’un gençliğinden itibaren Çinlilere karşı hürriyet ve istiklal mücadelesi verip bu uğurda hayatını feda ettiğini, İsa Yusuf Alptekin’in de devletleşmede idealini taşıyıp Doğu Türkistan’ın sesini dünyaya duyurmaya çalıştığını ama onun ölümünden sonra Doğu Türkistan'ın devlet kurma çalışmalarının kesildiğini anlatan Arabacı sözlerini, “Doğu Türkistan'ın damarlarında ayrı bir devlet kurma arzusunun her zaman var olduğunu bilen Çin bunu baskılamak için zulmetmekte, asimilasyon yapmaktadır. Çin siyasetinde Doğu Türkistanlıları yok etmedikçe huzur yoktur diye bir inanış vardır ve Çin'in propagandası maalesef dünyada tutmuş gözüküyor” diye sürdürdü.
Çin’in yakın tarihte çeşitli İslam ülkelerinden gelen din adamlarını misafir ettiğini ve bunların ‘Çin devleti terörizmle mücadele ediyor’ diye açıklama yaptıklarına dikkat çeken Arabacı sözlerini şöyle tamamladı:
“Bunların terörist dedikleri Doğu Türkistanlı Müslümanlardır. Bu açıklamaya bakıp, Çin'in en büyük yardımcısının Müslüman kisvesi taşıyan bu insanlar olduğunu söylememiz mümkündür. Devasa bir yapı olan İslam İşbirliği Örgütü Çin zulmüne karşı bir açık açıklama yapmamaktadır. Keza adı Türkçe Konuşan Devletler Topluluğu iken cesur bir hareketle Türk Devletleri Teşkilatı adı verilen oluşumda maalesef Çin aleyhine bir açıklama yapamadı. Çin’in propagandasını dengeleyecek çalışmaların dünya çapında organize edilip yapılması lazım. Çin büyütüldüğü gibi bir devlet değil ürkektir. Ve yine kendi insanını kapitalizme satan, kiralayan bir ülkedir. Bu ekonomik güç karşısında İslam âleminin bu acziyete düşmemesi lazım. Aksi halde gelecekte ‘Bir zamanlar Doğu Türkistan vardı’ diyecek duruma gelebiliriz. Çin’in Doğu Türkistan'da uyguladığı soykırımdır ve buna karşı mücadele etmek, sessiz kalmamak lazım. Bu sadece hükümetlerin değil herkesin görevidir.”