Kişilerin beslenme alışkanlıkları ve besin tercihleri belirli dönemlerde değişiklik gösterir. Ramazan ayı bu değişimlerin en sık ve en belirgin olduğu dönemdir diyen Haranıoğlu; “Bu dönemde 3 ana öğünlü beslenme dönemi 2 ana öğüne düşmekte ve gün uzun bir süre açlık periyodu ile geçmektedir. Açlığın etkisi ile bireyler daha kalorili, tatlı ağırlıklı ve büyük porsiyonlu bir beslenme dönemine girer. Bu nedenle beslenmenin önemi, bu dönemde daha da artmaktadır” dedi.
SAHUR RAMAZANIN KAHVALTI ÖĞÜNÜ GİBİDİR
Sahur yemeğinin mutlaka yenilmesi gerektiğini belirten Haranıoğlu konuşmasında şunlara da yer verdi; “Sahurda doygunluğu uzun süre koruyacak protein içeriği yüksek besinler seçilmelidir (süt, yumurta, peynir, yoğurt gibi…). Bu öğünde tüketilen çok baharatlı ve tuzlu yiyecekler susamayı artıracağı için tercih edilmemelidir.
İftarda öncelikle su ve ardından çorba tüketimi uzun süre susuzluk yaşayan vücudun sıvı ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacaktır. Su ve çorba tüketimi ardından verilecek 15-20 dakikalık ara hem mide rahatsızlıklarını önleyecek hem de iştah kontrolüne yardımcı olacaktır. Verilen molanın ardından ana yemeklere geçilmeli. İftarda özellikle yüksek yağ ve karbonhidrat içeriğine sahip kızartmalar, hamur işleri ve şerbetli tatlılardan kaçınılması öneriyoruz.” Haranıoğlu, bu dönemde bireylerde kabızlık, mide yanması, uyku hali, unutkanlık, dikkatsizlik, baş dönmesi ya da ağrısı, hipoglisemi ve kilo artışı gibi problemlerle karşılaşmamak için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı; “Sahur öğünü atlanmamalı, öğünlerde bol lifli ve posalı ürünler tercih edilmeli, yemekler mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğnenerek yenilmelidir. Bütün bunların yanı sıra Ramazan ayının yaz dönemine denk gelmesi nedeniyle vücudun artan su ihtiyacını karşılamak daha da önemli olduğu için günde en az 2-2,5 lt su tüketilmesi öneriyoruz.” Haber Merkezi