Rabbin rızasını merkeze almak

Prof. Dr. Ali Akpınar

Din, hayat nizamıdır. Hayatın bütün alanlarını kuşatan din, müslümanın hayatını yönetir. Müslüman, her işini dine göre yapan, bir işe karar verirken ve o işi yaparken dini merkeze alan kimsedir. Onun için İslam insanı, bir işe başlamadan önce onun dine uygun olup olmadığına bakar, dine uygunsa yapmaya karar verir ve o işi dinin ölçüleri doğrultusunda tamamlar. Yoksa dine danışmadan başlanan işe, dinde kılıf aramak müslümanın şiarı değildir. Maalesef bugün Müslümanlar merkeze dini değil, menfaatlerini alarak bir işe başlıyorlar; sonra da o işi dine uydurmaya yahut dinde o işe uygun fetvalar bulmaya çalışıyorlar. Bazı Müslümanlar da sıkıştıklarında, şartları zorlamaları, engelleri aşmak için çaba sarf etmeleri gerekirken hemen dinin esaslarını zorlamaya ve adeta dinden taviz koparmaya çalışıyorlar!

Kosova Müslümanlarının, işgalci Sırplara karşı verdikleri özgürlük savaşında yaşanmış şu olay bu konuda ne kadar anlamlıdır:

Hamza, Şaban ve Âdem 60 kişilik bir ailenin üç yiğit kahramanıdır. Sivil hayatın içerisinde yaşarlarken kendilerini savaşın içerisinde bulurlar ve savaşın sembol isimleri olurlar. İşgalcilere karşı şanlı bir direniş başlatırlar. Evleri karargâhları olmuştur artık. Müslümanları, direniş için organize etmeye başlarlar. Durumu fark eden Sırplar dört bin kişilik bir orduyla bu ailenin bulunduğu bölgeyi kuşatırlar. Yiğit Müslümanları teslim alamayan Sırplar, bunları katletmekle direnişin sona ereceğini sanırlar.

Aylardan Ramazan’dır. Müslümanlar sınırlı imkanlar ve oruç ağızlarıyla direnişi sürdürmektedirler. Son gün oğlu babasına şöyle bir teklifte bulunur: Baba bugün oruç tutmasak da daha güçlü bir direniş sergileyerek düşmana karşı koysak!

Babanın cevabı asil ve yiğitçedir: Oğlum, biz Müslümanlar Allah için oruç tutarız. Bizim problemimiz Allah ile değil ki O’nun Rızasını kazanmak için tuttuğumuz orucu bozalım! Bizim problemimiz Sırplarladır. Onun için biz Allah için oruç tutmaya devam edeceğiz ve Sırplarla savaşı sürdüreceğiz!

Öyle de yaparlar ve oruç ağızla gerçekleştirdikleri direnişleri tüm aile fertleriyle birlikte şahadet rütbesini kazanmalarına vesile olur. Onları katletmekle direnişi sonlandıracaklarını sanan Sırplar ise hayal kırıklığına uğrarlar. Zira şehitlerin kanı, uyuyan halkın uyanmasına vesile olur ve Sırpları dize getirecek bir mücadele kıvılcımını ateşler…

Bu örnek olaydan da anlayacağımız gibi dini merkeze almak, olayları dinin ölçüleri çerçevesinde değerlendirmek ve dinin yönetimine girmektir. O halde karar vermeliyiz, biz kim için varız, kim için yaşıyoruz ve kim için yaşamalıyız. Şayet bu soruların cevabı Allah için ise, o zaman O’ndan kopmadan, O’nun ölçülerini merkeze alarak yola devam etmeliyiz. İşte o zaman O, şanına yaraşanı yapacak ve bizlere nusret, izzet ve devlet bahşedecektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.